MEHMET TAHİR ÖZSOY / DOĞRUHABER
Hindistan'ın işgali altında bulunan Cammu Keşmir bölgesinde, işgal güçleri ile direnişçiler arasında bu yıl çıkan çatışmalarda ya da şiddet olaylarında 419 kişi hayatını kaybetti. Konuyla ilgili gazetemize röportaj veren Azad Keşmir Cemaat-i İslami Dış İlişkiler Sorumlusu Halid Mahmud Han, önemli açıklamalarda bulundu.
Azad Keşmir Cemaat-i İslami Dış İlişkiler Sorumlusu Halid Mahmud Han
“CAMMU KEŞMİR HALKI PAKİSTAN`A KATILMAK İSTİYOR”
Keşmir sorununun 1947 yılına dayandığını belirten Mahmud Han, “Pakistan kurulduğu zaman anlaşmaya göre; nüfusun çoğunluğu Müslüman olan bölgeler Pakistan`a katılacaktı. Diğer bölgeler ise Hindistan`da kalacak şeklinde bir anlaşma vardı. Ve Keşmir`in nüfusu büyük çoğunlukla Müslüman olduğu halde Hindistan bu anlaşmaya uymadı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Genel Kurulu`nda kendi geleceğini tayin etme hakkı tanınıyor. Bir referandum yapılması öngörülüyor. Ancak Hindistan bu referandumdan çekiniyor. Çünkü biliyor ki eğer bir referandum yapılacak olursa Keşmir halkı ezici bir çoğunlukla Pakistan`a katılma yönünde karar alacaktır. Bu nedenle Hindistan nasıl ki israil BMGK`nın kararlarına karşı çıkıyorsa, bunları hiçe sayıyorsa aynı şekilde Hindistan da Keşmir konusunda hiçbir karara uymuyor. Bu nedenle bütün herkesin, bütün ülkelerin uluslararası kuruluşların, Hindistan`a baskı yapmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“KEŞMİR`DE HER GÜN İNSANLAR KATLEDİLİYOR”
Keşmir halkının kendi geleceğini tayin etme konusunda ortam ve imkânların sağlanması gerektiğini ifade eden Cemaat-i İslami Dış İlişkiler Sorumlusu Han, “Çünkü işgal altındaki Keşmir`de büyük sıkıntılar var. Şu anda Keşmir ikiye ayrılmış durumda. Azad Keşmir Pakistan`a bağlı. İşgal altındaki Keşmir zaten yıllardır Hindistan işgali altında. Ve orada büyük zulümler oluyor. Azad Keşmir`de insanlar mutlu. Kendi hayatlarını devam ettiriyorlar. Ama işgal altındaki Keşmir`de her gün insanlar katlediliyor. Dolayısıyla bu sorunun bu şekilde kalması kabul edilecek bir şey değildir. Biz diyoruz ki orada bir referandum yapılsın zaten bu konuda uluslararası kararlar var. Herkes buna saygı göstersin. Ama Hindistan dediğimiz gibi böyle bir şeye yanaşmıyor. Çünkü sonucun kendi aleyhinde olacağını iyi biliyor.” ifadelerini kullandı.
“PAKİSTAN HALKI VE HÜKÜMETİ DIŞ TEHDİTLERİN FARKINDA”
Pakistan`da geçtiğimiz ay Çin Konsolosluğuna gerçekleştirilen saldırıya da değinen Han, “Bu önemli bir konu tabi. Çünkü Pakistan stratejik bir ülke. Büyük bir ülke. Bu nedenle tehditleri çok. Hindistan Pakistan`ı tehdit ediyor. Amerika tehdit ediyor. İsrail tehdit olarak görüyor. Bütün bu ülkeler Pakistan`ı tehdit olarak görüyorlar. Bu nedenle Pakistan`ın kendi siyasetini belirlemede, açılımlar yapmasında engeller oluşturuyorlar. Kendi ajanlarını, kuklalarını harekete geçirerek Pakistan`ın aldığı kararları ya da yapacağı açılımları engellemeye çalışıyorlar. Şimdi Pakistan ile Çin arasında çok stratejik bir Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) var. Bu ekonomik koridor şimdiye kadar 45 milyar dolarlık bir yatırım çekmiş durumda. Yani Pakistan`a otoyollar, liman yenileme ve buna bağlı yatırımlar yapmasını öngörüyor. Çin`i Hint okyanusuna bağlayacak olan çok stratejik bir koridor bu. Ve bu konuda Pakistan`ın da büyük çıkarları var. İşte bu işbirliğini, istikrarı, ekonomik refahı çekemeyen güçler elbette Çin konsolosluğuna saldırarak bunu akamete uğratmaya çalışıyor. Pakistan`ın gelişmesini istemiyorlar. Ama bu konuda Pakistan halkı da hükümeti de tehditlerin farkında.” cümlelerini kullandı.
