Şanlıurfa'da Kunduracılar Çarşısında 4 metrekarelik dükkânında yemenicilik yapan 90 yaşındaki Hacı Ahmet Hastaoğlu, 5 yaşından beri bu mesleği icra ettiğini söyledi.
Gelişen teknoloji ve modern ayakkabıların yaygınlaşmasının ardından yemeni ayakkabılara talebin bitme noktasına geldiğine dikkat çeken Hastaoğlu, yemeni ayakkabıların unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi.
Yemeni ayakkabıların alt kısmının manda, üst kısmının sığır, iç kısmının ise keçi ve koyun derisinden yapıldığını belirten Hastaoğlu, bir yemeni ayakkabısının yıllarca giyilebileceğine dikkat çekti.
Yemeni ayakkabıların günümüzde şeker hastaları ve vücudunda elektriklenme olanlar tarafından kullanılmaya devam ettiğini belirten Hastaoğlu, sağlıklı yaşam için herkese yemeni ayakkabıları tavsiye etti.
Şanlıurfa'da yemenicilik mesleğinin son neferi olduğunu belirten Hastaoğlu, yemenicilik ile geçen 85 yılını anlattı.
Atalarından miras kalan yemeniciliği sürdürdüğünü belirten Hastaoğlu, "5 yaşından beri yemeni işi yapıyorum. 85 senedir buralara gelmişim, mesleğim yemeni ayakkabı yapmaktır. Benden de başka şimdi bu işi yapan yoktur. Yemeni, altı manda, üzeri sığır, içerisi ise keçi veya koyun derisinden yapılır. Dikişleri içme ile yapılır, sadece topuğu lastik olan bir ayakkabıdır. Bugünde bu yemeniler artık yoktur." dedi.
"Gaziantep ve Ankara'dan özel olarak gelip yemeni alanlar var"
Yemeni ayakkabıların günümüzde ancak özel alıcısının olduğuna dikkat çeken Hastaoğlu, şunları anlattı:
"Bir gün Antep'ten biri yanıma geldi, yemeni istedi. Sormuş sual etmiş demişler, 'Urfa'ya gidip oradan alacaksın.' Yanıma geldi, baktım Anteplice konuşuyor, lisanından anladım. Dedim sen Anteplisin, Antep'te ayakkabı mı yok, gelip buradan alıyorsun? Bana dedi, 'Ben Antepliyim ama bana bu ayakkabı lazım, Antep'teki ayakkabı lazım değil.' Dedim sebebi nedir? Bana dedi 'Senin yaptığın ayakkabıyı tabanından dolayı alıyorum. Bende şeker var ve elektrik var bunu aldım mı bana faydası var' dedi. Yine Ankara'dan özel olarak ayakkabı almak için bir genç yanıma geldi. Benden bir yemeni ayakkabısı istedi. İstediği yemeni ayakkabısını verdim. Ona dedim, size bir şey sorabilir miyim? Bana dedi, 'bana her şeyi sorabilirsin?' Kendisine sordum, ayakkabıyı kendisi için aldığını söyledi. Ona dedim ki, ben şahsınıza bakıyorum kültürlü bir insana benziyorsunuz. Ama aldığınız ayakkabıya bakıyorum, ayakkabı ise geriye dönük bir ayakkabıdır. Bana dedi ki, 'Hacı Amca ben doktorum, sen bana ne dersen diyebilirsin.' Aldım onu oturttum. Bana anlattı, 'Doktorum, Ankara'da benim muayenem var. Bende elektrik var. Evde bir şeye elimi vuramıyorum. Arabamın kapısını bile açamıyordum. İnsanlarla tokalaşamıyordum. Bundan dolayı şehir dışına çıkıp yarım saat toprağın üzerinde yalınayak dolaşıyordum. Böyle yapmamın da imkânı yoktu. Bundan dolayı mecburen bu ayakkabıları alıyorum.' dedi."
Şu an bulunduğu dükkânda 1950'den bu yana 69 yıldır yemeni ustalığı yaptığını belirten Hastaoğlu, yemeni ayakkabılarını diğer ayakkabılardan ayıran en önemli özelliğinin manda derisinden yapılması ve çivi kullanılmadan yapılması olduğunu söyledi.
"Geçmişte çıraklarla birlikte 10 çift yemeni yapardım"
Belli bir dönem yemenicilik mesleğini bıraktığını, dönemin valisinin ricasıyla yeniden mesleğine döndüğünü belirten Hastaoğlu, "Bugün için ancak bir çift yemeni yapabilirim. Geçmişte çıraklarla birlikte 10 çift yemeni yapardım. Bugün kimse zor olduğundan dolayı yanımıza gelip çalışmıyor. Zamanın Valisi Ziyaeddin Akbulut bir gün yanıma geldi. Bana dedi kimden soruyorum seni gösteriyorlar. Ben de dedim, inşallah suçum fazla büyük değil. Bana dedi 'yok büyük değil.' dedim ne dediler benim için size? Bana, 'yemeni ayakkabıyı yaparsa o yapabilir, başkası da yapmaz' dediler. 1950'den sonra her şey değişti. Ayakkabı naylon oldu, yemeniyi öldürdüler. Ben kalktım işi terk ettim. Nerden bilirdim yine yemeni işine başlayacağımı? Kalıpları ve tüm malzemeleri yaktım. Valiye dönerek elime iğne aldım. Dedim bu iğne şimdi Türkiye'de yok. Ben nasıl yemeni yapayım. Vali bana 'ben bilmem yapacaksın', dedi. Ona dedim ben de yapamayacağımı biliyorum. Vali bana dedi ki, 'öğret ben yapayım.' Ona oğlumu gösterdim ve dedim ben bugün bunun kahrını çekemiyorum. Dedim bana 10 tane talebe vereceksin, benle alay edecekler, benle gereksiz laflar edecekler. Bana dedi, 'sen neler konuşuyorsun bunu yapacaksın senden başka kimse yok dedi. 'Ben de yeniden yemeni mesleğine başladım." diye konuştu.
"Yemeni ayakkabılar sıhhat bakımından iyidir"
Eskiden her yaştan insanların yemeni ayakkabıları giydiğini bugün ise sağlık problemi olanlar tarafından tercih edildiğini belirten Hastaoğlu, "Yemeni çok sıhhatlidir. Şekeri olan ve vücutta elektriklenmesi olanlar için çok faydalıdır. Şimdi mecbur olanlar alıyor. Şekeri olanlara doktorlar öneriyor. Vücudunda elektrik olanlar dışardan gelip alıyor. Yurt dışına kadar bile gönderdik. Eskiden 200 dükkân yemeni ayakkabı satardı. Birçok çarşıda yemeni ayakkabı satılıyordu. Şimdi alan yok diye belirli zamanlarda yapıyoruz. Eskiden yaz kış demeden yapardık. Şimdi alan olmadığı için pek yapmıyoruz. Yemeni her zaman yaz kış demeden giyilirdi. Eskiden kundura yoktu. Kundura sonra çıktı. Eski ayakkabılar senelerce giyilirdi. Bugün ayakkabıların çoğu naylondur. Ya içine ya da dışına naylon koyuyorlar." dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)