Çocuk eğitiminde ceza vermenin ölçüsü?

Pedagojide ceza konusu oldukça tartışmalı ve kritik bir konudur. Eğitimde cezanın uygulanıp uygulanmaması gerektiği hususunda, uzmanlar arasında fikir ayrılıkları mevcuttur. Kimileri kesinlikle çocuğa ceza uygulanmamalıdır derken kimileri belirli ölçü ve şartlara bağlı kalmak şartıyla ceza uygulanmalıdır, demişlerdir.

Şu bir gerçektir ki uzman görüşleri ne olursa olsun; çocuk eğitiminde ceza, gerek isteyerek gerek istem dışı çoğu aileler tarafından sıkça başvurulan eğitim yöntemlerinden biridir. Bunun da çeşitli nedenleri vardır. Kimisi kendi ailesinden şiddet gördüğü için, kimisi cezanın gerekliliğine inandığı için, kimisi otoriterliği elde tutmak için, kimisi çaresizlikten- o anda ne yapacağını bilemediği için, kimisi iç bunalımları, stres ve çevre baskısı sonucu, kimisi de daha başka nedenlerden dolayı ceza yöntemine başvurmaktadır. Bu bağlamda her ailenin ceza anlayışının, ceza vermekle ulaşmak istediği amacının ve uyguladığı yöntemlerin farklı olduğunu söyleyebiliriz.

Genel bir bakışla cezaları iki kategoriye ayırmak mümkündür:

Fiziksel şiddet içeren cezalar: Cezanın doğrudan çocuğun bedenine etki ettiği ve acıya sebebiyet verdiği durumlardır. Dayak, cimcik atmak, sıkmak, sarsmak gibi…

Duygusal şiddet içeren cezalar: Çocuğun zaafına ve cezanın şiddetine göre çocuk üzerinde özel bir duygusal baskı oluşturduğu durumlardır. Bu tür cezaların beden üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Örneğin; tehdit etmek, kınamak, uyarmak, küsmek, sevdiği şeylerden mahrum bırakmak türünden cezalar gibi.

Ceza yöntemine başvuran veya başvurmayı düşünen ebeveynleri, öncelikle samimice kendilerine şu soruyu sormaları gerekmektedir: Verdikleri/verecekleri ceza hangi amaca hizmet etmektedir?

Asıl gaye çocuğun üzerinde baskıcı bir otorite kurmak, işine gelmeyen, canını sıkan ve tahammül gösteremediği davranışların önünü almak ve bu yüzden sürekli kısıtlama yoluna gitmek, çocuğu susturmak ve onu bir nevi robotlaştırmak mıdır?

Yoksa asıl gaye yapılmaması gereken davranışları ortadan kaldırmak, tekrarlanmaması için tedbir almak ve bu bağlamda çocuğu kaliteli bir şekilde eğitmek, onu terbiye etmek, eğriyi doğruyu anlamasını sağlamak, çocuğun salih bir şahsiyet kazanabilmesi için ıslah yollarına başvurmak, onu geleceğe daha iyi biçimde hazırlamak mıdır?

Baskıcı bir otorite kurma amacını güden, çocuklarla empati kuramayan, içinde bulunduğunuz ruh halinize göre gelişi-güzel cezalar veren, yoğunluk, aşırı stres ve bunalımlarınız neticesinde öfkeli ve sabırsız bir tutuma bürünen ve bu yüzden tahammül edemeyip en ufak bir hatada çocuklarınıza ceza veren ebeveynlerden iseniz bilmeniz gereken şudur ki; bu amaca hizmet eden tüm ceza uygulamaları adil değildir ve çocuğa fayda yerine zarar verecek niteliktedir. Nitekim çocuklar sık sık hata yaparlar. Yaptıkları hatalarla doğruyu bulmaya çalışır ve bu konuda anne-babalarının yaklaşımlarını görmek isterler.

Çocuğunuzun hatalı davranışlarından ötürü sürekli çocuğunuzla yüz göz olur, ona bağırır, kızar, hakaret eder, yaptığı hatayı anlamasına fırsat tanımadan ceza verirseniz; çocuğunuzu belki o an için susturabilir, yanlış davranışlarını bastırabilirsiniz. Fakat çocuğunuza davranışında sergilediği yanlışını kavramasına izin vermiş olmazsınız. Çocuklar bu yöntemle davranışlarının yanlış olduğunu korku yoluyla anlasalar da yerine hangi  alternatif davranışı koyacaklarını bilemezler ve bu yüzden aynı hatalı davranışı sürdürmeye devam ederler. Bir başka deyişle bu şekilde verdiğiniz cezalar eğitici özelliğini yitirir ve amacı yanlış bir davranışı bir daha tekrarlamamaktan öteye geçmez. Ki çocuk eğitiminde eğitici, yapıcı ve tavsiye ettiğimiz ceza yöntemi, yapılmaması gereken yanlış davranışları ortadan kaldırmak ve yerini iyi davranışlarla doldurmayı sağlaması amacını güder.

