"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" dolayısıyla açıklamalarda bulunan Gaziantepli gazeteciler, Türkiye'de gazetecilerin çok zor şartlar altında çalıştığına dikkat çekerek, gazetecilere hak ettikleri değerin verilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Gazetecilerin, toplumun en önemli bilgi kaynağını oluşturduğunu belirten gazeteciler, zaman kavramı olmaksızın çok zor şartlarda görev yapan gazetecilerin, mesleklerini çok daha iyi icra edebilmeleri için özlük haklarının iyileştirilmesi ve daha iyi koşullarda çalışma ortamlarının sağlanması gerektiğini dile getiriyorlar.
Gazeteciler, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" vesilesiyle duygu ve düşüncelerini İLKHA'ya anlattılar.
22 yıldır muhabirlik yaptığını belirten Sabah Gazetesi Muhabiri Mehmet Boncuk, gelişen ülkelerde gazetecilerin çok daha iyi şartlarda çalıştığını, ancak Türkiye'de gazetecilik mesleğinin hak ettiği değeri bulamadığını aktardı.
"Gazeteciler mesleklerine olan inançla işlerini sürdürmeye çalışıyorlar"
Tüm gazetecilerin "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü kutlayan Boncuk, "Çalışan gazeteciler çok farklı sektörlerde istihdam ediliyorlar. Yazılı, görsel ve son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte internet medyasında gazetecilik, ülkemizde çok zor şartlar altında yapılıyor. Ülkemizin ekonomik koşulları çok iyi değil. Doğal olarak ticari işletmelerde bu noktada rahat hareket edemiyor. Bu da gazetecilerin hem çalışma şartlarına hem de aldıkları ücretlere yansıyor. Gazeteci, toplumu bilgilendirendir. Dolayısıyla da gazeteci aydın ve kendisini geliştirmesi gereken bir kişi olmalıdır. Bu noktada gazeteci hem yoğun bir mesai süreci içerisinde olunca hem de ekonomik koşulları iyi olmayınca doğal olarak bu gerekleri yerine getirmekte zorlanıyor. Pek çok ülkede profesyonelce yapılan gazetecilik mesleği, bizim ülkemizde maalesef iman gücüyle yapılıyor. Gazeteciler, mesleklerine olan aşkları ve mesleklerine olan inançla bu işi sürdürmeye çalışıyorlar." dedi.
"Küçük şehirlerde gazeteciler çok zor şartlar altında çalışıyor"
Gelişen ülkelerde gazetecilerin şartlarının çok iyi olduğunu belirten Boncuk, "Bir gazeteci, bir polis, bir avukat ve bir öğretmen kadar hatta çoğu yerde onlardan daha yüksek ücretler alırken, bizim ülkemizde, özellikle Anadolu'da, gazeteciler asgari ücret sınırında çalışabilmektedir. Sadece İstanbul'da gazete ve televizyonlar, ya da ajans merkezlerinde çalışan arkadaşlarımızın şartları kısmen iyidir. Bu noktada özellikle de Anadolu'da çalışan gazeteciler olarak buna yönelik bir takım bizim beklentilerimiz var. Aynı şekilde bilgiye ulaşma noktasında belki Ankara, İstanbul'da sorun olmuyor ama Anadolu'da bilgiye erişim ve ulaşım çok kolay değil. Pek çok insan da bunu sadece devlet yetkililerine bir takım şeyleri vermesi ya da vermemesi ile düşünebilir ama öyle değil. Bizim taşrada çok zorlandığımız farklı konular var. Yereldeki kurumlar, insanlar ve habere konu olan kişiler çok kısa bir mesafe dilimi içinde yüz yüze gelebilme olanağı durumu var. Bu noktada bilgi erişimine ulaşma biraz daha zorlaştırılıyor. Gaziantep, belki buna nazaran farklı bir konumdadır ama özellikle küçük şehirlerde gazeteciler çok zor şartlar altında görev yapmak zorunda kalıyor. Özellikle taşrada ve küçük şehirlerde olan arkadaşlarımız zor şartlarda çalışıyor." ifadelerini kullandı.
