HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, beraberindeki bir heyetle beraber Medeniyet Vakfı Gaziantep Şubesini ziyaret etti. HÜDA PAR heyetini, Medeniyet Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Yakup Eraslan ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı.

Ziyarette, İslam coğrafyasında yaşanan zulümler başta olmak üzere Müslümanların içinde oldukları durum, toplumdaki ahlaki yozlaşma, TV'lerdeki ahlak dışı ve mafyavari diziler ile programlar, artan boşanmalar ve gündemdeki çeşitli konular ele alındı.

Ziyarette açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, STK'ların toplum içerisindeki rollerini önemsediklerini belirterek, bu anlamda Gaziantep'teki STK'ları her fırsatta ziyaret ettiklerini ve kentteki STK'ların çalışmalarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Medeniyet Vakfı'nın çalışmalarını takip ettiklerini ifade eden Erat, vakıf yetkililerine çalışmalarında ise başarılar diledi.

İslam coğrafyalarında yaşananlara dikkat çeken Erat, "Derdimiz ve sorunlarımız birdir. Çünkü hepimiz aynı kaynaktan besleniyoruz. Hepimiz Allah'a hamd olsun ki yüce kitabımız olan Kur'an-ı Kerim'den besleniyoruz. Kadim bir tarihimiz, meşru bir örfümüz var. Fakat maalesef bizler her geçen gün bu öz değerlerimizden uzaklaşıyoruz. Özellikle bugün İslam coğrafyasında yaşananlar bizleri ciddi bir şekilde üzüyor. Son günlerde özellikle Yemen'de ki Müslümanlar ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyorlar. Çocuklar her gün açlıktan, ilaçsızlıktan hayatını kaybediyor. Annelerin feryadı arş-ı âlâyı titretiyor. Gerçekten de Yemen'de çok büyük bir zülüm işleniyor. Fakat bütün dünya buna kör ve sağır kalıyor." dedi.

"Emperyalist ülkeler hiçbir zaman bizim sorunlarımızı çözmezler"

Müslümanların kendi sorunlarını kendilerinin çözüme kavuşturması, kendi sorunlarını, bir araya gelip konuşarak, sükûnet içerisinde çözebileceklerini, sorunlarının çözümü için sırtını dışarıya yaslamaması gerektiğine dikkat çeken Erat, "Maalesef bütün çözümler hep Batı'da aranıyor. İslam coğrafyalarının kendi sorunları Batı'da çözüme kavuşturulmak isteniyor. Fakat biz şunu unutmamalıyız ki; biz kendi sorunlarımızı kendimiz çözmediğimiz müddetçe emperyalist ülkeler hiçbir zaman bizim sorunlarımızı çözmezler. Daha beter bizim yaralarımızı derinleştirirler. Bizler mutlaka kendi içerimizde sorunlarımızı çözmeliyiz. Tüm ayrılıklara rağmen ve detaydaki tüm farklılıklarımıza rağmen bir araya gelebilmeliyiz, konuşabilmeliyiz. Sorunlarımızı kendimiz, kendi aramızda çözmeliyiz. İslam âlemi bir aile gibidir. Nasıl ki bir aile içerisinde kavgayla, kan dökmekle sorunlar çözülmüyorsa İslam âleminde de savaşla, kanla, bombayla sorunlarımız çözülmez. Mutlaka diyalogla, bürokrasiyle ve sulh ile sorunlarımızı çözmek gerekiyor. Tek çözüm yolu da budur. İslam'ca, Müslüman'ca bir çözüm ortaya koymamız lazım. Aksi takdirde emperyalist ülkeler sürekli silahlarını daha çok fazla satmaya çalışacaklar ve daha çok aramızı bozmaya çalışacaklardır. Bu durumdan nemalanmaya çalışacaklar. İslam ülkelerini şu anda bu şekilde her tarafını ifsat, işgal etmişler. Bu ciddi anlamda bizleri üzüyor, düşündürüyor." ifadelerini kullandı.

Yemen konusunda herkesin duyarlı olması gerektiğini belirten Erat, Yemen ile ilgili Gaziantep'te tüm camilerden yardım toplandığını ve sivil toplum kuruluşlarının yardımlarda bulunduklarını hatırlattı.

