ANKARA - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK arasındaki ''Yükseköğretim Kurumları Araştırma Merkezleri'nin İzlenmesi ve Yeterlik Değerlendirmesi Hakkında İşbirliği Protokolü''nün imza töreninde yaptığı konuşmada, güçlü ülkeler ve güçlü toplumların ''doğal olarak'' güçlü bireylere ve kurumlara sahip olduğunu belirtti.

 

Türkiye geliştikçe kurumların her açıdan daha güçlü ve etkin yapılara dönüştüğünü kaydeden Ergün, ''Aynı şekilde kurumlarımız kendilerini geliştirdikçe ülkemizin ekonomik ve kalkınma sürecini çok daha başarılı bir şekilde yöneteceğiz'' dedi.

 

Performansa Göre Destek
Türkiye'nin her alanda ''son derece'' önemli ilerlemeler kaydettiğini dile getiren Ergün, dünyada çok daha fazla söz sahibi olunabilmesi için Türkiye'nin üniversiteler ve üniversitelerin araştırma-geliştirme yeteneğinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

 

Protokolün imzalanmasıyla, üniversitelerin bünyesinde mevcut ve ileride kurulacak olan araştırma merkezlerinin daha etkin ve verimli kullanılması anlamında önemli bir adım atılacağını dile getiren Ergün, ''Protokoldeki eylemlerle araştırma merkezlerinin sınıflandırılması, performanslarının ölçülmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesini sağlayacağız. Böylece araştırma merkezlerinin eksiklerini tespit edecek nicel ve nitel performans kriterleri oluşturacağız. Araştırma merkezlerine verilecek olan destekleri de bu performans sonuçlarına göre belirleyeceğiz'' diye konuştu.

 

Protokolün imzalanmasının ardından sadece nicel kriterlerin dikkate alındığı bir dönemin geride kalacağını anlatan Bakan Ergün, saha ziyaretleri yoluyla merkezlerin durumlarını daha nitelikli bir açıdan takip altına alacaklarını belirtti.

 

Araştırma merkezlerini sadece üniversite bünyesinde kurulan bir yer olarak görmediklerini dile getiren Ergün, firmaların da yeni ürün geliştirmek için kendi bünyelerinde araştırma merkezleri kurmaları gerektiğini ifade etti.

 

Bakan Ergün Gazetecilerin Sorularını Yanıtladı
Otomotiv sektörü temsilcilerinin, ÖTV artışı nedeniyle pazarın daraldığı yönündeki değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine Ergün, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak para ve maliye politikalarında zaman zaman bazı yeniliklerin ortaya çıkabildiğini söyledi.
2008 krizinin Türkiye'ye etkilerini azaltmak için para ve maliye politikalarında önemli değişikler yapıldığını ifade eden Ergün, ''Ciddi vergi indirimleri ortaya çıktı. Çünkü iç pazarda bir daralmanın olmasını istemiyorduk'' diye konuştu.
Geçen yıl kredi hacmindeki aşırı genişlemenin önüne geçmek için bazı tedbirler alındığını anımsatan Ergün, özellikle cari açığın azaltılmasına yönelik bu tedbirlerin sonuçlarının görüldüğünü kaydetti.
''İş Bu Merkezlerin Kurulmasıyla Bitmiyor''
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da, merkezlerin bilgi üretimi, paylaşımı ve bu bilgilerin yeni teknolojilere dönüştürülmesi açısından çok büyük önem taşıdıklarını söyledi.
Merkezlerin yeni araştırmacı yetiştirilmesi açısından da kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Altunbaşak, ''Fakat iş bu merkezlerin kurulmasıyla bitmiyor. Merkezlerin yönetimi, sonuç odaklı araştırmalar yapılması, yapılan araştırmaların, ülkemizin yenilik sistemiyle uyumlu olması, ülkemizin 2023 hedefleriyle uyumlu bir şekilde gitmesi, buralarda çalışacak insan kaynaklarının sürdürülebilirliği, finansman konuları ve ekosistemin diğer aktörleriyle uyumu meselesi ele alınması gerekiyor. Bu protokolün kapsamı da budur'' diye konuştu.
İmza törenine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak'ın yanısıra, ilgili bürokratlar katıldı. (Hafzullah Sevim - İLKHA)