Küçük yaşlarda babasının "Oğlum bir mesleğin olsun" öğüdü ile ayakkabı imalathanesinde çırak olarak çalışmaya başlayan ve daha sonra da kendi iş yerini kuran Cengiz Canbay (51),  çeyrek asırdır severek sürdürdüğü mesleğiyle ailesinin geçimini sağlamakla birlikte eski ve yırtık ayakkabıları tamir etmenin sevincini yaşıyor.

Her sabah gün ağarmadan evinden rızkını kazanmak için yollara düşen ve kent merkezinde bulunan 8 metrekarelik dükkânında gün boyunca ayakkabı tamir eden Canbay, çırak olarak başladığı mesleğini yaklaşık yarım asırdır devam ettiriyor.

Kendi imkânları ile açtığı dükkânında ayakkabı tamiri yaparak geçimini sağlamaya çalışan Canbay, tek gelir kapısının bu meslek olduğunu söyledi. Bir zamanlar oldukça rağbet gören ancak gelişen ayakkabı endüstrisine yenik düşerek eski popülaritesini yitiren ayakkabı tamirciliği mesleğini severek yaptığını belirten Canbay, her mesleğin bir zorluğu olduğunu ancak mesleğini severek yaptığı için zorluklarına katlandığını belirtti.

"Yaklaşık yarım asırdır ayakkabıcılık mesleğindeyim"

Ayakkabı imalathanesinde 1996 yılına kadar çalıştığını ve sonra kendi iş yerini açtığını anlatan Canbay, "Çocukluktan beri bu mesleğin içerisindeyim. Önce ayakkabı imalatçılığı yapıyordum. İmalattan bir müddet ayrıldım. Farklı işlerle uğraştım. 1996 yılında tekrar ayakkabı imalatçılığına döndüm ve daha sonra ise ayakkabı tamirciliğine başladım. 1996 yılından beri Allah'a hamd olsun mesleğimizi devam ettiriyoruz. Yaklaşık yarım asırdır ayakkabıcılık mesleğindeyim. Ayakkabı tamirciliğini de yaklaşık 25 yıldır yapıyorum. Çocukluğumdan beri bu meslekle uğraşıyorum. Cenab-ı Allah'ın verdiği kadar hamd olsun rızkımızı kazanıyoruz." dedi.

"Ne kadar zor olsa da mesleğimi seviyorum"

Mesleğini severek yaptığını belirten Canbay, "Allah'a şükürler olsun, mesleğimi seviyorum. Bu meslek ile herkes uğraşmaz. Bu meslek çok temiz meslek değil. Kirli meslek olduğu için de herkes bu mesleği yapmak istemez. Çünkü bize her türlü ayakkabı geliyor. Her çeşit ayakkabıyı tamir ediyoruz. Yırtık olan ayakkabıya yeniden hayat veriyoruz. Ama ne kadar zor olsa da mesleğimi seviyorum ve Allah'a hamd olsun, müşterilerim de benden memnun. Bu da beni mutlu ediyor. Müşterilerim genelde beni tercih ediyor. Hem fiyat hem de işçilik konusunda bizi tercih ediyorlar." ifadelerini kullandı.

"Yırtık bir ayakkabıyı yenilemek için günlerce ve saatlerce uğraşıyoruz"

Kentte "Ayakkabı doktoru" olarak da anıldığını anlatan Canbay, "Aslında bir nevi ameliyat yapıyoruz. Ayakkabıyı parçalıyoruz ve tekrar dikiyoruz. Yani bayağı bir emek veriyoruz. Yırtık olan bir ayakkabıyı yenilemek için günlerce ve saatlerce uğraşıyoruz. Eski bir ayakkabıyı yenileyip müşteriye veriyoruz. Bunun bütçesine de faydası oluyor. Müşteri yeni ayakkabı yerine eski ayakkabısını tamir ettirip kendi bütçesine katkı sunuyor. 200-300 TL'ye yeni bir ayakkabı yerine eski ayakkabısını tamir ettirip tekrar kullanıyor. Bu şekilde bir ayakkabının en azından 6 ay veya bir yıl ömrü uzuyor. Bu kişinin bütçesine de faydadır." şeklinde konuştu.

"Rabbimin verdiği kadarıyla geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz"

Mesleğinin kolay olmadığını söyleyen Canbay, "Gerçekten bu mesleğin çok zorlukları var. Her ayakkabı tamir edilmiyor ve bazı eski ayakkabıların tamiri bizi çok yoruyor. Her mesleğin olduğu gibi ayakkabı tamirciliği mesleğinin de zorlukları var, yani kolay değil. Ama Rabbimize şükürler olsun, bizler rızkımızı kazanmaya çalışıyoruz. Rabbimin verdiği kadarıyla geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Bu meslek ile ne küçülebilirsin ne de büyüyebilirsin. Ama kimseye muhtaç olmuyoruz ve en azından bir ekmeğimizi kazanıyoruz." diye konuştu.

"8 metrekarelik dükkânımda bir ekmek mücadelesi veriyorum"

Küçük de olsa iş yerini değiştirmeyi hiç düşünmediğini, burada kendine göre bir düzen kurduğunu dile getiren Canbay, şunları söyledi:

"Dükkanım çok eski bir dükkan. Bir 100-200 yıllık dükkândır. Bu dükkânda daha önce de ayakkabıcılık yapılıyormuş. 8 metrekarelik bir dükkan. Bu küçük dükkânda bir ekmek mücadelesi veriyoruz. Benim makinelerimde yaklaşık yarım asırlıktır. Şu anda bu makineler pek fazla yok. Bu makinelerin tamircisi bile bulunmuyor. Arızalandığında tamirci arıyoruz ama bulamıyoruz. Artık kendi çabalarımızla tamir ediyoruz." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)