2 Şubat 1982'de Baas rejimi, Suriye'nin Hama kentinde 40 bin insanın can verdiği büyük bir katliama imza attı. Etrafı sarılan Hama şehri, ağır silahlarla yıkıma uğratıldı. Hama'da çocuk, genç ve yaşlı binlerce insanın kanı mazlumca akıtıldı. Toprak o gün kana doydu. Tarihe en vahşi katliamlardan biri olarak geçen Hama Katliamı, aradan geçen 37 yıla rağmen unutulmuyor.
Hama, Suriye'de İslami hareketin en güçlü olduğu şehirlerden biriydi. Anayasada geçen "Devlet Başkanının dini İslam'dır" maddesinin değiştirilmesi için yapılan halk oylamasına katılmayan Hama halkı ve güçlü İslami muhalefet, Baas rejimini korkutuyordu.
Bu durumu hazmedemeyen Hafız Esad, çeşitli komplolara girişti. Katliamdan çok önceleri sindirme şartlarının oluşması için halka zulüm etmeye başladı. Halkın can, mal, namus ve mukaddesatlarına yöneldi.
Hafız Esad'ın emriyle kardeşi Rıfat Esad komutasındaki Suriye ordusu, Hama kentini muhasara altına alıp, bombalamaya başladı. Kentin elektrik, su ve telefonları kesildi. Bölgeye gazetecilerin girmesi engellendi. Müslüman Kardeşler, cami minarelerinden cihad ilan edip Hama'yı korumaya çalıştı. Hama'ya giremeyen Suriye ordusu uçaklarla ve kimyasal silahlarla şehri bombalamaya devam etti. Ağır silahlarla Hama, yerle bir edildi.
Kırk bin insanın can verdiği bu olay, Esad rejiminin son katliamı olmadı. Günümüzde de gerek Hama gerekse de Suriye'nin diğer şehir halkları yine aynı rejimin eliyle katlediliyor.
Hama'yı yerle bir ettikten sonra kente giren Suriye ordusu, sağ kalan masum halkı askeri kamplara, stadyumlara topladı; günlerce aç bırakıp işkencelerden geçirdi. Her yeri ceset kokuları kapladı. Nüfus cüzdanında Hama yazılan insanlar ülkenin neresinde yaşıyorsa yaşasın tutuklandı. Kadınlara tecavüz edildi. Çocuklar açlık ve korkudan öldü. İnsanlar günlerce yaralı ve cesetlerle beraber yaşadı. Suriye'nin farklı şehirlerinden 800 bin insan da ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. (İLKHA)