KAYSERİ (AA) - Kayseri'de hastalanan bir arkadaşından devraldığı malzemelerle 45 yıl önce turşuculuğa adım atan Bayram Ali Aydoğan, el arabasında başlayan turşuculuğu dükkanında sürdürüyor.
Kentte yaşayanların bildiği "turşu-kete" lezzetini yıllardır yaşatan 67 yaşındaki turşucu Bayram ustanın dükkanında balıktan yumurtaya, muzdan kiviye, patlıcandan kozalağa kadar 85 çeşit turşu bulunuyor.
Bir zamanlar el arabasıyla sokak sokak dolaşarak turşu ve kete satan Bayram usta, kendisini 45 yıl öncesinden tanıyan müşterilerini dükkanında ağırlıyor.
Müşterilerinin damak tadına göre acılı ya da acısız turşu hazırlayan Bayram usta, güler yüzü ve tatlı diliyle de müşterilerinin sevgisini kazanıyor.
Aydoğan, AA muhabirine, memleketi Niğde'nin Çamardı ilçesinin tatlıcılarıyla meşhur olduğunu, kendisinin de bir zamanlar Adana, Diyarbakır ve Mardin'de tatlıcılık yaptığını söyledi.
"Kayseri'de turşu, kete ile yenir"
1974 yılından bu yana turşuculukla geçimini sağladığını anlatan Aydoğan, şöyle konuştu:
"Kayseri'de bir köylümüz vardı, turşuculuk yapıyordu. Kansere yakalandı, işi devam ettiremeyecekti. Ben de bidonlarını, arabasını satın aldım, turşuculuğa başladım. O yıllar evde turşu kuruyordum. Kışın Adana'da şalgam, yazın Kayseri'de turşu satıyordum. Malzemelerimi, el arabasını trene yüklerdim. Tren, haftada bir giderdi Adana'ya. Ben Niğde'den Adana'ya geçerdim. Tren gelince malzemelerimi alır, satış yapardım. Kayseri'de el arabasıyla statta, fuar alanında, okul önlerinde turşu satardım. Şimdi gelen müşterilerim hep o zamanın çocukları. O zamanın liselileri, ortaokul çocukları... Arabamda ağaç fıçım olurdu, salatalık turşusunu fıçıya koyardım. Turşu suyu bardaklarını küçük bir musluğum vardı, onun sayesinde yıkardım. Keteler de olurdu arabada, Kayseri'de turşu, kete ile yenir. Ketesiz turşu yenmez."
Aydoğan, kentte sokaklarda seyyar satıcılığın kalkmasının ardından çarşı içinde dükkan kiralayıp turşuculuğa burada devam ettiğini dile getirdi.
Eski müşterilerinin burada da kendisini yalnız bırakmadığını ifade eden Bayram usta, şöyle devam etti:
"Öğrenciyken benden turşu suyu alıp içenler şimdi öğretmen olmuş, esnaf olmuş, iş adamı olmuş. Dükkana geliyorlar, burada turşu suyu içiyorlar. Şimdiki nesil pek bilmiyor turşu ya da turşu suyunu. Eskiden tanıyanlar çocuklarıyla geliyor, o günleri anlatıyorlar. 'Biz bu arabadan çok turşu suyu içtik, ketesini yedik. Kimi zaman paramız olmazdı, kimi zaman olurdu. Hiç hasta olmazdık, siz de için' diyorlar evlatlarına. 85 çeşit turşum var. Balık, yumurta, muz, kozalak turşuları dikkat çekici. En fazla salatalık, lahana ve karışık turşu ilgi görür. Tadına bakmadığım turşuyu satmam. Özellikle yumurta beğeniliyor. Turşu eylül-ekim arasında kurulur. Kaya tuzu, üzüm sirkesi, maydanoz, sarımsak, turşuyu kurmak için gerekenler. Turşu sirkeyle güzel olur, sirkeyle kurulur. Yazın müşterim çok olur, gurbetçiler burayı doldurur. Gurbetçiler, evlerine gitmeden bana tuşu yemeye, suyunu içmeye gelirler. Kayseri'de benden başka turşucu yok. Eskiden el arabasında satarken sayımız çoktu ama yasaklanınca dükkana geçen olmadı."
Aydoğan, çevre şehirlerde de bilindiğini, Ankaragücü maçlarında Ankaralı taraftarların mutlaka dükkanına geldiğini aktardı.
Turşunun faydasına değinen Aydoğan, "Nezleye, gribe, hazımsızlığa, iştahsızlığa turşu suyu iyi gelir. Kışın acılı turşu suyu içersen nezle, grip olmazsın." dedi.