Dolayısıyla çocuğunuzda uyguladığınız cezaları etrafıca sorgulayın! Şayet cezalarınız tutarlı değilse, çocuk alacağı ceza hakkında öncesinden bilgilendirilmemişse, ceza çocuk tarafından rahatlıkla uygulanabilir özellikte değil korkutucu, psikolojisini sarsıcı ve tehditkâr özellikteyse; cezanın neden ve ne amaçla verildiği uygun bir dil ile belirtilmemişse, ceza çocuğun yaşına ve gelişimine uygun değilse, fiziksel şiddet ve istismar içerikliyse o halde çocuğunuzun maslahatı için bir an önce bu cezalardan vazgeçmeniz gerekmektedir. Çünkü bu tür cezalar çocuğunuzu fazlasıyla incitir, psikolojisini sarsar, davranış bozukluklarına yol açar, sağlıklı gelişimlerini sekteye uğratır, özgüvenini yerle bir eder, sosyal beceriler edinme yollarını tıkar ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çekmesine neden olur. Ayrıca ebeveyn-çocuk ilişkisi ciddi boyutta zedelenir. Çocukta kin ve nefret duyguları kabarır ve çocuk durduk yere cezalandırıldığını düşünmesi sonucu hatalarını sürdürmeye devam eder.

Gelişim sürecinde bulunan çocuk için fayda veren ve eğitimde olumlu yönde etki eden cezalara gelince; bu cezaların amacı çocuğu hayata hazırlamak, doğruyu ve yanlışı öğretmektir. Bu amaçla uygulanacak cezaların, belirli merhaleden geçmiş olması gerekmektedir. Fakat bu merhalelere geçmeden önce şunu belirtmek isterim ki; gelişim sürecinde bulunan bir çocuk öğrenme ve keşfetme sürecinde olduğu için her türlü hatalara açıktır. Hatalı davranması gayet normaldir. Bu süreçte ebeveynlerin, çocuklarına ceza vermekte temkinli davranmaları şarttır. Nitekim ceza vermede en ufak bir hata çocuğun gelişimini sekteye uğratabilir. Ceza vermede ölçünün çocuğun özgüvenini, sağlıklı şahsiyet oluşumunu ve psikolojisini zedelemeyecek ölçüde olması önemlidir. Ayrıca çocuğun doğru davranışları kavraması zaman alan bir süreçtir. Başta Allah`ın yardımı olmak üzere sabır, kararlılık ve tutarlılıkla bu sürecin üstesinden gelmek mümkün olacaktır inşaallah. Bu merhaleler şunlardır:

Uyarı Merhalesi: Bir hata söz konusu durumunda önce çocuk uyarılır, yaptığı hata ve hatanın sonuçları hakkında bilgilendirilir ve davranışa göre işin tehlike ve zarar verici boyutu izah edilir.

Hatırlatma Merhalesi: Çocuk daha önce uyarı aldığı bir hatanın tekrarına meyledecek olursa; ebeveyn ona yanlış davrandığını hatırlatmak için tepki verir. Bu tepki sözlü olabileceği gibi beden diliyle de gerçekleştirilebilir. Örneğin; yüz ifadesini değiştirmek, ses tonunda ciddiyet ve sertlik, çocuk bir şeylerin ters gittiğini anlayana kadar sessizlik ve çocuğa soğuk bakışlar… Ebeveyninin bu ani değişikliğini fark eden çocuk, uyarıları hatırlayacak, hatalı davrandığını anlayacaktır.

Mahrum Etme Merhalesi: Tembih ve uyarılara rağmen çocuk hatasında ısrar ediyorsa üçüncü merhale devreye girer. Bu da tüm uyarılara rağmen ısrarla sürdürdüğü yanlış davranışlarının, sevdiği şeylerden mahrum edilerek sonucuna katlanması gerektiği merhalesidir. Bu sonucu kendisine yaşatırken, yaptığı bir yanlıştan dolayı bu cezayı aldığını bilmesi önemlidir. Bunun için çocuğa gerekli izahların yapılması şarttır. Çocuğun mahrum edildiği şey, mümkün mertebe onun olumsuz davranışı ile ilgili olmalıdır.

Örneğin; oyuncaklarını kıran çocuğun artık o oyuncakla oynamaktan mahrum edilmesi gibi. Burada çocuğa verilmek istenen mesaj şudur: Hayatta her olumsuz davranışın bir bedeli vardır. Şayet fayda ve sonuç vereceğini düşünüyorsanız, bu merhalede çok uzatmamak şartıyla küsme ve ilgiyi kesme yöntemlerine de başvurabilirsiniz. Nitekim bu yöntemle, çocuğun sevdiklerinin ilgisinden mahrum bırakılarak doğruya ulaşması hedeflenmektedir.

Sonuç olarak; ebeveynlerin amacı çocukların olumsuz davranışlarını azaltıp, olumlu davranışlarını artırmak, vicdanını geliştirip arındırmak, ahlakını güzelliştirmek ve hayata hazır hale getirmek olmalıdır.

Kaynak, Nisanur Dergisi, Pedagog Meliha Timur