Televizyon dizilerinin toplumun, inanç ve ahlak değerlerini onarılması güç bir şekilde tahrip etmeye ve özellikle gençler ile çocukların hayatla ilgili rollerini belirlerken izledikleri dizilerdeki sözde kahraman olarak lanse edilen bu kişileri kendilerine model olarak benimsediğini belirten Erat, silahlı ve şiddet içeren dizilerdeki artışa dikkat çekti.

"Gençlerimiz bu dizilerden olumsuz etkileniyor"

Dizilerle gençlerin her geçen gün inancından, tarihinden ve örfünden uzaklaştırıldığını belirten Erat, şunları söyledi:

"Özellikle şu anda yine ülkemizin gündeminde ve Gaziantep şehrimizin de bunun etkilerini çok fazla maalesef görüyoruz. Yine bizim tarihimizle, inancımızla uyuşmayan mafyatik diziler oynatılıyor ve bu dizilerden gençlerimiz olumsuz etkileniyor. Bu diziler emperyalist ülkelerin kültürel ve sosyal zihinleri bulandırmak adına yaptıkları çalışmalardır. Maalesef Batı yine örnek alınıyor. Batının tüm iğrençlikleri bu dizi ve filmlerde işleniyor. O gençler, bu şekilde buna özenti duyuyor. Hem ahlaken yozlaşıyor hem de her geçen gün inancından, tarihinden ve örfünden uzaklaşıyor. Çok ciddi bir şekilde halkımıza zarar veriyor. Gençlerde ve sahada bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Aslında sanat çok önemlidir. Sanat ile ilgili güzel çalışmalar yapıldığında bunu müspet bir şekilde sahada yansımalarını görebiliyoruz. Tarihte de bunun örnekleri vardır. Fakat maalesef sanat konusunda da yine Batı bu sanatı eline almış, istediği gibi halkımızı yönlendirebiliyor, algı oluşturabiliyor. Gençler kendilerine bir idol seçiyor ve onun gibi yaşamaya, giyinmeye, konuşmaya ve hareket etmeye başlıyor. Bu şekilde de maalesef ciddi anlamda yozlaşıyorlar."

"Milli piyango" adı altında halka kumar oynatılıyor"

Yılın 12 ayı boyunca "Milli piyango" adı altında devlet eliyle halka kumar oynatıldığını vurgulayan Erat, "Bizler, Sahaya indiğimizde bunu her köşe başında görebiliyoruz. Bari ismini 'Milli' koymasalardı. 'Milli eğitim' diyoruz, batının eğitim sistemini çocuklarımıza öğretiyoruz. 'Milli piyango' diyoruz ve bizimle alakası yok. Tarihimizle, inancımızla, zihin kodlarımızla uyuşmayan, dinimizce haram olan,  örfümüzde yasak olan ve hiç hoş görülmeyen, tarihimizle uyuşmayan bu kumar maalesef halkımıza oynatılıyor. Acı olan tarafı ise bu devlet eliyle yapılıyor. Halkının yüzde 99'u da Müslüman ve dolayısıyla da artık bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu halka gerçekten yazıktır. Bu halkın tarihine ve bu gençlere yazıktır. Gençler, bu şekilde umutlanıyorlar. Hiç kimse bundan kâr etmemiştir. Hiç kimse bundan kâr edemez. Devlet eliyle bir an evvel bu kumarı işletilmekten vazgeçilmelidir. Diğer kumar çeşitleri de ülkemizde meşhurdur. Spor ile ilgili kumar ve daha farklı alanlarda oynatılıyor. At yarışlarıdır ve buna benzer bazı kumar çeşitleri var. Bu kesinlikle doğru değildir. Bunlara bir an evvel son verilmelidir. Bize ait bir şey değildir, vahşi batının dayatmasıdır. Kesinlikle bundan vazgeçilmesi lazım." çağrısında bulundu.