"Gazetecilikte mesai kavramı yok"
Belli mesleklerde mesai kavramının olmadığını, gazeteciliğinde bu mesleklerden biri olduğunu belirten Boncuk, "Yani bir haber olduğunda doğal olarak yerimizde duramıyoruz. Biz, sürekli yanında fotoğraf makinesi ve haber araçları ile geziyoruz. Bu meslek aşk ile yapılan bir meslektir. 'Sabah 08.00'da işe başlayıp, akşam 17.00'da dükkânımı kapatıp gideyim.' diyeceğiniz bir meslek değildir. Belli bir takım teknik işlerde çalışan kişiler için bu geçerli olabilir ama insanı ve toplumu ilgilendiren mesleklerde bunu yapmaya çalıştığınızda gazetecilik yapamazsınız. İzinlerimiz var ama biz o izinlerimizi kullanmıyoruz. Çünkü koşturmamız gerekiyor. Ya da akşam çalışmıyoruz ama haber olduğunda gidiyoruz. Çünkü bu haberi yapmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
Toplumun gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dili olan gazetecilere çıkartılan bazı zorluklara değinen Demirören Haber Ajansı (DHA) Gaziantep Muhabiri Eyyüp Burun ise mesai kavramı gözetmeksizin ve gece-gündüz demeden çalışan gazetecilere hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini ifade etti.
"Gazetecilik mesleği sevilmeden yapılamaz"
Gazeteciliğe başlarken mesleğin zorluklarını kabul ederek başladığını söyleyen Burun, şunları söyledi:
"10 yıldır bu mesleği yapıyorum. Sizin de bildiğiniz gibi bu mesleğe başlarken zaten bu mesleğin zorluklarını bize söylüyorlar. Büyüklerimiz; bu meslekte tatil ve mesai kavramı olmayacağını söylüyorlar. Biz de zaten bunu kabul ederek bu mesleğe başladık. '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' tüm meslektaşlarımıza kutlu olsun. Bugün de bizim günümüz olduğu halde biz her zaman olduğu gibi yine çalışıyoruz. Herkes tatillerde, tatil yaparken biz çalışıyoruz. Bu bizim mesleğimizin cilvesi. Gazetecilik mesleği sevilmeden yapılamaz. Mesleğimizi sevdiğimiz için de mesai kavramı gözetmeksizin çalışmaya devam ediyoruz. Bu mesleğin birçok zorluğu var. En başta ailemize zaman ayıramıyoruz. Sabah 08.00'da geliyoruz, akşam saat 20.00-21.00'a kadar çalışıyoruz. Akşam eve gittiğimizde de bir telefon gelecek diye bekliyoruz. Ya da evdeyken bile bilgisayarın başında sürekli haber yazıyoruz. Bunun dışında vatandaşların bize gösterdiği tepkiler oluyor. Kamu kurumlarında çalışan memurların, polislerin bize tepkileri oluyor. Bizler bunlarla da mücadele etmeye çalışıyoruz ve kimseye yaranamıyoruz. Çok farklı durumlarla karşılaşıyoruz."
"Gazeteciler bir gün değil, her gün hatırlanmalıdır"
14 yıldır gazetecilik yapan Oluşum Gazetesi ve GRT TV Muhabiri Mikail Tanrısever ise şunları kaydetti:
"Türkiye'deki tüm meslektaşlarımızın öncelikle '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' kutlu olsun. Tabi ki de '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' dolayısıyla programlara gidiyoruz. Ama gazeteciler bir gün değil, her gün hatırlanmalıdır. Biz gazeteciler biliyorsunuz ki gecemiz de gündüzümüz de yoktur. Bizim için mesai kavramı yoktur. Bütün gücümüzle çalışmaktayız. Herkes ailesinin geçimini sağlamak zorundadır. Bu nedenle gazetecilere biraz daha imkân tanınırsa şartları biraz daha iyileştirilirse çok memnun oluruz. Mesleğimizin zorlukları var. Nerede bir haber varsa biz oradayız. O haberi yapmak zorundayız. Halkın haber alma özgürlüğüne kısıtlamamamız gerekiyor." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)