“PAKİSTAN`DA RUTİN BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLDU”
Pakistan`da gerçekleştirilen son seçimlerde ortaya çıkan sonucun rutin bir iktidar değişikliği olduğunu kaydeden Mahmud Han, “Yani bu aslında rutin bir şey. Bir seçim oldu ve İmran Han iktidara geldi. Ancak biz İmran Han`ın bir ideolojisinin olduğunu düşünmüyoruz. Farklı bir şeye sahip değil. Sadece klasik, rutin bir iktidar değişikliği olarak görüyoruz. Fazla bir şeyin değişeceğini öngörmüyoruz.” dedi.
“NAVAZ ŞERİF HAKKINDA SOMUT BİR DELİL ORTAYA KONULAMADI”
Eski Pakistan Başbakanı Navaz Şerif`in yolsuzluk yaptığı iddiasıyla görevden alınmasını değerlendiren Han, şunları kaydetti: “Tabi iddialar ayrı, ispat ve delil ayrı. Bunlar birbirinden farklı şeyler. İddialar her zaman olur. Ve bu konuda Navaz Şerif hakkında çok iddia öne sürüldü. Ama Navaz Şerif`in yolsuzluk yaptığı konusunda şimdiye kadar her hangi somut bir delil ortaya konulamadı. İngiltere`de gayrimenkulleri olduğu gibi bir sürü iddia. Bu çağda iddia ortaya atmak kolay. Sosyal medya, iletişim araçlarıyla en ufak bir iddia yayılıyor. Herkes bunu duyuyor. Ama bu hakikat değil. Yani bu konuda delil gerekiyor. Şimdiye kadar mahkeme bile Navaz Şerif hakkında somut bir delil ortaya koyamadı. Tabi bu konuda ordunun da Navaz Şerif`in iktidardan seçimle ya da mahkeme kararıyla uzaklaştırılmasında bir etkisi olabilir. Çünkü ordu Pakistan`da güçlü. O konuda da müdahaleler olabiliyor. Sivil ve askeri yönetim konusunda biraz Türkiye`nin eski dönemlerine benzeyen bir süreç yaşıyor. Ve ben umuyorum ki Pakistan bunu da çözecek. Ve istikrarlı güçlü bir ülke olacaktır. Bu konuda umudumuz tamdır.”
Cammu Keşmir'de bu yıl 419 kişi katledildi
Hindistan'ın işgali altında bulunan Cammu Keşmir bölgesinde, işgal güçleri ile direnişçiler arasında bu yıl çıkan çatışma ve şiddet olaylarında 419 kişi hayatını kaybetti.
SRINAGAR - Hindistan'ın işgali altında bulunan Cammu Keşmir bölgesinde, işgal güçleri ile direnişçiler arasında bu yıl çıkan çatışmalarda ya da şiddet olaylarında 419 kişi hayatını kaybetti. "India Today"in güvenlik ajansları verilerine dayandırdığı haberinde, Cammu Keşmir'de ocak ayından bu yana yaşanan şiddet olaylarında yarısından fazlası direnişçi 413 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Cumartesi günü çıkan olaylarda da Hint işgal güçleri ile bağımsızlık yanlısı direnişçiler arasında çıkan çatışmada 6 direnişçi şehid oldu. Direnişçilerin şehadet haberinin duyulması üzerine halkın sokaklara çıkarak olayı protesto ettiği, protestolar sırasında polisle göstericiler arasında arbede yaşandığı ifade edildi.
Mevcut veriler, bölgedeki çatışma ya da olaylar sırasında 2016'da 247, 2017'de 384 kişinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu.
KEŞMİR SORUNU
İngiltere 1947 yılında Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan'la birleşmeye karar verdi. Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı. Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim. Hindistan işgal ettiği bölgeleri "Cammu Keşmir" eyaleti adı altında kendine bağladı. Cammu Keşmir, şu anda Hindistan'da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda. Pakistan ise kendi kontrolü altındaki Keşmir'e "Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)" ve "Gilgit Baltistan" olarak iki özerk bölge statüsü verdi.
BMGK,1948`den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü. Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor. Cammu Keşmir'deki direnişçi gruplar, 1989'dan bu yana bağımsız olmak ya da Pakistan'a bağlanmak için eylemler yapıyor. Hindistan işgal güçleri ile Hizbul Mücahidin arasında 8 Temmuz 2016'da çıkan çatışmada, örgütün üst düzey üyelerinden Burhan Wani'nin şehadetinden sonra on binlerce kişi sokaklara dökülmüş ve protestolar sırasında 63 kişi hayatını kaybetmişti. Wani'nin şehadetinin akabindeki 7 ayda, 782'si gözünden olmak üzere 6 binden fazla kişinin bilye atarlarla yaralandığı kaydedildi.