Siyaset Bilimci ve Yazar Doç. Dr. Kenan Karataş, ABD Başkanı Trump'un, askeri güçlerini Suriye'den çekeceği ile ilgili İLKHA'ya konuştu.
Türkiye'nin Suriye'nin geleceği ile ilgili Esad'sız Suriye fikrinden vazgeçtiğini savunan Karataş, bu bağlamda ABD, Rusya, İran ve Türkiye'nin anlaştığını savundu.
ABD'nin kolay kolay işgal ettiği bir ülkeden çekilmeyeceğini belirten Karataş, "Genelde kamuoyunda şöyle bir bilgi var. İşte Türk güçlerinden çekinen ABD'nin, geri çekildiği veya Türkiye'ye karşı boyun eğdiği hatta bir adım daha ileriye giderek söyleyeyim. ABD'nin korktuğu yönünde bazı algılar var. Yani ben öyle düşünüyorum. ABD, korktuğu için oradan çekilmiyor. Biraz önce dediğim gibi yani son 6 aydır gerek siyasi ve gerekse diplomatik anlamda görüşmeler vardı. Yani oradaki sorunun bir çözüme kavuşturulması yönünde görüşmeler devam ediyordu. Bu görüşmeler içerisinde gerek Rusya, İran, Esad ve ABD güçleri vardı. ABD, her ne kadar buna sıcak bakmasa da en son bu görüşmelerde Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Esad'ın kurmaylarıyla yapmış olduğu görüşmede şu gündeme gelmişti. Yani Suriye'de herhangi bir demokratik seçim olması durumunda Esad'ın tanınacağı ve gerekirse Esad'la el sıkışmak gerektiği yönünde bir açıklama yapılmıştı." diye konuştu.
"Esad meşru olarak Türkiye tarafından kabul edilmiş oldu"
Türkiye'nin Suriye'nin geleceği ile ilgili İran ve Rusya ile aynı düşünceye geldiğini savunan Karataş, "Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Yani Suriye'de bir çözüm olacaksa veya oradaki sorunlar çözüme kavuşturulacaksa mutlaka bu çözüm odaklı grubun içerisinde Esad'ın olması gerektiğini söylüyordum. Türkiye, bu anlamda bir adım atmıyordu. Ama şimdi 15 veya 20 gün önce böyle bir girişim oldu. Bir anlamda Esad meşru olarak Türkiye tarafından kabul edilmiş oldu. Yani Rusya veya İran'ın istediği neydi? Suriye'de, Suriye'deki üniter yapının korunması ve Esad'ın ülkesinin başında olması gerektiği yönünde sürekli olarak açıklama yapılıyordu. Türkiye'de buna belli bir süre itiraz ediyordu. Türkiye mutlaka Suriye'den, Esad'ın gitmesi gerektiği yönünde görüşünü bildiriyordu. Bu tablo benim kendi görüşümdür. Ben belki biraz farklı düşünüyor olabilirim. ABD, korkarak oradan çekilmedi. Yani ABD işte 'Türkiye oraya Harekât düzenleyecek, korktuk, biz askerlerimizi oradaki üslerimizden çekelim' diye bir şeyin söz konusu olduğunu zannetmiyorum. Emin olun buna bizim Türkiye yetkililerimizde kamuoyundaki bu açıklamalara çok da itibar ettiğini zannetmiyorum. Çünkü işin aslını onlarda çok iyi biliyorlar." ifadelerini kullandı.
"Rusya, İran ve Türkiye'nin aynı konu üzerinde uzlaşmış olması, ABD'ye de kabul ettirildi"
Türkiye, İran, ABD, Rusya ve Esad rejimin anlaştığını ileri süren Karataş, "Şimdi oradaki anlaşma neydi? Dediğim gibi benim kendi tahminim ve analizimdir. İran, Rusya, ABD ve Esad bir araya geldiler. Yani orada artık Esad'ın varlığı kabul edildi. Yani Esad bir anlamda meşrulaştırıldı. Bu meşrulaştırılmaya da Türkiye onay vermiş oldu. Şimdi Ortadoğu'da aktör olarak kabul ettiğimiz Rusya, İran ve Türkiye'nin aynı konu üzerinde uzlaşmış olması, ABD'ye de kabul ettirilmek durumunda kaldı. Rusya, evet Türkiye haklı, işte Esad kalmalı burada, demokratik bir süreç işlemeli ve bu demokratik seçimler sonucunda kim gelirse biz onları tanıyacağız anlamında ortak bir tavır sergiledi. ABD'nin orada kalmasını gerektirecek herhangi bir şey kalmadı. Yani dediğim gibi aktörler, Ortadoğu'da söz sahibi olan ülkeler bu yönde görüş belirtti ise ABD'nin aksi yönde hareket etmesi, ABD'yi dünya kamuoyunda İşgalci olarak tanımlanmasına yol açacaktı. Burada dünya kamuoyu şunu söyleyecekti. 'Rusya, İran, Esad'ın bizzat kendisi ve Türkiye; Suriye'nin üniter yapısından birlik ve beraberliğinden yana bir tavır sergiledi. Siz orada ne yapmaya çalışıyorsunuz.' Böyle bir karar verilince ABD'de uymak zorunda kaldı." diye konuştu.
