2018-2019 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminin başlamasıyla eğitim sistemindeki sorunlar tekrar gündeme gelirken mevcut sistemdeki karma eğitimin etkisini ve manevi eğitim, hayata geçirilmesi planlanan "2023 Eğitim Vizyonu" konularını İLKHA'ya değerlendiren Gaziantep Akademik Eğitimciler Derneği Başkanı Abdurrahman Örnek, insan temelli bir eğitim anlayışının kurulması gerektiğini ifade etti.
Eğitimde köklü değişikler yapılması gerektiğini belirten Örnek, öncelikle müfredatın değişmesi, ders kitaplarının baştan sona incelenerek toplumun kendi öz değerlerine uygun bir şekilde hazırlanması, ideolojik bir dayatma olan karma eğitim dayatmasının bir an önce kaldırılması ve öğrencilerin manevi gelişimini artıracak yeni çalışmalara imza atılması gerektiğini belirtti.
Türkiye'deki eğitim sisteminde oldukça çok sorun olduğuna işaret eden Örnek, "Biliyorsunuz eğitim gerçekten geniş bir meseledir. Eğitim sistemimizde sorunlar oldukça çok ama bunun yanında tabi ki çözüm üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Bunun en belirgin özelliği Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk beyin 17 Ekim 2018 tarihinde yayınladığı '2023 Eğitim Vizyonu' bu sorunlara neşter vuracaktır. Çünkü bugüne kadar hep akılcı, akla yönelik farklı bir eğitim anlayışıyla hareket ediliyordu. Değişimlerde bu farklı anlayış üzerinden yapılıyordu. Eğitimle ilgili birçok şuralar yapıldı, tavsiye kararları alındı. Ama bir türlü istenilen düzeyde bir eğitim sistemi oluşturulamadı." dedi.
"Eğitimdeki sorunların '2023 Eğitim Vizyonu' aşılacak gibi duruyor"
Eğitimdeki var olan sorunların "2023 Eğitim Vizyonu" aşılacağını ümit ettiklerini belirten Örnek, "2023 eğitim vizyonuyla bu sorun aşılacak gibi duruyor. Çünkü '2023 Eğitim Vizyonu'nun temel felsefesi insan merkezli bir eğitim anlayışının oturtulması yönündedir. Bunu da artık okulları, öğrencileri dar alandan çıkarıp sokakla, meydanla, çevreyle buluşturacak bir eğitim anlayışı oturtulmaya çalışılıyor. Bunun ilk örneklerini de yaklaşık 30 ilde hatta bunlardan bir tanesi de Gaziantep'teki okullardan başlamak üzere beceri ve tasarım atölyeleri kurularak çocukların henüz bu yaşta belli becerilere yönlendirilerek beceri kazanması, bunu ilkokulda, ortaokulda artık meslekleşme yönünde lisede ise artık meslek sahibi olup kendi istihdam alanında oluşturma yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Bunu tabi ki belli bir zamana yaymak gerekiyor. Çünkü eğitimde kısa vadede çözüm almak tekrar eğitimi herhalde sabote etmek olur." ifadelerini kullandı.
"Eğitim sistemimizin yönünün değişmesi gerekiyor"
Türkiye'deki eğitim sisteminin yönünün Batı'ya baktığını belirten Örnek, eğitim sisteminin yönünün değişmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Eğitim ile ilgili kaynaklara baktığımız zaman ben şunu gördüm. Özellikle rehberlik alanında ve 12 yıllık zorunlu eğitim alanında sanki Amerikan eğitim sistemini uyguluyoruz. Bu da toplumumuzun kültürel kodlarına ve medeniyetimize tamamen yabancı bir eğitim sistemidir. Düşünün siz farklı bir ülkenin kendine ait kültürleriyle oluşmuş eğitimi alıyorsunuz. Hiç alakası olmayan bir toplumda ve kültürde uygulamaya çalışıyorsunuz. Tabi bu da ister istemez sorunlara neden oluyor. Belki bunu okul için yapabilirsiniz ama çocuğun sadece okul ile sınırlı bir hayatı yoktur. Aile var, çevre var. Çocuk okul dışında da birçok etkenle karşı karşıyadır. O zaman da çatışmalara neden oluyor."
"Çocuklarımıza kendi tarihimizi ve değerlerimizi öğretmeliyiz"
Örnek, "2023 Eğitim Vizyonu' birazda kendi kodlarımıza dönme, kültürel olarak da kendi medeniyet tarihimizi yeniden araştırıp, bu alanda bugün eğitimde neleri uygulayabiliriz, bunlarla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca çocuğu tamamen okul ile sınırlandırmak doğru değil. Çocuğu okuldan çıkarıp sportif aktivitelere, daha değişik etkinliklere edebiyat, resim, müzik, bunun yanında değerler eğitimi kapsamında yani kendi değerlerimizi vermeliyiz. Aslında değerler eğitimi de bize batıdan ithal olan bir anlayış. Çünkü bizim tamamen kendimize ait değerler eğitimi ile ilgili geleneğimiz, göreneğimiz var ve büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi, yardımlaşma, dini değerlerimize sahip çıkmak ve yaşamak yönündedir. İşte bu yönde camiler olsun, medreseler olsun kendi mekanlarımız var. Çocuklarımıza biz kendi tarihimizi, değerlerimizi öğretmeliyiz. Eğitim bu anlayışla özdeşleştiği zaman herhalde biz tekrar kültürel kodlarımıza bu sayede döneriz diye düşünüyorum. Bunun sonucunda da toplumumuzda hem çocuklar açısından hem de toplumsal açıdan artık kendi eğitim sistemimizi yaşamış oluruz." şeklinde konuştu.
"Karma eğitim fıtrata terstir"
Karma eğitimin İslam ve insan fıtratına ters olan bir eğitim sistemi olduğunu belirten Örnek, "Bizim eğitim sistemimiz dışarıdan alındığı için ithal edilen bir eğitim modelidir. Kız ve erkekler, farklı fıtratta olduklarından dolayı belki okul öncesi, ilkokul kısmında karma olabilir bunu anlayabiliriz ama özellikle ortaokul ve lisede kız çocuklarıyla erkek çocuklarının ayrı okullarda ya da olmuyorsa diyelim ki fiziki yapı yetersizliğinden dolayı bir bahane olabilir ayrı sınıflarda eğitim-öğretim görebilirler. Çünkü bazı derslerde erkek ve kız öğrencilerin ayrı sınıflarda olması gerekiyor. Olmadığı zaman kız-erkek ilişkilerinde kontrolsüz bir ilişki ağı oluşuyor. Madem karma eğitim var. Çocuklarda özellikle ortaokul ve lise öğrencilerinde zihinsel bir dönüşüm yapmak lazım. Daha böyle değerler ekseninde kendi kontrollerini sağlayacak şeklinde böyle bir şey olabilir." diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)