"Ahlaki noktada çok ciddi yozlaşmalar var"

Ahlaki noktada çok ciddi yozlaşmaların olduğunu belirten Erat, "Beklediğimiz ve özlenen nesil; İslami bir gençlik hayal ediyoruz. Fakat bu şekilde biz asla bu hedeflerimize ulaşamayız. Bu kanunlarla ve bu yönetmeliklerle, bu hedeflerle asla hedefimize ulaşamayız. Halkımız günbegün bu kanunlarla beraber yozlaşıyor, mecrasından kayıyor. Özellikle ahlaki noktada çok ciddi yozlaşmalar var. Bunun için bir an evvel tedbir alınmalıdır. Aksi takdirde tam manasıyla biz her şeyimizle Batıya benziyor ve benzemeye de devam edeceğiz. Buna bir yerde 'dur' denilmelidir. Kendi özümüze ve kendi tarihimize dönmeliyiz. Biz, kendi inancımıza göre yaşamalıyız ve hareket etmeliyiz. Bu konuda da mutlaka İslami sivil toplum kuruluşlarına ve kanaat önderlerine çok ciddi işler düşüyor. Çünkü sivil toplum kuruluşları bu halkın dinamikleridir. Kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları önemlidir, bu konuda önemli rol oynuyorlar. Mutlaka onların da buna katkı sunacağını ve onlarında bundan muzdarip olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Medeniyet Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Yakup Eraslan da HÜDA PAR heyetine yaptıkları ziyaretten dolayı teşekkür ederek, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

HÜDA PAR'a çalışmalarında başarılar dileyen Eraslan, "Bu nazik ziyaretlerinden dolayı HÜDA PAR'daki kardeşlerimizden Allah razı olsun, teşekkür ederiz. Başkanımızın da değindiği gibi ülkemizin gündemi ve İslam coğrafyasının gündemi çok yoğun. Bir tarafta Yemen, bir tarafta Suriye, bir tarafta ülkemizin içerisinde bulunduğu hem ekonomik anlamda hem de siyasi anlamdaki sorunlar çok ciddi anlamda bir gündem teşkil ediyor. Biz de bu anlamda bugün karşılıklı fikir ve görüş alışverişinde bulunduk. Allah razı olsun çok faydalı oldu." dedi.

"İslami hareketlere, çalışmalara ve Müslümanların gayretlerine ihtiyaç var"

Bu tür ziyaretlerin önemine değinen Eraslan, "Bu tür ziyaretlerin olması ve Müslümanların bu şekilde kendi aralarında ziyarette bulunmaları kardeşliğin pekişmesi anlamında, sorumluluklarımızı bilmek ve birbirimizi anlatma anlamında güzeldir. Bizler sivil toplum kuruluşları ve İslami camialar olarak görev ve sorumluluklarımızı bilerek hareket etmek, hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamak, gerek rahatlık anlamında gerek sıkıntı anlamında bir girdaba düşmeden sorumluluklarımızı yerine getirmek durumundayız. Şunu biliyoruz ki insanlık var olduğu günden beri İslami hareketlere, çalışmaya ve Müslümanların gayretlerine ihtiyaç var. Bu hiçbir zaman bitmez. Çok rahat bir dönem olsa da çok zor bir dönem olsa da bitmez." ifadelerini kullandı.

Eraslan, "Özellikle böyle bir zaman diliminde, insanların bizim gibi yapılara, bu tür çalışmalara, İslami sivil toplum kuruşları ve camialara ihtiyaçları haddinden fazla. İslam coğrafyalarının böyle kan revan içerisinde olduğu, adeta nereye ulaşacağımıza şaşırdığımız, hangi ahı ve feryadı dinleyeceğimizi bilmediğimiz bir zaman diliminde, bir de ülkemizin içerisindeki gerek gençliğin gerek insanlığın gittiği noktayı gözümüzün önüne getirdiğimizde bize olan ihtiyaç gerçekten de daha fazla. Çünkü biz aşk ve sevgi ile herhangi bir menfaat beklemeden çalışan yapılar ve camialarız. Bundan dolayı da bize olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır." şeklinde konuştu.

Ziyaret karşılıklı iyi temennilerin ardından sona erdi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)