Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında özel öğretim kurslarının ve temel liselerin kapatılmasına ilişkin kararını değerlendiren özel eğitim kursu yetkilisi Kemal Gündüz, özel öğretim kurslarının bir neden değil bir sonuç olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığının daha önce de kendi bünyesine hafta sonu kursları şeklinde yapmış olduğu çalışmada başarı sağlanamadığı için özel eğitim kurumlarına ihtiyaç duyulduğunu belirten Gündüz, bu kurumların kapatılmasının merdiven altı kurslara zemin hazırlayacağını savundu.
"Mili Eğitim Bakanlığı hafta sonu kurslarında başarı sağlayamadı"
Özel öğretim kurslarının kapatılmasının varlıklı aileleri etkilemeyeceğini, alt ve orta gelirli ailelerin çocuklarına olumsuz yansıyacağını ifade eden Gündüz, "Özel eğitim kurslarının kapatılmasını FETÖ olaylarının dershanelerde cereyan eden olaylarda kaynaklandığını ve özel eğitim kurslarının hepsinin aynı kefe içerisinde değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz." dedi.
Gündüz, "Bu kurumlar özel teşebbüsün ihtiyacı haline gelmiş ve eğitime katkısı olan kurumların ortadan kaldırılması anlamı taşıyor. Bu kurumlar ne tür bir katkı sağlıyorlardı. Eğitimde eksik ve aksak olan kısımları, velilerin çocuklarında bulunan eksiklikleri kendi öz imkânlarını kullanarak özel kurslarda aldıkları eğitimle öğrencilerin üniversiteye hazırlık sürecini tamamlama imkânı sunuyorlardı. Fakat şimdi Milli Eğitim Bakanlığının yapmış olduğu açıklama ile özel eğitim kurslarının devlet bünyesinde faaliyet sürdüreceğini söylüyor. Ama bu konuda şunu söylemek bizim için elzem gözüküyor. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı daha önce de kendi bünyesine hafta sonu kursları şeklinde yapmış olduğu ve pek bir başarı sağlayamadığı için özel bir eğitime ihtiyaç duyulmuştur." ifadelerini kullandı.
"Özel eğitim kursları FETÖ dershaneleri ile aynı kefeye konulmamalı"
Devletin FETÖ ile ilgili tepkisini gayet doğal bulduğunu belirten Gündüz, "Fakat şunu çok iyi bir şekilde ifade etmemiz gerekiyor, biz özel eğitim kurslarının hepsini aynı kefe içerisinde değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz." şeklinde konuştu.
Dershanelerin kapanmasından sonra özel eğitim kurslarının ortaya çıktığını anımsatan Gündüz, "Bu kurumlar kendi öğretmenleri ile güzel bir sonuç elde etmeye çalışıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı özel eğitim kurumlarını kapatmakla ilgili neden böyle bir şeye ihtiyaç duydu? Doğrusu biz bunu bu şekilde yorumluyoruz: 15 Temmuz olaylarından sonra FETÖ olaylarının dershanelerde cereyan eden olaylarda kaynaklandığını düşünüyoruz." dedi.
"Özel eğitim kurumları ülkemiz için bir istihdam kaynağıdır"
Özel eğitim kurslarının kapatılması durumunda bundan en fazla orta ve düşük gelirli vatandaşların etkileneceğine dikkat çeken Gündüz, özel eğitim kurumlarının istihdama ve devlete katkı sağladığını söyleyerek şöyle devam etti:
"Özel eğitim kurslarına baktığımızda kendi öz imkânlarını doğru bir şekilde değerlendiren, aynı zamanda orta sınıf dediğimiz yâda daha düşük imkânlara sahip olan insanların fırsat eşitliğinden faydalanmaları için öğrenci velilerine yansıttıkları bir özellikleri bulunuyordu. Özel eğitim kursları kapatılsa dahi ekonomik durumu iyi olan veliler kendi çocuklarına özel dersler alacaklardır ve maliyetleri de fazla olacaktır. Ama orta ve düşük gelirli veliler özel ders verme imkânından hiçbir şekilde faydalanamayacaktır. Özel eğitim kurslarının ise daha cüzi bir miktarla ve daha fazla emek sarf ederek fırsat eşitliğinde faydalanmış oluyor ve bunu kendi öz kaynaklarıyla yapacaklardır. Ayrıca özel eğitim kurumları ülkemiz için bir istihdam kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Her kurumda ortalama 13-14 öğretmenin çalıştığını düşünürsek devlete bir gelir getirici özelliğe sahip olduğunu, vergilerini ödeyerek ciddi bir katkı sağladıklarını söyleyebiliriz."
"Özel eğitim kurumları kapatılırsa merdiven altı kurslar açılır"
Özel öğretim kurumları ve temel liselerin kapatılmasının eğitim sorunlarını tam olarak çözemeyeceğinin altını çizen Gündüz, özel öğretim kurslarının kapatılmasının merdiven altı kurslara zemin hazırlayacağını savundu.
Gündüz, "Devletimiz belki de olumlu bir çerçevede değerlendirmeye çalışıyor. Fakat zarar ve kârlarını ortaya koyarak, ince elenip sık dokunması gereken kararların çok ciddi olması gerekiyor. İmkânı olanlar öğretmenleri evlerine çağırıp özel ders alabilecek, ama orta gelir veya düşük gelirli aileler ise böyle bir imkânı olmayacaktır. Ve bu dersler merdiven altı dediğimiz tabirle özel dersler alınabilecek bir ortam oluşacaktır. Bizler diyoruz ki bakın burada legal olan kurumlar var, vergi levhaları, milli eğitim müdürlüklerine bağlı olan, denetlenebilen kurumlardan söz ediyoruz. Bizler eğitim sistemindeki aksaklıklardan ve öğrencilerin üniversiteye hazırlanma noktalarındaki eksiklikleri görüyoruz. Bu noksanlıklardan dolayı özel eğitim kursları ve özel ders alma ihtiyacı ortaya çıkıyor. O zaman bizler şunu söylüyoruz: Özel eğitim Kursları bir sonuçtur. Neden değil, nedeni değiştirmediğimiz sürece çok büyük bir değişiklik olmaz ve merdiven altı dediğimiz özel ders olayı ortaya çıkar ve denetim zorlukları dediğimiz sorunların ortaya çıkacağına işaret eder." şeklinde konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)