Bir vadinin içerisinde kurulmuş olan Bitlis, 7 bin yıllık tarihe sahip.
Bitlis denince başta beş minaresi, bağrında yetiştirdiği evliyaları, medrese ve hanları, kalesi ve büryanı olmak üzere akıllara birçok değeri geliyor.
İşte Bitlis denilince akla ilk gelenler:
Beş minare
3 Mart 1916 yılında Rus askeri ve Ermeniler tarafından işgal edilen Bitlis, yaşlısıyla, genciyle, eli silah tutan tüm halkıyla mücadeleye katılmış ve kanlı bir süreç başlamıştı. Harabeye çevrilen Bitlis, işgalinin ardında ayakta sadece 5 minaresi kalmış. Baba-oğul arasında geçen efsanenin ardında türkülere ve manilere konu olan beş minare, aynı zamanda Bitlis'in ismiyle de özdeşleşmiş durumda. O dönem ayakta kalan beş minareler Merkez Ulu Cami, Gökmeydan Cami, Meydan Cami, Şerefiye Cami ve Kale altı camilerin minaresi olarak biliniyor.
Bağrında yetişen evliya ve devlet adamları
İlim ve irfan yurdu olan kadim kent Bitlis, onlarca evliyayı bağrında yetiştirerek, İslam âlemine mal etmiştir. 639 yılından Hazreti Ömer'in halifeliği döneminde İyyaz Bin Ganem'in komutasında gelen İslam ordularına karşı kılıç çekmeden teslim olan ve İslam'ı kabul eden şehirlerin başında gelen Bitlis, o tarihten bu yana büyük İslam âlemlerini ve devlet adamlarını yetiştiren bir kenttir. Bediüzzaman Said-i Nursi, Şeyh Mehmed-i Küfrevi, Şeyh Muhammed Diyauddin, Seyyid Sıbgatullah-il Arvasi, Şeyh Fetullah El Arvasi, Müştak Baba, Şems-i Bitlisi, Şeref Han, Şükri-i Bitlisi, Mevlana İdris-i Bitlisi, Şeyh Tahir-i Gürgi, Mevlana Hüsameddin-i Ali-ül Bitlisi gibi birçok âlim ve devlet adamı yetişmiştir.
Medreseler
Kentte hem İslami ilimler hem de fenni ilimlerin okutulduğu Selçuklu ve Osmanlı mimarilerini taşıyan onlarca medrese bulunmaktadır. İhlasiye Medresesi, Yusufiye Medresesi, Nuhiye, Hatibiye, Şerefiye, Şükriye, Hatuniye, Ahlakiye, Haci Begiye, Haliliye Tağki İslâm Medreseleri, 0xin ve Norşin medreseleri, başlıca medreselerdendir.
Hanlar ve kervansaraylar
İpek yolu güzergâhında bulunan Bitlis'te, 11 ve 16'ncı yüzyıllar arasında yapılan irili ufaklı bir çok han ve kervansaray bulunmaktadır. Bazıları restore edilirken, birçoğu kendi kaderine terk edilmiş durumda. Hatuniye (Hazo) Hanı, Papşin (Hüsrev Paşa) Hanı, Başhan Hanı, El-Aman Hanı, Şerefiye, Arasa, Yusufiye, Duhan ve Kokoz Zal Paşa hanları kentteki başlıca hanlardır.
Türbe ve kümbetler
Bitlis'te Osmanlı ve Selçuklulara ait onlarca türbe kümbet bulunmaktadır. Turistlerin en çok ziyaret ettiği tarihi yapıların içerisinde yer alan türbe ve kümbetlerden en çok ilgi çekeni ise Ahlat ilçesinde bulunan Emir Bayındır Kümbeti ile Abdurrahman Gazi Türbesidir. Diğer türbe ve kümbetler şöyle: Küfrevi Türbesi, Emir Bayındır Kümbeti, Çifte Kümbet, Emir Ali Kümbeti, Usta Şagirt Kümbeti, Şeyh Babo (Üryan Baba) Türbesi, Abdurrahman Gazi Türbesi, Feyzullah El Ensari Türbesi, Hoca Hasan, Ziyaed-din Han, 11'nci Şerafhan, Üçbacılar, Veli Şemsettin Türbeleri, Nuhiye, Saidiye, Hacı Yusuf, Şeyh İsa Türbleri, Erzen Hatun Kümbeti, Şeyh Hasan Türbesi ve Güroymak Kalenderağa Kümbeti.
Selçuklu meydan mezarlığı
Bitlis'in Ahlat ilçesinde en büyük Türk İslam Mezarlığı olma özelliğini taşıyan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, 8 bin 200 mezar taşı ve üzerindeki kabartmalarla turistlerin ilgisini çekiyor.
