İslami hizmetlerinden dolayı uzun yıllardır cezaevinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru Yusufî mahkûmlara adalet için Adana'da basın açıklaması düzenlendi.

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Adana İl Koordinatörlüğü tarafından 9'uncusu organize edilen kitlesel basın açıklamasına; HÜDA PAR Adana İl Teşkilatının yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşu da destek verdi.

Adana 5 Ocak Meydanı'nda Cuma namazına müteakip yağmur altında gerçekleşen basın açıklaması sırasında; "28 Şubat Son Bulsun, Af Değil Yeniden Yargılanma, Lütuf Değil Adalet İtiyoruz, Adil Yargılanma Hemen Şimdi, Bu Hasret Son Bulsun Yusufîler Özgür Olsun" ifadeleri yazılı dövizlerle Yusufîler için adalet istendi.

İnisiyatif Sözcüsü Orhan Erkuş'un sunuculuğunu yaptığı programda basın açıklamasını ise Hüseyin Ayaydın okudu.

"20 yılı aşkındır devam eden bu zulüm halen kanayan taze bir yara hükmündedir"

Ömürlerini zindanda geçiren 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının yaşadıkları sıkıntıları aktararak sözlerine başlayan Ayaydın, "20 yılı aşan bir süredir yüzlerce Müslüman haksız yere, uydurma delillerle ve sahte itirafnamelerle üzerlerine suç atılmış, halen haklarında verilen hapis cezalarının infazı için cezaevlerinde yatmaktadırlar. 20 yılı aşkındır devam eden bu zulüm bizler için halen kanayan taze bir yara hükmündedir." dedi.

"Bizler Yusufîlere özgürlük derken öncelikle kamuoyunun Yusufîlerin kim olduğunu bilmesi gerekiyor." diyen Ayaydın, "Özellikle 90'lı yıllarda halk adına ortaya çıkıp, köylerimizde, dağlarımızda, şehirlerimizde terör estiren şer güçlere karşı malını, canını, namusunu ve belki daha da önemlisi İslam'ın izzetini muhafaza için mücadele etmiş insanlardan bahsediyoruz. Bu terör şebekeleri tarafından şehirlerimizde, köylerimizde terör estirilirken çok sonraları ortaya çıktı ki aslında karakollarda da adliyelerde de bir terör şebekesi devlet adına faaliyet yürütüyordu. Bu mazlumlar bu her iki şer şebekesinin zulmüyle karşılaştılar; hayatlarını kaybedenler mezarlıklara defnedilirken, kalanlar ise cezaevlerinin yolunu tuttu." ifadelerini kullandı.

Yargı ve adalet sistemindeki çifte standartlara dikkat çeken Ayaydın, "Bu mağdur Müslümanların artık özgürlüklerine kavuşması için kimseden bir ricada bulunmuyoruz. Kimseye yalvarıp yakarmıyoruz. Yaptığımız sadece sorumluluklarını onlara hatırlatmaktır!  Darbeciler, gerek darbe girişimlerinde işledikleri vahşice cinayetler gerekse de darbelerin ardından aldıkları kararlar ve yaptıkları uygulamalarla özellikle adalet, hukuk ve insan hakları konularında ilkelliği, zulmü ve vahşeti yaşatmışlardır. Aradan 22 yıl geçmesine rağmen halen de bunların sebep olduğu hukuksuzlukların, haksızlıkların ve zulümlerin etkisi, mağdur ettikleri insanların üzerinde devam etmektedir." diyerek yaşanan hukuksuzlukları anlattı.

"FETÖ her yönüyle 28 Şubat darbecilerinin ortağıdır"

Yusufi mahkumlara kurulan tuzakları da detaylarıyla paylaşan Ayaydın, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"FETÖ her yönüyle 28 Şubat darbecilerinin ortağıdır ve o dönemin en önemli aktörlerindendir. O tarihin medya arşivlerine bakıldığında, bugün terörist olarak ABD'den iadesi istenen FETÖ'nün, darbecileri destekleyen, onlara arka çıkan, onları öven ve o günkü başbakanı suçlayan, gazete manşetlerine çıkmış demeçleri görülecektir. FETÖ'nün oluşturduğu korku imparatorluğu yıkılınca, bugüne kadar yaptığı zulümler bir bir dillendirilmeye başlandı. Şantaj, hile, kumpas ve uydurma deliller yoluyla nice insanın hakkını gasp ettikleri, nice insanın ekonomik ve sosyal hayatını, özgürlüğünü ve itibarını elinden aldıklarını hep beraber gördük."

