15 günlük sömestri (yarıyıl) tatili yarın başlıyor. Okulların tatile girmesiyle birlikte eğitimciler, öğrencilere ve ebeveynlere önemli tavsiyelerde bulunuyor. Tatilde ailelerin, öğrencilerini desteklemesi gerektiğine dikkat çeken eğitimciler, eksik derslerin bir program dâhilinde yapılması gerektiğini vurguluyor. 

Sömestri tatilinin nasıl geçirilmesi gerektiğine dair İLKHA muhabirine açıklamada bulunan Bitlis Said-i Nursi Anadolu İmam Hatip Lisesi Psikolojik Danışman ve Rehberlik öğretmeni Ferhat Yunus Oto, ailelerin, öğrencilerine tatilde mutlaka bir program yaptırmaları gerektiğini belirtti.

Kâinata bakıldığı zaman her şeyin bir programa tabi olduğunu söyleyen Oto, "Bir arının günlük ne kadar polen toplayacağı, nerelere gideceği... Bunların hepsi belli düzene sahiptir. Hayvanlar, kâinat, bitkilerin hepsi bu şekildedir. Öğrencilerimiz en başta günlük bir program yapmalılar. Saat kaçta kalkacağım, ailemle beraber nerelere gideceğim, neler yapacağım şeklinde bir program yapmalılar."  dedi.

"En önemli şey insanın kendisini tanıması ve kendisini bilmesidir"

Oto, "Öğrenciler, birinci dönem karnelerine göre eksik derslerini tamamlamak zorundalar. Eksikliklerini tamamladıktan sonra ikinci dönem karşılarına çıkacak çok zor konuları çalışmaları gerekiyor. Bunun yanında tabi ki her şey ders değil. Eğlenmek, kendisine vakit ayırmak gerekiyor. Bir öğrencinin tatilden lezzet alması gerekiyor. Elbette ki sınavlar ve dersler önemli. Fakat en önemli şey insanın kendisini tanıması, kendisini bilmesidir. Özellikle Bitlis şartlarını düşündüğümüz zaman kış memleketindeyiz. Çocuklarımızı kayakla eğlendirebiliriz. Kayak sporunu öğretebiliriz. Ailecek gidip orada güzel vakitler geçirebiliriz." ifadelerini kullandı.

"Kitap okuma programları çok önemli"

Öğrencilerin tatilde mutlak surette bol bol kitap okumaları gerektiğine vurgu yapan Oto, şunları söyledi:

"Kitap okuma programları çok önemli. Mutlaka tatilde en az 3 kitap bitirilmesi gerekiyor. 15 günlük bir süre var. Günde bir saat okumayla 3 kitap bitirebiliriz. İmam Gazali hazretleri bir sözünde, '500 yıl yaşasan, her yaşadığın gün bir âlimden ders alsan ve bu dersi de ezberlesen sen kendin okumadıkça âlim olamazsın.' diyor. Demek ki ilimin temeli bireyin kendisiyle kitaplar arasında geçen bir süreçte oluşmaktadır. Bunun yanında sinema ve tiyatroda bolca vakitler geçirilmeli. Kendi okul zamanında yapamadığı aktiviteleri yapabilirler. Öğrenci veya çocuğumuz bilgisayar oyunları oynamalı mı? Evet oynamalı. Teknolojinin üzerindeki kontrolünü kaybetmediği sürece günde bir saatten elbette çocuğumuz bir şey kaybetmez. Ama bundan daha fazla olan süre geçirmeleri ise bağımlılığa dönüştürür. Artık yıl içerisinde de çocuğumuzu kontrol edemeyebiliriz. Televizyon elbette izlemeli fakat onun da bir sınırı olmalı. Aileyle birlikte dizi takip edebilir. Güzel ailevi filmler, hayat hikâyelerinden oluşan filmler. Bir çocuk tatilde asla 2 saatten fazla televizyonla vakit geçirmemeli. Kısacası hem dersini çalışmalı hem ailesiyle vakit geçirmeli hem de eğlenmeli. Bu noktada eksik derslerini tamamlamalı, gelecek döneme de hazır olmalıdır."

"Asla ve asla kıyas içerisine girmemek gerekir"

Karne notu düşük olan öğrenciyi, karne notu yüksek olan bir öğrenciyle kıyaslamanın olumsuz sonuçlar doğuracağını vurgulayan Oto, ailelerin bu noktada destekleyici bir tavır içerisinde olmaları gerektiğinin altını çizdi.

Oto, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Empati yapmayı unutmamalıyız. Empati demek, kendimizi karşısındakinin yerine koymaktır. Bir zamanlar biz de onların sıralarından geçtik. Bir zamanlar bizim de derslerimiz kötüydü. Karne heyecanı içerisindeydik. Dersleri kötü olan öğrencilerimiz varsa destekleyici bir tavırdan sonra, eksiklerinin ne olduğunu bulmak ve bu noktada onlara yardımcı olmak lazım. Ek kaynaklar almak ama derse boğmamak... Ama günde 2 saat ders çalışma programıyla eksiklerini tamamlamak. Asla ve asla kıyas içerisine girmemek gerekir. Çünkü iki insan kıyaslandığı zaman, bu sefer tamamen öğrencimiz veya çocuğumuz köşeye çekilebiliyor. 'Zaten ailem beni kıyaslıyor. Ben başarısızım.' algısıyla 'öğrenilmiş çaresizlik' dediğimiz bir kavram artık oluşuyor. Öğrenci yapamayacağını, zaten kötü olduğunu, ikinci olduğunu eğer benimserse bu da öğrenciyi tamamen diplere çekmektedir. Bunun aksine destekleyici bir tavır içerisinde olmak gerekiyor."

"Çocuklarımıza İslamiyet'in değerlerini aktarmakla sorumluyuz"

"İyi bir doktor, iyi bir mühendis, iyi bir hukukçu olabilirsiniz ama asıl önemli olan iyi bir insan olabilmektir." diyen Oto, "Çocuğumuza, iyi, ahlaklı, karakterli, doğru olmaya yönlendirmek, onlara, İslamiyet'in ve insaniyetin getirmiş olduğu değerleri aktarmakla sorumluyuz. Onun her zaman arkasında olduğumuzu belli etmemiz gerekiyor. Çocuklarımızla beraber vakit geçirmek, akıl zekâ oyunlarını oynamak, tiyatro ve sinemaya gitmek, satranç oynamak... Bu tür aktivitelerde onların yanında olduğumuzu, bir aile bütünlüğü içerisinde olduğumuzu öğrencimize, çocuğumuza belli edersek, kendisi de asla boş durmayacaktır ve 'Ailem benim yanımda, elimden geleni yapacağım.' diyecektir." değerlendirmesinde bulundu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)