Bir yıllık “öğrenme” yolculuğumuz sona yaklaşırken kişilere göre değişen iki problemle karşı karşıya kalırız:

“Sene başında da bunları biliyordum; öyleyse bir yıl boyunca niye çalıştım, bunca emeği niye tükettim?”

“Sene başında daha iyiydim; sonradan dağıttım, o zamanki bilgilerimle yetinseydim daha başarılı olmaz mıydım?”

Bu iki alıntı cümle, zıt iki durumu anlatıyor gibi görünse de “Sene başında bunları biliyordum” ifadesiyle “Sene başında daha iyiydim” ifadelerinde birleşiyor.

Dolayısıyla bu sözlerin sahipleri farklı problemleri yaşıyor görünseler de aslında aynı problemi yaşıyor.
Her ikisinin de öğrenmenin aşamaları ile ilgili bilgi eksiği var.

Bir plan doğrultusunda yürütülen öğrenme üç aşamalıdır:

Birinci aşamada konunun ana hatları verilir; amaç öğrenciyi konunun kapsamıyla tanıştırmaktır. Ona o konuda ne öğreneceğini göstermektir. Bu aşamada,

Konunun kafa karıştırıcı, dersten soğutan girift ayrıntıları verilmez. Kavramın tanımını zorlayan problemler üzerinde durulmaz.

Konunun başka konulara benzeyen yanları, öğrencide kafa karışıklığı oluşturmasın diye, verilmez.

İfade uygunsa bu dönemde “problem” öğrenciden saklanır. Öğrenci ana hatları kapsayan o özet bilgiyle ana noktalar konu edinen soruları çözer. Ama o bilgilerle yoruma ulaşamaz, dolayısıyla beyni zorlayan, seçici soruları çözemez. Hani aynı konuyla ilgili 4-5 testiniz vardır, işte bu ana bilgiler o testlerin ilk bölümüyle ilgilidir; o ilk bölümün hepsini doğru çözersiniz, moral bulursunuz ama 2-3’e geçtiğinizde zorlanırsınız.

İkinci aşama da, konunun bütün sıkıntılı yönleri verilir; konu başka konularla karşılaştırılır, tanım zorlanır; böylece öğrenciye bütün koşullarda o konuyla ilgili problemleri görme imkânı verilir. Bu, hem boğulma noktasıdır hem de kişiyi boğulmaktan kurtaran profesyonelce yüzmeyi öğrenme noktasıdır.

Üçüncü aşamada, konu toparlanır, konunun her durumda gerekli ve sıkça karşılaşılan ana ilkeleri tekrarlanır; dolayısıyla konunun başında bulunulan noktaya geri dönülür. (Ayrıntılar bir daha gözden uzak kalır.)

Siz şekil olarak sene başındaki noktada görünseniz dahi asla o noktada değilsiniz. O zaman girişteydiniz, içeriden habersizdiniz, şu anda yine girişe yakın bir yerdesiniz ama bilgilenmiş ve değişmiş olarak oradasınız. Hani büyük marketlerin giriş ve çıkışları yan yana olur ya? Biz, marketin giriş kapısında bulunan birinin market hakkındaki bilgisinin marketten çıkan birinin bilgisiyle aynı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bazı derslerin kimi bölümleri gereksiz mi?

Evet, gereksiz...

Bazı derslerin kimi ayrıntıları kafa karıştırmaktan başka bir işe yarıyor mu?

Hayır, yaramıyor...

Hatta bazı dersler, baştan sona anlamsız değil mi?

Belki anlamsız...

Ama hiçbir zaman,

Ana ilkeleri bilenle ayrıntıları bilen bir değildir. Öyle olmasa konunun ana hatlarını öğrenen öğrencinin profesörün yerine ders vermesi gerekmez mi? Ne yazık ki pekçok öğrenci, erken açan kiraz misali erken doyuma ulaşıyor ve öğrenme yolculuğuna bu yüzden zamansız son veriyor ve hiçbir zaman “bilen” konumuna çıkmıyor.

Bir müfredatın bütün ayrıntılarının boşuna öğrenildiği asla söylenemez.

Allah (cc) yardımcınız olsun...
 
 
Abdulkadir Turan / doğruhaber / Rehberlik