Cinsiyet eşitliği politikası ile ilgili basın açıklaması yapan Mutlu Aile Mutlu Çocuk Derneği Genel Başkanı Meryem Terzi, son günlerde sıkça gündeme gelen toplumsal birlikteliğe darbe vuran 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikası'yla karşı karşıya olduklarını söyledi.

"Birleşmiş Milletler himayesinde gerçekleşen ve Batı merkezli sivil toplum kuruluşlarının ön ayak olmasıyla yapılan bazı zirveler bizi istemediğimiz anlayışları kabul etmeye zorluyor." diyen Terzi şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde eşitlik ve özgürlük adı altında cinsiyetlerin ayrımının kabul edilemeyeceği ifade edilerek ülkemiz, cinsiyet ayrımcılığının dayatıldığı bir mecraya doğru sürüklenmektedir. Türkiye'nin gündemine yeniden sokulan bu politika, kısaca toplumun her kesiminde cinsiyet ayrımının kaldırıldığı bir teoriyi barındırıyor. Dünyada kadınların mağduriyetine çare olmak için geliştirilen bu tür politikalar çare üretmek yerine kadınların daha çok mağduriyetine yol açmaktadır."

"Aile mefhumunun ortadan kalkması kötülüklere kapı aralıyor"

Cinsiyetsizliği özendiren, kadınlık ve erkekliğin kültürel bir ifade biçimi olduğunu söyleyen Terzi, "Bu proje, Türkiye'deki Müslüman halkın medeniyet hasılası olarak taşıdığı karı-koca ilişkileri, aile ve kadının mahremiyeti gibi değerleri iğdiş edecektir. Özellikle aile mefhumunun ortadan kalkması, bireyin isteklerini özgürce icra etmesi her türlü kötülüğe kapı aralayacaktır. Beyanında bulundu. Yeni nesillerimizin insan fıtratına ters bir anlayışla yetiştirilmesini öngören bu toplum mühendisliği projesi inanç değerlerimize dinamit yerleştirmektedir. Üstelik bu projenin hangi bilimsel verilerle ortaya çıktığı da cevaplanması gereken bir soru olarak önümüzde durmaktadır." dedi.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği dayatması yapılacak en büyük kötülüktür"

Terzi, "Toplumumuzun kadın ve erkeğe yüklediği rolleri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği dayatmasıyla yıpratmak, olmadıkları bir forma sokmaya çalışmak, kadın ve erkeğe yapılacak en büyük kötülüktür. Eşitlik kavramının cinsler üzerinden değil, haklar üzerinden ele alınması inancımızın, kültürümüzün ve sosyal dokumuzun bir gereğidir. Kendi kültürümüze uygun olmayan, cinsiyet eşitliğine dayalı söylemler kadın ve erkeği birbirine karşı rekabete yöneltmektedir. Bu söylemlere dayanan politikalar kadına yönelik sorunları çözmemekte bilakis artırmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığının kaldırılmasının yolu kadının erkeklik rollerine yaklaştırılması değildir. Kadın ve erkeğin fıtratı, toplumsal rolleri, görev ve sorumlulukları dikkate alınarak birbirlerini ezmeden ortak bir gelecek inşa etmeleri gerekir." ifadelerini kullandı.

"Aile içi roller fıtrat üzere şekillenmeli"

Yaşam biçiminin İslami normlarla mayalandığı Türkiye'de aile içi rollerin fıtrat üzere şekillenmesi gerektiğini belirten Terzi, "Eşitlik adı altında üretime sokulan ideolojik çarpıklıkların tümünü reddediyoruz. Dayatmacı ve tahakküm projeleriyle İslami hayat biçiminin dejenere edilerek, batı hayat tarzının dayatılmak istendiğinin farkındayız. Mutlu Aile Mutlu Çocuk Derneği, toplumun temel taşı olan ailenin kutsiyetini ve devamlılığını vazgeçilmez kabul eder. Aile yuvasının sükûn bulunulan mekânlar olduğunu düşünür. Toplumda hızla yaygınlaşan bireyselleşme yerine kültürümüzde var olan aileyle birlikte yaşamanın önemine inanır. Faaliyetlerine bu eksende devam eden Mutlu Aile Mutlu Çocuk Derneği olarak, bizden olmayan bir kültürün ürettiği kavramlarla değil, inancımız ve kültürel değerlerimizin süzgecinden geçirdiğimiz doğrularımızla toplumumuzun selamete ereceğine inanıyoruz." diye konuştu.

"İslam'ın referans alınmasını talep ediyoruz"

Terzi son olarak şunları söyledi: "Toplumsal yaşam biçimi, Batı medeniyet perspektifiyle inşa edilirse Müslüman dünya için yıkım getireceğine dikkat çekmek istiyoruz. Bu projenin hayata geçmesinde sorumluluğu bulunan herkesi bu duyarlılığa davet ediyoruz. Sosyal politikalar oluşturulurken insan fıtratının doğasını öne çıkaran İslam Dininin referans alınmasını talep ediyoruz." (Zeyd Varol-İLKHA)