Bitlis Kalesi
Bitlis Kalesi, şehrin adının aldığı Büyük İskender'in komutanlarından Badlis tarafından MÖ.312 yılında yaptırılmıştır. Bitlis suyunun kollarından iki derenin birleştiği yerde, yalçın bir kaya bloğu üzerinde yer almaktadır. Bununla beraber Tatvan Kalesi, Ahlat Sahil Kalesi ve Adilcevaz Sahil Kalesi de yer almaktadır.
Nemrut Krater Gölü
Bitlis'in Tatvan ilçesinde, 2 bin 935 metre yükseklikteki zirvede, 12 kilometrekarelik yüz ölçümüyle bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri ve doğal güzelliğiyle kentin en önemli turizm destinasyonları arasında bulunan Türkiye'nin en büyük, dünyanın ikinci büyük gölü olan Nemrut Krater Gölü, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Büryan kebabı
Keçi etinin özel kuyularda pişirilmesiyle yapılan ve Evliya Çelebinin "Seyahatname" adlı eserine konu olan Bitlis büryanı, 750 yıllı aşkın tarihiyle önemli bir mutfak kültürü olarak yerini koruyor.
Harik sanatı
Keçi kılı ve kendirden yapılan Bitlis'e has yaklaşık 600 yılık geçmişe sahip Harik sanatı, yöre halkının ayakkabı olarak kullandığı, ayakları yazın serin, kışın ise sıcak tutan bir ayakkabı türüdür. Bununla birlikte birçok sanat yaşatılıyor.
Bitlis Karakovan balı
Bitlis'in yüksek yaylarında, arıların binlerce çiçek ve bitki örtüsünde topladığı besinlerle ürettiği Bitlis'in organik Karakovan balı, dünya üçüncüsü olarak tescillendi. Yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan Karakovan balı, Bitlis'in tanıtımında önemli rol oynuyor.
Bitlis cevizi
Bitlis yöresinde yetişen, iriliği ve lezzetiyle kaliteli ceviz çeşitleri arasında önemli bir yer tutan Bitlis cevizi hem kentin ekonomisine hem de tanıtımına büyük katkılar sunuyor. Özellikle Adilcevaz cevizi markalaşmış durumda. Ceviz için kentte farklı etkinlik ve çalıştaylar düzenlenmektedir.
Taş evleri
Bitlis'in Hizan ilçesinde çoğu derin vadiler arasındaki yamaçlara kurulu çok katlı tarihi taş evlerden oluşan köyler, fotoğraf sanatçıları ve gezginler tarafından büyük ilgi görüyor. Doğasına dokunulmayan taş evler, şaheser gibi ayakta duruyor.
Ahlat bastonu
Yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihe sahip olan, ceviz ağacı, manda, koç ve sığır boynuzunda yapılarak, Selçuklu ve Osmanlı motiflerinin işlendiği Ahlat bastonu, "Coğrafi İşaret" tescillini aldı. Kenti ziyaret eden bilim adamlarına ve devlet adamlarına ilk verilen hediyelerin başında yerini alıyor.
Kaplıcalar
Bitlis kaplıcaları, Türkiye'nin en önemli termal turizm cennetlerinden birisi olmaya aday. Bölgede çok geniş bir alana dağılmış verimli termal su kaynakları bulunmaktadır. Bitlis kaplıcaları, termal suları birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Bunlardan en çok dikkat çekeni ise Budaklı Kaplıcasıdır. Eksi 30 derece bile köylüler mandaları ve atları kaplıcaya koyarak hayvanlarını yıkıyorlar. Burası fotoğrafçıların ve turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor. Bunun dışında Çukur Kaplıcası, Germap Kaplıcası, Nemrut Dağı Kaplıcası, Küçük Kaplıcası ve çok sayıda irili ufaklı kaplıcalar mevcuttur.
Kıyamlar
Bağrında evliyaların yetiştiği Bitlis, 639 yılında İslam'ı kabul etti. Böylesi kadim bir kentte, İslam değerleri adına birçok mücadeleler verilmiştir. Bunların en barizi ise 1913-1914 yıllarında İttihat ve Terakki zihniyetine karşı yapılan kıyamdır. Şeyh Şahabeddin, Molla Selim ve Seyyit Ali öncülüğünde yapılan kıyam, İttihat ve Terakki zihniyeti tarafından kanlı bir şekilde bastırılarak, alimler idam sehpasına çıkarılmıştır. Cumhuriyet döneminde 1927-1934 yılları arasında şapka takmadıkları ve yapılan zulümleri kabul etmedikleri için birçok köy yakılarak, insanlar Tekirdağ başta olmak üzere farklı illere sürgün edilmiştir. (Şükrü Tontaş-İLKHA)