İslami değerlere hakaret eden oda TV'ye, toplumun her kesiminde tepkiler çığ gibi büyüyor.
Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Sadullah Aydın da "Peygamber Düşmanları" başlık bir yazı kaleme alarak Hazreti Muhammed'(SAV)e yönelik saldırılara karşı tüm Müslümanların ses çıkarması gerektiğini vurguladı.
Aydın'ın kaleme almış olduğu yazının tamamı şöyle:
"Bildiğiniz gibi ülkemizde İslam'a ve onun Peygamberine düşmanlığı vazife edinmiş, her fırsatta Efendimize çirkin, zehirli dillerini uzatmaktan çekinmeyen bazı karanlık güçler, yapılar, odaklar var. Bu odakların çoğu dış bağlantılı, kirli, İslam'ı ve Müslümanları kendi çıkarları, bozguncu emelleri için engel gören odaklardır.
Bunlar Türkiye'yi babalarının çiftliği gibi görürler. Hep mutlu, ayrıcalıklı bir azınlık olarak, seçkin bir topluluk olarak yaşamak isterler. Ülkenin zenginliğinin, halkın malının doğal sahipleri olarak görürler kendilerini. Onlara göre halk cahildir, aklı bir şeye ermez, koyun gibi güdülmelidir. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu sadece onlar bilir. Halk onların istediği gibi düşünmeli, onların istediği gibi yaşamalıdır.
Bu mutlu, ayrıcalıklı, çirkin azınlık yüzlerine bazı maskeler takarak, kendilerince kutsal ilan ettikleri bazı kişilerin, ideolojilerin, değerlerin arkasına saklanarak, uygarlık ve özgürlük masalları eşliğinde bir asra yakındır bu ülkedeki mazlum Müslüman halkı sömürmekte, onların zenginliklerini talan etmektedirler.
Bunlar bu sömürülerini sürdürmek için kendilerine hasım gördükleri herkese, her şeye ölümüne, hiçbir ahlaki kural tanımadan rezilce saldırmayı vazife bilmişlerdir. Bu ayrıcalıklı, karanlık odaklar en büyük düşman olarak da İslam'ı, İslam'ın Peygamberini, bilinçli Müslümanları kendilerine seçmişlerdir.
İslam'ın zulüm ve sömürü karşıtı bir din olduğunu, mazlumların hakkını savunmaktan asla geri durmadığını ve durmayacağını bildikleri için korkuya kapılmaktadırlar. İslami düşüncenin yayılması, İslami camiaların güçlenmesi halinde bu ülkenin mazlum halkının bilinçleneceğini, uyanacağını, silkineceğini ve kendilerinden hesap soracağını bilmektedirler çünkü. Onların İslam'a ve onun yüce peygamberine düşmanlıkları bu yüzdendir.
Bu karanlık yapılar İslam'ı, Müslümanları halkın gözünden düşürmek, İslam ile halkın arasını açmak, halkı dini düşünceden uzak tutmak için her türlü iğrenç komploya, karalama ve iftiralar üzerine dayalı algı operasyonlarına başvurmaktan çekinmemişlerdir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgi ve adalet Peygamberi Hazreti Muhammed'i hâşâ eşkıya, katil ilan etmişler; dünyaya asırlarca adalet, özgürlük, hak, hukuk, barış, ilim, medeniyet götüren yüce İslam dinini de çöl Araplarının akıl ve bilim dışı hurafeleri olarak hayâsızca tanıtmaya kalkışmışlardır.
Bu alçaklar, düzenbazlar, milyonlarca mazluma acı çektiren bu katiller sürüsü, Müslümanlara yaşattıkları onca zulüm, baskı, aşağılama ve sömürü yetmiyormuş gibi bir de kendilerini medeni, özgürlükçü, Müslümanları da gerici, yobaz, çağdışı, irticacı ilan etmekten geri durmamışlardır.
Bunlar bugün de dindar halkın oylarıyla başa gelmiş iktidarın sessizliğinden, ürkekliğinden, yine dünyevileşme hastalığına yakalanıp duyarsızlaşmış Müslüman kesimlerin pasifliğinden cesaret alarak eski parlak günlerine geri dönme hayallerine kapılmışlardır. Bu karanlık odaklar, her geçen gün şirretliklerini artırmakta, işi İslam peygamberine hâşâ eşkıya deme alçaklığına kadar vardırmaktadırlar.
Ve ne yazık ki bazı duyarlı İslami yapı ve kesimlerin dışında hiç kimse bunlara tepki göstermemekte, hakarete uğrayan sanki kendi peygamberleri değilmiş gibi davranmakta, iktidarın nimetlerinden nemalanmak uğruna her türlü zillete boyun eğmektedirler.
Hâlbuki İslam Peygamberi sadece bazılarının değil tüm Müslümanların peygamberidir. Tüm Müslümanlara kendi Peygamberlerine sahip çıkmak farzdır. Eğer hepimiz, hep bir ağızdan İslam'ın yüce Peygamberine saldırmak küstahlığında bulunan bu karanlık odaklara yüksek sele tepkimizi ortaya koyarsak bunlar asla İslam Peygamberine dil uzatma cesaretini gösteremezler...
Müslümanlar olarak gelip geçen üç beş günlük dünyevi çıkarlarımız uğruna aziz Peygamberimize (SAV) dil uzatılmasına nasıl göz yumabiliriz? Bize yakışıyor mu bu zillet? Artık silkinmenin zamanı gelmedi mi?" (İLKHA)