Hüseyin Sağlam / Haber Yorum
Suriye’deki çalkantılı dönemden teorik anlamda “İslam Devrimi”ni öngörenlerin en büyük dayanağının/güvencesinin Suriye İhvanı olduğu biliniyor.

Bilinen İhvan’ın genel çerçevedeki görüşlerinin Suriye İhvanı’nın bakış açısıyla pek de uyuşmadığını ise kimse dillendirmediği gibi irdeleme gereği de duymuyor.

Ancak CHA’nın Suriye İhvanı başkanı Riyad El Şukfa ile gerçekleştirdiği mülakat aslında Suriye İhvanı ile ilgili bilinmezliği bir ölçüde gideriyor. Başkanın açıklamalarının Suriye İhvanı’nın halet-i ruhiyesine önemli ölçüde ayna tuttuğu da pekâlâ söylenebilir.

Ankara’da düzenlenen ‘Uluslararası Müslüman Kardeşler ve Hasan El- Benna Sempozyumu’na katılmak için Türkiye’ye gelen Müslüman Kardeşler Suriye Başkanı Riyad El Şukfa’nın CHA’ya yaptığı açıklamaların önemli bazı bölümleri şöyle:

“DEMOKRASİYİ KABUL ETME EĞİLİMİNDEYİZ”
“Arap Baharı tamamen bir halk hareketidir. Ortadoğu, onlarca yıldır devam eden dikte rejimlerin baskısı sonucu patlamaya hazır hale gelen bir volkan gibiydi… Bu uzun dikte yönetimlerden dolayı Arap halkımızın siyasi tecrübesi çok zayıftır. Demokratik sistemlere bizim halkımız yabancıdır. Dolayısıyla sistemde bazı açıklıklar kalabilir. Bununla beraber kusurlu bir demokrasiyle dikte arasında kıyaslama bile yapılamaz. Biz öğrenmemiz gerekenlerle birlikte demokrasiyi kabul etme eğilimindeyiz.” 

“TÜRKİYE DEMOKRATİK GELİŞME SAYESİNDE KALKINMA ELDE EDEN BİR ÜLKEDİR”

“Türkiye, devleti ve vatandaşıyla değişim talep eden halkların yanında yer almaktadır. Türkiye, demokrasi tecrübesiyle başarıya ulaşmıştır. Bu demokratik gelişme neticesinde bir kalkınma da elde edilmiştir. Dolayısıyla örnek alınabilecek bir ülkedir. Suriye halkı Türkiye’de gerçekleştirilen demokratik süreci kendi içinde uygulamayı hedefliyor.”
“Esed giderse İslam coğrafyasına birlik gelebilir. Açıkçası halkları inceleyecek olursak gerek Arap halkları gerek İslam halkları birleşme arzusundadır. Bu istekleri demokrasi sayesinde daha kolay alacaktır. Ancak böyle bir birleşmenin çok uzun yıllar alacağı da bir gerçektir. Baskıcı rejim taliplerine baktığımızda ise böyle bir birleşmenin taraftarı olmadıkları görüşmektedir. Çünkü sahip oldukları konumun muhafazası için bu tür ayrılıkların her zaman var olması gerekmektedir.”

“SADDAM IRAK’I İSLAM ÜLKESİ YAPACAKTI”
 “Şunu net bir şekilde ortaya koymak gerekir ki Irak’ta son zamanlarda yaşanan rejim sorunları, İran ve Amerika’nın üretmiş olduğu ortak bir projedir. Sabah akşam Amerika’ya karşı görüş bildiren İran, el altından Amerika ile bu konuda ittifak etmektedir. Saddam’ın devrilmesinin en büyük sebebi Saddam’ın Irak’ı yavaş yavaş bir İslam ülkesi yapmaya yönelik çalışmalarıdır. Son dönemlerinde Saddam, laik duruşundan uzaklaşarak ülkesinde bir iman ve inanç kampanyası başlatmıştı. Irak gibi petrolü ve güçlü ekonomisi olan bir İslam ülkesinin Amerika ve İran için tehdit oluşturacağı düşüncesiyle Saddam’ın baskıcı duruşu kullanılarak Irak yoksulluğa ve ayrımcılığa çekilmiştir.”
Irak’ın geçmiş dönemlerini yaşamış birisi olarak konuşan Şukfa, Baas Partisi’nin o dönemlerde Saddam’ın yönlendirmesiyle kendisinden bazı dini kitaplar talep ettiklerini ve Saddam’ın altı ay içerisinde rejim değişikliğine gidecek çalışmaların başlatılmasına yönelik talimat verdiğini iddia etti. Amerika’nın Irak’ı Saddam Hüseyin’in elinden alarak İran’a teslim ettiğini öne süren Şukfa, Şii nüfusunun Irak’ta çoğunluk olmadığını ancak seçim sürecinde birçok hileye başvurularak sayılarının galip getirildiği iddiasında bulundu.

“SURİYE’DEN SONRA     SIRA İRAN’A GELECEK”

“Benim görüşüme göre Suriye’den sonra ayaklanmalar İran’a geçecektir. Ayaklanmaların İran’a geçmesi durumunda, orada Arap Baharı değil İslami bahar başlayacaktır. Suriye’deki devrimin başarısı bütün bölgede ciddi değişikliklere yol açacaktır. Bu sayede İran, Irak, Suriye üzerindeki Hizbullah ittifakının beli kırılacak ve bölge böyle bir beladan kurtulmuş olacaktır.”

Evet, Suriye İhvanı’nın görüşleri böyle…