"Uzun ve zorlu bir süreç bizi bekliyor"
Türkiye'nin, Fırat'ın doğusuna yönelik operasyonun kolay geçmeyeceğini savunan Karataş, "ABD, Dün itibarıyla askerlerini, oradaki kuvvetlerini geri çekeceğini söyledi. Bundan sonraki aşamada ne olabilir? Ne olacak? Diye sorarsanız şunu söyleyeyim. ABD oradan çekilecek. Türkiye'de oraya karşı bir harekât düzenleyecektir. Öncelikle Fırat'ın batısında, YPG'nin elinde kalan tek yerleşim bölgesi olan Münbiç boşaltılıp doğuya kayması sağlanacak. Daha sonra Fırat'ın doğuşuna yönelik bir harekât başlatılacaktır. Harekâtın çok kolay geçeceği yönünde bir görüş bildiremem. Yani Afrin'de çok zorlandık. Afrin'i biliyorsunuz, Kobani veya Cezir kadar güçlü olan bir bölge değildir. Buna rağmen aylarca süren bir harekât oldu. Uzun ve zorlu bir süreç bizi bekliyor. İnşallah dediğimiz gibi de olur kan dökülmeden oradaki silahlı unsurlar bölgeyi terk ederler. Suriye'nin birliği, bütünlüğü ve üniter yapısı yönünde bütün Ortadoğu ülkelerinin buna ABD'de dâhil olmak üzere ortak bir kararıyla barışın hâkim olduğu bir süreci görürüz." dedi.
"Suriye sınırları içerisinde ABD'nin tüm güçlerini çekeceği, orada varlıklarını tamamen sonlandıracağı yönünde bir cümle kullanamayız"
ABD'nin Suriye'den tümden çekilmesinin söz konusu olamayacağını ifade eden Karataş, "Çekilme dediğimiz zaman orada ABD'nin tamamen tümden varlığının son bulması diye bir şey söz konusu değildir. Suriye'deki sorunlar tamamen çözüme kavuşmadan, hatta kavuştuktan sonra da ABD'nin orta kalması kesindir. Suriye sınırları içerisinde ABD'nin tüm güçlerini çekeceği, orada varlıklarını tamamen sonlandıracağı yönünde bir cümle kullanamayız. Orada varlıkları sürecektir. Yıllardan beri ABD'nin orada yaptığı bir yığınak var, orada bulundurduğu üsler, silahlar ve yerleşmiş olan hava hareket birimleri var. Bunların üç beş gün içerisinde çekmek gibi bir şey söz konusu olacağını düşünmüyorum. Tabii kademeli olarak çekilecektir." şeklinde konuştu.
"ABD güçlerinin ayrılması bir anlık bir süreç değildir. Bu sürece yayılacaktır"
ABD'nin Suriye'den çekilmesinin ardından Türkiye'nin tavrının ne olacağı ile ilgili olarak görüşlerini ifade eden Karataş, "Biraz önce de dediğim gibi bu çekilmenin hemen arkasından Türkiye'nin oraya bir müdahalesi olacak mı? Hareket olacak mı? Gönlümüzden geçen, oraya herhangi bir müdahale olmadan, kan dökülmeden oradaki silahlı unsurların bölgeyi terk etsin. Dörtlü zirvenin, orada söz sahibi olması gereken İran, Rusya, Esad, Türkiye ve ABD'nin ortak bir kararıyla bugün onu konuşmak zor ama hangi güçlere bırakacağı veya üniter yapı çerçevesinde Esad'a bırakılması gerektiği veya gerekmediği yönünde bir kararın çıkması gerektiğini düşünüyorum. Tabii orada dediğim gibi ABD güçlerinin ayrılması bir anlık bir süreç değildir. Bu sürece yayılacaktır. Şu olabilir mi? Onlar çekildikçe Türkiye çekilen bölgelere müdahale edebilir mi? O da olabilir. Yani işte sınır bölgesinden 20 kilometre veya 30 kilometre ABD güçleri çekilecektir. ABD güçlerinin çekildiği bölgeye yönelik Türkiye'nin hareket düzenleme durumu da olabilecektir. Yani hem çekilme kademeli olacaktır. Türkiye'nin harekâtı kademeli olarak sürecektir." dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)