"FETÖ'nün 'imha edin' talimatı üzerine İslami camialar bunlar tarafından takibe alındı, mensupları sorgulandı, işkencelerden geçirildi, işlerine son verildi, öğrenciler okuldan atıldı." diyen Ayaydın, "Çoğu kişiye 'irticai faaliyetler' gerekçe gösterilerek Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde müebbet cezalar verildi. İslami camiaları hedefe koyup her türlü fırıldağı çeviren, medya güçleriyle Müslümanlar aleyhine en barbar algıları oluşturan vicdansız zalimler Müslümanlarla beraber aziz İslam'ı da kötü göstermeye çalıştılar. Generaller, komutanlar, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, hâkimler, savcılar, emniyet amirleri, kurum müdürleri vs. ülkenin tüm kurumlarında bir örümcek gibi ağlarını ören FETÖ'ye hizmet ettiler." ifadelerini kullanarak, "28 Şubat darbecilerinin huzurunda 'hazır ol'a geçip, onlardan aldıkları brifinglerle kararlar veren hâkimler ve savcılar ile bugün tüm unsurlarıyla beraber terörist dediğiniz FETÖ'nün talimatlarıyla kararlar veren hâkimler ve savcıların verdikleri kararları hukuki ve adil buluyor musunuz?" diye sordu.

"Bu adalet midir?"

FETÖ yargısının verdiği hukuksuz kararların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Ayaydın, "Eğer bunlar adil ve hukuka riayet eden insanlar idi ise, neden terörist diyorsunuz? Yok, eğer terörist iseler, bunların kararlarını neden yok hükmünde saymıyorsunuz? Oysa 'bunlara FETÖ tarafından kumpas kurulmuş' denilerek Ergenekon, Balyoz, Casusluk vs. davalarda verilen ve Yargıtay'ca da müebbet cezaları hükme bağlanan herkes serbest bırakıldı. Hatta kendilerine, 'mağdur edilmişler' denilerek yüklü miktarda tazminatlar dahi ödendi. 28 Şubat cuntacıları yargılandı ve yakın zamanda hemen hepsi müebbet cezalara çarptırıldılar. Ancak, halka ve Müslümanlara ettikleri bunca zulüm, haksızlık ve eziyete rağmen, suçları sabit bu zalim cuntacıları yaşlılık ve hastalık bahaneleriyle bir teki bile cezaevine konulmadı. Hakkında idam hükmü kalkmayan tek suç olan 'vatana ihanet' gibi ağır bir suçu işlediği hükme bağlanan bir başkası da bir bahane ile salıverilebiliyorsa, bu durum 'ülkede üstünlerin hukuku vardır' iddialarını doğrulamaz mı? Biz de Cumhurbaşkanının söylediğinin aynısını söylüyoruz: Bu adalet midir?" dedi.

"Yusufi Müslümanlar için adalet, hukuk istiyoruz"

Yetkililere adalet çağrısı da yapan Ayaydın, "Bizler, 28 Şubat darbesi hâkim ve savcılarının ve 15 Temmuz darbecisi FETÖ'nün hâkim ve savcılarının tamamen hukuksuzca, işkenceyle, zorbaca, kurgulu ve uydurma delillerle 15-20-25 yıldır cezaevine attırdığı Yusufi Müslümanlar için adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz. Kendileriyle beraber ailelerinin de çileleri bitsin diyoruz. Yetkililerin bu mağduriyetleri giderme imkânı ve fırsatı vardır. Bu mazlumların görmezden gelinmesinin Allah nezdinde vebali çok büyüktür. Sinsice tuzak kurup masumları hapseden zalimlerin akıbetini, yaptıklarının kendilerine kâr kalmadığını hepimiz görüyoruz." diye konuştu.

Ayaydın, "Sırça köşklerde beddua edenlere değil, mazlumların ahına Dergâh-ı İlahi'de icabet edildiğine şahitlik ediyoruz. Zulmü icra edenler nasıl zillete duçar olduysa bu zulümlere sessiz kalanların da sonunun zillet olacağını hatırlatırız. Yetkililere sesleniyoruz! Bu zulüm, bu mağduriyet daha ne kadar sürecek?  Sizden lütuf istemiyoruz, sadece adalet istiyoruz. Bu adalet de sadece ve sadece adil yargılanma ile tesis edilebilir. Ve son olarak diyoruz ki; artık yeter! Mazlumun bedduasından korkun ve 28 Şubat ve FETÖ zulmüne derhal son verin." diyerek açıklamasını sonlandırdı. (İLKHA)