Çin Hükümetinin Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik zulmüne dikkat çeken Diyanet Bir-Sen Bölge Başkanı Mahmut Bozkuş, Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik zulmün poşetlerin paralı olması hadisesi kadar bile gündem oluşturamadığını belirterek, yaşanan katliamlar karşısında dünya Müslümanlarının sesinin cılız çıktığını söyledi. Dini değerlerin ayaklar altına atıldığını dile getiren Bozkuş, yapılan zulme karşı herkesi tepki vermeye davet etti.   

Doğu Türkistan'da bir avuç Müslümanın kendi kaderlerine terk edildiğine vurgu yapan Bozkuş, "Kış ortasında sıcak odalarımızın pencerelerinden yağan karı ve yağmuru seyreder gibi Maoist Çin'in,  Müslümanlara yapmış olduğu sabırları taşıran zulmünü seyretmekle yetinmekteyiz. Uygurlu kardeşlerimize yapılan zulüm son günlerde gündemde olan poşetlerin paralı olması hadisesi kadar bile gündem oluşturamamıştır. Şevk-i şehadetle coşan bir kana sahip olması gereken İslam ümmeti, şevk-i ticaretle coşan hissiz bir cana bürünmüştür." dedi.

"Dini değerler ayaklar altına alınıyor"

Türkistan'da yaşanan soykırıma karşı halkın sesi ve nefesi olması gereken medya ve sivil toplum kuruluşlarından ciddi manada ses gelmediğinin altını çizen Bozkuş, "Müslüman kardeşlerimiz katlediliyor, dini değerler ayaklar altına alınıyor, kardeşlerimizin şeref ve izzetleri ile oynanıyor. Anne ve babalar zindanlara atılıyorlar. Anneler çocukların çaresiz bakışları karşısında çeşitli işkencelere ve tecavüzlere maruz bırakılıyorlar. Hz Ali (r.a.) efendimiz, 'Bir zulme engel olamıyorsanız onu engelleyebilecek olanlara duyurun.' diye buyuruyor. Biz, bırakınız zulme engel olmayı, onu başkalarına duyurma hasletimizi de yitirmiş bulunmaktayız. Evet, Doğu Türkistan'da hayatlarını iman ve ilme adayan, Komünizm cehaletinin önüne set olma çabasında olan âlimler, zindanlarda haddi aşan işkenceler sonucu şehit edilmektedir." ifadelerini kullandı.

"39 kampta bir milyona yakın Müslüman Uygur esaret altında tutulmaktadır"

Müslümanların kutsallarının ayaklar altına alındığını söyleyen Bozkuş, "Mabetler yakılmakta, Kur'an-ı Kerim ayaklar altında çiğnenmekte, evler ve okullar yakılmakta, yıkılmaktadır. 15 yaş üstü gençler toplu bir şekilde katledilirken, medeni dünyadan tek bir ses çıkmamaktadır. Bir-LEŞ!-miş milletlerin son verilerine göre; Çin zaliminin, kırsal kesimlerde etrafını duvarlarla örmüş olduğu 39 kampta bir milyona yakın Müslüman Uygur esaret altında tutulmaktadır. Kamplarda yapılan çirkin muameleler babından; erkeklerin sakal bırakmalarına, namaz kılmalarına, Kur'an okumalarına ve kadınların tesettüre riayet etmelerine müsaade edilmemektedir. Zorla içki içirilen esirlere, 'Ben Allah'a inanmıyorum ve İslam dinini kabul etmiyorum.' türünden belgeler imzalatılmaktadır." şeklinde konuştu.

"Zalimi güçlü yapan bizim sessizliğimizdir!"

Küfrün tek millet olduğuna işaret eden Bozkuş, şunları söyledi:

"Ey yeryüzünün mazlumları olan Müslüman kardeşlerim! Anlayalım artık birbirimizi! Küfrün tek millet olduğunu anlayalım! Anlayalım zalimi güçlü yapanın bizim sessizliğimizin olduğunu! Zalimlerin bize karşı sergilemek istediklerinin daha da beter olduğunu anlayalım lütfen. Resulullah (s.a.v) buyurdular ki, 'Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte müminlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak eder.' Ey dünya mazlumları olan kardeşlerim! Derdimiz sadece Müslümanları savunma değil. Derdimiz zulüm kime yapılırsa yapılsın ona sahip çıkmaktır. Kimden de gelirse gelsin ona karşı çıkmaktır. Dert, insanları vahşetten kurtarma derdidir. Bugün Doğu Türkistan'da yaşanan etnik soykırıma karşı sesimizi arş-ı alaya kadar yükseltme günüdür. Zulmün kaldırılması için çaba gösterilmez, mazlumların yanında olunmaz ise mazlumun engelsiz duası gayretullaha dokunursa gelecek olan azaptan sadece zalimler nasiplenmez."

"Tüm ümmeti Doğu Türkistan'da yapılanları görmeye davet ediyoruz"

Bozkuş, son olarak şunları kaydetti:

"Şiddetin önüne geçebilmek için bireysel, STK'lar ve devlet olarak bir araya gelip, zalimleri korkacakları şeylerle korkutmalıyız. O da tek yürek, 'tek-bir' ses ve tek nefes halinde sinedekinin topluca dışa vurmakla olacaktır. Allah, Kur'an-ı Kerim'de 'Kulakları vardır işitmezler, dilleri vardır konuşmazlar, gözleri vardır ama görmezler.(A'raf 179)' diye buyurmaktadır. Bu ayetin muhataplarından olmamamız temennisiyle tüm ümmeti hassaten Doğu Türkistan'daki yapılanları işitmeye, görmeye ve anlatmaya davet ediyoruz. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)