Durdu Kavak: Faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında Temizöz’ü gözaltına aldığımızda HSYK’dan biri arayıp onu bırakmamızı istedi. ‘Hayır, hukuku uyguluyoruz’ dediğimde cevabı ‘Biz, senden hukuku uygulamanı istemiyoruz, dediğimizi yapmanı istiyoruz’ oldu.

BAŞSAVCI KAVAK, ESKİ HSYK’NIN ‘CEMAL TEMİZÖZ’Ü SERBEST BIRAKIN’ TALİMATINI ANLATTI

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı olarak imza attığı faili meçhul cinayetler, KCK ve Habur gibi soruşturmalarla tanınan şimdinin İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, faili meçhuller kapsamında dönemin Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’ün tutuklanmasının ardından eski HSYK’dan gördüğü baskıya anlattı. Kavak “Temizöz’ü gözaltına aldığımızda HSYK’den biri arayıp onu bırakmamızı istedi. ‘Biz senden hukuku uygulamanı değil, dediğimizi yapmanı istiyoruz’ dedi. Tüm baskılara karşın hukuku uyguladık” dedi.

Eski HSYK üyesi baskı yaptı

Başsavcı Durdu Kavak, STAR Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Ahmet Kaplan’ı ziyaretinde, KCK’dan, faili meçhullere, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasından diğer belediyelerle ilgili soruşturmalara kadar pekçok konuda soruları yanıtladı. Kavak, faili meçhul cinayetler davasında 23 faili meçhul cinayetin emrini verdiği iddiasıyla tutuklu yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz soruşturması başladıktan sonra dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bir üyesinden baskı gördüğünü anlattı.

Hukuku uygulamanı istemiyoruz

2009 yılının Mart ayında Diyarbakır’da görevli olduğu dönemde, faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında gözaltına aldıkları Albay Cemal Temizöz’le ilgili HSYK’dan kendisine baskı yapıldığını ifade eden Başsavcı Kavak “Albay Temizöz’ü gözaltına aldığımızda HSYK’dan biri arayıp onu bırakmamızı istedi. ‘Hayır, hukuku uyguluyoruz’ dediğimde ise cevabı ‘Biz, senden hukuku uygulamanı istemiyoruz, dediğimizi yapmanı istiyoruz’ oldu. Tüm baskılara karşın her zaman, her soruşturmada hukuku uyguladık” diye konuştu.

HSYK’yla kariyerim de değişti

Başsavcı Kavak’ın adı bu soruşturma nedeniyle o dönemki HSYK tarafından hazırlanan “korsan kararname”ye girmiş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı görevinden alınması istenmişti. Kavak, bununla ilgili olarak da “HSYK değişince İzmir’e atandım. Daha önceki HSYK’nın bir takım korsan kararnamelerle beni başka yerlere atayacağını, hatta başsavcılıktan uzaklaştıracağını düşünüyordum. HSYK değişince meslekteki kariyerim değişti ve İzmir’e atanmam yapıldı” dedi.

Sıfatı ne olursa olsun biz görevimizi yaparız

İZMİR Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturmaya dair konuşan Durdu Kavak, Anayasa’nın 138’inci ve devam maddelerine göre yargının bağımsız olduğunu hatırlattı. Yargının karşısında belediye ile tapu dairesi ya da herhangi bir kamu kurumunun bir farkı olamayacağını belirten Başsavcı Kavak “Devam eden bir dava var. Dava üzerinden yorum yapmak istemiyorum. Ancak hangi kurum veya kuruluş olursa olsun, bu belediye de olabilir, tapu gibi herhangi bir devlet dairesi de olabilir, savcılıkların, suç işlendiği konusunda yeterli şüphe oluşturacak delillere ulaşması durumunda gereğini yapması, dolayısıyla suç işlendiği iddialarının araştırılması yasal görevdir. Bu bağlamda sıfatı ve görevi kim olursa olsun, suç işlediği yönünde bir iddia söz konusu olduğunda yargı mercileri gereğini yapmakla mükelleftir. Yargılama sonucunda suçlu olup olmadıkları ortaya çıkacaktır. Bu davayı da böyle değerlendirmek lazım” diye konuştu.

