Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Göktaş, “Ey aziz İstanbul, sana niçin aziz denildi biliyor musun? Seni aziz eden kimdir ey İstanbul? Hazreti Muhamme(a.s) seni aziz etmedi mi? Seni aziz eden onun mübarek işareti değil mi? Seni aziz eden Hazreti Muhammed’in arkadaşı, mihmandarı Ebu Eyüp El Ensari değil mi? Seni aziz eden taş yığınları gökdelenler değil? Allah aşkına söyle seni Hazreti Mumamed’in,
muhabbeti, camileri, Ezan-ı Muhammedi değil mi? Seni aziz eden Hazreti Muhammed’in müjdesiyle seni fetheden Fatih’in ordusu değil de nedir. Seni aziz eden Hazreti Muhammed’ (s.a.v)’in evliyaları uleması değil mi? Sen İslam’la aziz olmadın mı? Şimdi buradan Medine’ye sesleniyorum. Ya Resulallah senin aziz kıldığın şehirdeyiz. Fatihin nesli, Selahatti’nin çocukları burada. Senin sevdan ile geldi. Ey Allah’ın resulü emrin geldi, müjden, fermanın arkadaşın, geldi ama biz bugün buraya seni istiyoruz. Ey alemlerin Rabbi olan Allah’ım Resullulah’ın mübarek ruhunu getir aramıza, bizimle beraber olsun. Her birimiz onun buraya geldiğini hissedelim. Ya Resulallah elimizi uzatıyoruz sende elini uzat ey Allah’ın resulü. Hepimizin elinin üzerinden de Allah’ın eli olsun” dedi.
BURADA RESULULLAHA BİAD EDİYORUZ
Peygamber sevdalılarının İstanbul meydanlarından biad yenilediklerini haykıran Göktaş, “Ey Allahın resulü senin ümmetiniz ya biz bundan daha üstün bir kimlik tanımıyoruz. Sana olan muhabbetimizi ikrar ediyor, buradan gösteriyoruz. Sahabelerin gibi olmaya bilir ama vallahi bizde seni seviyoruz. Vallahi senin için bu ülkede canını, malını, evladını, senin yolunda veren yiğitler var ki burada toplanıyoruz. Bu onun bereketidir. Bu sevda burada toplandıysa bunun için bedel ödenmiştir. Biz iman ediyoruz ki bu kalabalığı bir daha kimse evlerine, camilere sokamayacaktır. Muhammedi sevda artık meydanlara taşınmıştır. Bu Kazlıçeşme Meydanının adı Hazreti Muhammed Meydanı olacaktır.
Ey Ebu Lehep’ler, ey ebter diyenler ey Peygamber’in bir gün unutulacağını sanan müşrikler gelin seyredin şu meydanı. Ya rabbi bu meydanı sadece Resulüne değil, Ebu Leheb’e, de Ebu Cehil’e de göster. Onun unutulacağını umanlara da bu meydanı göster. Biz bugün bura da bir biat yeniliyor bir sözleşme yapıyoruz. Akabede Sana hangi şartlarla geldilerse, bizde aynı sözle diyoruz ki sana yüreğimizin, evimizin, ülkemizin, şehirlerimizin en şerefli yerini ayırdık. Gel bizimle ol Alah’ın izniyle senin için ne bedel ödenecekse, Allah’ın izniyle onu ödemek için sana biad ediyoruz. Senin getirdiğin hayat nizamını evlerimize, okullarımıza,
kampüslerimize, en önemli genel kurullarımıza senin nizamını taşıyacağımıza dair söz veriyoruz. Senin rahmetini biz taşıyacak yavrularımıza, kızlarımıza, anne-babalarımıza, ihtiyarlarımıza bizzat biz tattıracağız. Özellikle bu şehrin varoşlarına, garibanlarına, tinerci çocuklarına, kırmızı ışıkta otomobil camlarını silen çocuklara, senin rahmet olduğunu biz göstereceğiz. Senin rahmetini Hazreti İsa’ya yanlış inanan, batıya, Avrupa’ya, Hristiyan alemine biz taşıyacağız. bunun sözünü veriyoruz. Ya rabbi bu sözümüz de bizi utandırma. Bu davayı, cayır cayır yanmakta olan Avrupa’ya ve ülkenin bir çok yerine sen götüreceksin ama bizleri sebep kıl ya rabbi” şeklinde konuştu.
BU KALABALIĞI GÖRÜNCE SECDEYE KAPILIN
Göktaş Hoca sözlerini şöyle sürdürdü; “Elhamdulillah bu ülkenin 130’dan fazla merkezinde Resulullah’ın aşkıyla düzenlenen programalara katlana katlana kalabalıklar geliyor. Bunu biz yaptık zannetmeyin ey organizatörler. Tevbe’de bulunun, insanların akın akın Muhamedi sevdasına koştuğunu gördüğünüzde elhamdulillah deyin ve secde edin. İnanıyoruz ki bizim hayal edemeyeceğimiz günleri göstereceksin. Şu anda Arşı alaya kadar Allah’ın melekleri bu meydanı kuşatıverdi. Akın akın Ravzay-ı Mutaharraya selam götürüyor. Ya Rabbi bizi Resulünle beraber eyle. Kardeşlerim haydi Havzı Kevserde buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.”
Göktaş Hoca’nın konuşmasının ardından ilahi ve ezgiler seslendirmek üzere Özlem Ajans sanatçıları ve Peygamber Sevdalıları çocuk ilahi grubundan kız çocukları sahneye çıktı.