Peygamber Sevdalıları Vakfı Şanlıurfa Koordinatörlüğü tarafından 15 günde bir düzenlenen ve konuşmacı olarak Avukat Emin Güneş'in katıldığı "Siyer Mektebi" programları devam ediyor.

Şair Nabi Konferans Salonunda düzenlenen programın üçüncüsüne HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Basri Demir, Peygamber Sevdalıları Vakfı yetkilileri ve vatandaşlar katıldı.

Programda Hazreti Peygamberin, doğumundan önceki Arabistan'ın durumu, dünyaya teşrifleri, gençliği ve evliliğine değinildi.

Program, Abdüssamed Ergün tarafından okunan Kur'an-ı Kerim ile başladı. Programa konuşmacı olarak katılan Güneş, günümüz Müslüman kadının, gayretleri ile erkeklerden geri kalmaması gerektiğine dikkat çekti.

Hazreti Peygamber'in doğumundan önce Arabistan yarımadasında cereyan eden bazı olaylara dikkat çeken Güneş, Hazreti Peygamber dedesi Abdulmuttalib'in yerini bulduğu zemzem kuyusu olayına da değindi.

Güneş, "Zemzem, bildiğiniz gibi Hazreti İbrahim'in eşi Hacer'i ve oğlu İsmail'i Mekke'de terk edip  bıraktığı zaman orada Hazreti Hacer'in Safa ve Merve arasındaki bir çaba sonucu oğluna su araması hadisesinden sonra bulunmuştur. Burada dikkatimizi çeken şey Hazreti Hacer'in yavrusuyla ıssız bir yere terk edilirken tam bir teslimiyet göstermesidir. Bunun hiçbir zaman dikkatten uzak tutulmaması lazım. Özellikle bacılarımızın, kadınlarımızın ve eşlerimizin inanç, itikat ve dava konusunda erkeklerden geri kalan yanlarının bulunmaması lazımdır." dedi.

"Hazreti Hacer çölde bırakılınca Allah'a isyan etmemiştir"

Hazreti Hacer'in bu teslimiyetinin Allah'a imanın zirvesi olduğuna değinen Güneş, "Bu çok önemli bir cehddir.  Her kadın böyle bir şeyi kabullenemez. Şimdi düşünün, böyle bir olay yaşansa kadın, kıyametler koparır. 'Bizi nereye bırakıyorsun, kime bırakıyorsun, bu çölün ortasında bizi kurda kuşa yem mi edeceksin?, diye söylenirler. Hazreti Hacer ise Allah'a isyan etmiyor, eşi Hazreti  İbrahim'e soruyor. Diyor ki, 'Bunu Allah mı istedi?' Hazreti  İbrahim 'evet' deyince mesele bitmiştir. Ama şöyle bir şey değil, 'Allah böyle istedi, Allah benim ekmeğimi, suyumu göndersin!' Öyle de değil.  Kendisi o teslimiyet ile birlikte bir gayret içerisine giriyor, su arıyor ve Allah-u Teâla da onlara suyu, zemzemi ikram ediyor." diye konuştu.

Hazreti Peygamber'in nübüvvetten önceki durumunun İslam düşmanları tarafından istismar edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Güneş, "Haçlılar, Hıristiyanlar, Yahudiler ve İslam düşmanları şunu iddia ediyorlar: 'Mağarada Cebrail kendisine gelmezden önceki Muhammed'in yolundan gidin. Buna bir itirazımız yok. Ama ondan sonra 'kalk ve uyar' diyen, Cebrail'in getirdiği talimatlarla hareket eden, Allah'la irtibatlı, bizim düzenimizi sarsmaya, topluma yön vermeye, oradaki zorbalığa son vermeye kalkan Peygamber'in izinden giderseniz, onun peşine takılırsanız sizinle savaşırız. Bize dayatılan, bizim kabul etmeye zorlandığımız kişi, Muhammed Bin Abdullah'tır. Ama Peygamber değildir." ifadelerini kullandı.

"Biz Müslümansak mahallemizin, sokağımızın kurallarını Allah belirleyecektir"

İslam düşmanlarının kafasında 'peygamber' anlayışının, kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmayan bir 'peygamber' anlayışı olduğuna vurgu yapan Güneş, "Bize şunu diyorlar: 'Size o peygamber yetmiyor mu?  Mağaranıza gidin, sabahlara kadar günlerce orada kalın. İçki içmeyin, puta tapmayın, kumar oynamayın, fal okları ile uğraşmayın, karışan var mı size ama bizim düzenimize karışmayın. Bizim köleci, faizci, hileci düzenimizi bozmaya kalkmayın. Size zorla mağaradan çıkın gelin, içki için demiyoruz.' Buna bugün Müslümanların çok önemli bir kısmını da maalesef ikna etmişler. Müslüman diyor ki, 'Adam haklı kardeşim! Disko, kumarhane açsın sen gitme. Sen çocuğunu gönderme. Senin kolunu büküp zorla götürüyor mu?' Hâlbuki biz şunu söylüyoruz: Biz Müslümansak, bizim mahallemizin, sokağımızın kurallarını Allah belirleyecektir, Resulullah belirleyecektir; keyfine göre sokak olmaz." (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)