Başkan Kocaoğlu’nun tutuklanmasını istemem

Başsavcı Durdu Kavak, yolsuzluk dava kapsamında, örgüt lideri olduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun tutuklanmaması kararını da doğru bulduğunu ifade etti. Kavak, “Şahsen, İzmirlilerin büyük bir kısmının oyunu almış, sevgisini kazanmış bir kişinin tutuklanmasını istemem. Tutuksuz yargılamanın daha iyi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Bazı belediyelerle ilgili soruşturma sürüyor

İzmir`de bazı belediyelerde de ihale dosyalarının alındığı ve incelemeler olduğu yönündeki soruya İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, “Bazı belediyelerle ilgili soruşturmaların bulunduğu doğru. Zaman zaman bazı kısımları medyaya da yansıdı. Ancak detay vermem doğru olmaz. Daha önce de söylediğim gibi eğer bir suç unsuru iddiası varsa bu mutlaka soruşturulur. Birkaç belediyeyle ilgili savcılık soruşturmaları mevcut. Bunlarla ilgili, darp, cebir, tehdit gibi unsunlar oluşmadığı için normal ağır ceza mahkemelerinde dava açılabilir. Cumhuriyet savcıları, iddialarla ilgili gerekeni yapacaktır” diye yanıt verdi.

Bugün de olsa Habur’a yine mahkeme kurarım

KCK operasyonları ve Habur’da mahkeme kurulması nedeniyle eleştirildiğini hatırlattığımız Başsavcı Durdu Kavak, hiçbir zaman yaptıklarından pişmanlık duymadığını ve doğruluğuna inandığını belirterek “Yine olsa yine aynı şeyleri yaparım” dedi. Habur’un ve Demokratik Açılım’ın bölge halkında bir kırılma noktası olduğunu ifade eden Kavak, “Habur konusunda doğru karar verdiğimi düşünüyorum. Bugün olsa yine aynı şeyi yapardım. Gitmeseydik, toplumsal olaylar olsaydı bu kez ‘neden gitmediniz’ diye eleştirirlerdi. Habur ve Demokratik Açılım, bölgede ciddi bir beklenti yarattı. Devlettin o bölgedeki vatandaşlara şefkatle yaklaştığı bilinci yerleşti, psikolojik kırılmaya neden oldu. Vatandaş, ‘devlet görevini yaptı’ demeye başladı, terör örgütüne karşı bakışı da bu çerçevede farklılaştı” dedi. Kavak, Habur’dan girenlerin daha sonra ceza almalarıyla ilgili kendisine sorular yöneltildiğini de belirterek, “O dönemde tutuklanmalarını gerektirecek bir eylemleri yoktu. Tutuklanmalarına neden olan tüm eylemler, Türkiye’ye geldikten sonra yaptıkları açıklamalarla ilgili” dedi.

Değişimde lokomotiflik görevi yargıya düştü

Türkiye`de son yıllarda ciddi bir değişim yaşandığını ifade eden Durdu Kavak, “Her kurum değişiyor. Bu değişim bazılarında yavaş, bazılarında ise hızlı oluyor. Toplumsal değişimde normal şartlarda eğitim kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarının lokomotif olması, yargının da bu değişime ayak uydurması gerekirken Türkiye’de durum böyle gelişmedi. 30 yılda biriken değişim ihtiyacı, son 10 yılda özellikle de son 5-6 yılda hızlanarak devam edince, lokomotif olma görevi yargıya düştü” dedi.

Kavak, yargıdaki değişim ve dönüşümün Türk yargısının uluslararası itibarını artırdığını belirterek şöyle devam etti: “Yargılama süreleri konusunda bir takım eleştiriler mevcut. Yeni düzenlemelerle, yargı kurumlarındaki değişiklik ve yeni yapılanmalarla artık bu sorun da yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. AİHM’e ziyarete gittiğimizde bu konuların hepsi gündeme geldi. Bize 15 dakika ayıran oradaki üyeler, anlattıklarımız karşısında görüşmemizi uzattıve 1,5 saat boyunca Türk hukuk sisteminin geldiği noktayı kendilerine anlattık. Çok etkilendiler.”

Durdu Kavak, adalet dağıtanların temel felsefesini ise şöyle özetledi: “Ünlü bir adalet deyişi var. ‘Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun’ diye. Ben yargılananın kim olduğuna bakmadan, hukukun yerini bulması için hareket ederim. Tüm hukukçular da benimle aynı şekilde düşünür.”

Star