HÜDA PAR İstanbul İl Kadın Kolları tarafından düzenlenen "6284 Sayılı Kanun ve Genç Evlilik Mağdurları" paneline katılan kadınlar, yaşadıkları sıkıntıları İLKHA'ya anlattı.
Evlenip yuva kurduklarını ve 2-3 çocuk sahibi olduktan sonra eşlerine verilen cezalarla mağdur edildiklerini belirten kadınlar, yaşanan mağduriyetin hükümet yetkilileri tarafından görülerek bir an önce çözüme kavuşturulmasını ve eşlerinin serbest bırakılmasını istediler.
"Eşim içeri girdikten sonra aile düzenimiz bozuldu"
Sakarya'da ikamet eden ve 10 yıllık evli olan Nagihan Der, "2008 yılında eşimle severek evlendik. Bu evlilikten 2 evladımız dünyaya geldi. Bu ceza bize gelmeden çok güzel bir ailevi yaşantımız vardı. 8 sene sonra gelen cezayla eşim 10 yıl 10 ay ceza aldı. Daha sonra tutuklanarak cezaevine atıldı ve yaklaşık 3 yıldır cezaevinde. Eşim içeri girdikten sonra aile düzenimiz bozuldu. Evimi kapatmak zorunda kaldım. Maddi manevi çöküntüye uğradım. Bu cezalardan sonra eşim içerde ben dışarda hastalıklara yakalandık. Ben buradan yetkililere, aile bakanlığına seslenmek istiyorum! Biz bir Sıla kadar olamadık mı? Onun kadar ses getiremediğimiz için mi bizi tanımıyorlar? Neden bize destek çıkmıyorlar? Aile ise biz de aileyiz, biz de bir yuva kurduk. 10 seneyi aşkındır bir yuvamız var. Benim eşime cinsel istismar cezası verildi, cinsel istismar, tecavüzcü damgası vurularak cezaevine atıldı." dedi.
"Artık yeter!"
Eşine tecavüzcü denmesine ve "cinsel istismar" suçundan cezaevine atılmasına rağmen devletin kendilerine resmi nikâh yaptığını, ayrıca eş odası verdiğini belirten Der, kanundaki çelişkiye dikkat çekerek şunları aktardı;
"Bu durumda devlet bana resmi nikâh verdi. Pembe oda adı altında bize ödül görüşü veriyor. Bu insan benim tecavüzcüm olarak içerde yatıyorsa bize neden ödül veriliyor? Ben burada bunu sorguluyorum! Cumhurbaşkanımıza, Aile Bakanlığına, KADEM'e sesleniyorum! Bizi artık görmezden gelmesinler. Biz 10 yıllık bir cezayı hak etmedik. 2 çocukla dışarda mağduruz. Ben hastayım, çalışamıyorum. Resmi nikâhlı eşim madem benim tecavüzcüm bize neden aile cüzdanı veriyorlar? Devlet neden bu imkânı verdi? Ben bunları sorgulamak istiyorum. Mağdur olmamamız için bu cezalar verildi ama asıl şimdi mağduruz. Çoluk çocuğumuzla ortada kaldık. Lütfen! Artık buna sessiz kalmasınlar. Bizleri görsünler. Yıllardır mağdur edilerek haklarımızdan mahrum edildik. Çocuklarımız baba sevgisinden mahrum bırakıldı. Artık yeter! Devlet büyükleri yapılan yanlıştan geri dönerek eşlerimizi bize geri versin. Onlardan ev, maaş talep etmiyoruz. Sadece bize eşlerimizi geri versinler. 8 bin aileyi 16 bin çocuğu babasız büyümeye mahkûm etmesinler."
"Aile kurmanın bedeli olarak 16 yıl ceza verdiler"
Eşi Nurettin Şentürk ile 6 senedir evli olan ve erken yaşta evlendikleri için kendilerine 16 yıl ceza verilen Damla Şentürk ise şöyle konuştu;
"Erken yaşta severek evlendiğimiz için eşime 16 sene ceza verildi. Eşim 4 senedir cezaevinde ve 8 sene daha cezaevinde kalacak. Vakitsiz sevip yuva kurmanın bedeli olarak bize 16 sene ceza verdiler. Bir başıma ortada korumasız kaldım. 16 bin evlat babasız büyüyor. 8 bin kadın korumasız kaldı. Koruma adı altında mağdur edildik. Ailelerimiz, yuvalarımız yıkıldı. Biz severek evlendiğimiz resmi nikâhlı eşlerimizi geri istiyoruz."
"Eşim, babam, kayınpederim cezaevine atıldı"
Evlendikten 7 sene sonra açılan dava sonrası eşi, babası ve kayınpederi cezaevine atılan Yeşim Küçük, yıllar sonra gelen cezalarla her şeyinin elinden alındığını söyledi.
Küçük, "Eşim, babam, kayınpederim cezaevinde. Eşim uzman çavuştu. 2 çocuk babası adama cinsel istismar suçu damgası vurularak 7 sene sonra cezaevine attılar. Ben ailemi istiyorum. Bütün dünya sizin olsun, bir tek ailem benim olsun. Benim devletim 7 sene sonra yuvamı yıktı. Resmi nikahlı eşimi, babamı, kayınbabamı cezaevine aldılar. 7 sene sonra çocuklarımın geleceği, her şeyim elimden alındı. 500 TL ile geçinmeye çalışıyorum. Cezaevindeki eşime bakmaya çalışıyorum. Ben bir tek ailemi istiyorum. Çocuğum baba diye kapıya koşuyordu ama artık babasını unuttu. Ben artık çocuklarıma 'babanız gelecek' diye yalan söylemekten bıktım. Çocuklarımı baba sevgisinden mahrum büyütmek istemiyorum. Artık sesimizi duysunlar." şeklinde konuştu. (Nizamettin Aşkın- İLKHA)