ALMANYA - Avrupa Peygamber Sevdalıları Platformu, Almanya`nın Baden Würtemberg Eyaleti`nde Kutlu Doğum programı düzenledi. Türkçe ve Kürtçe hazırlanan program Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Vahdet ilahi grubunun seslendirdiği birbirinde güzel ilahilerle program devam etti.
MUBAREK İNSANLARIN TORUNLARIYIZ
Vahdet ilahi grubundan sonra Geislingen adına Kürtçe bir konuşma yapan Ömer Kaya, Peygamber efendimizi sevmenin bir bedeli olduğunu, bizden öncede Ahmed`i Xani, Feqiyé Teyra, Melayé Cezeri, Bediuzzeman ve Şeyh Said hazretleri olmak üzere köy köy dolaşarak insanlara peygamberi anlattıklarını ve bu sevgiyi sözleri ve şiirleriyle dile getirdiklerine vurgu yaptı.
MUBAREK İNSANLARIN TORUNLARIYIZ
Vahdet ilahi grubundan sonra Geislingen adına Kürtçe bir konuşma yapan Ömer Kaya, Peygamber efendimizi sevmenin bir bedeli olduğunu, bizden öncede Ahmed`i Xani, Feqiyé Teyra, Melayé Cezeri, Bediuzzeman ve Şeyh Said hazretleri olmak üzere köy köy dolaşarak insanlara peygamberi anlattıklarını ve bu sevgiyi sözleri ve şiirleriyle dile getirdiklerine vurgu yaptı.
"Onları selam ve hürmetle anıyoruz. İşte bizlerde bu mübarek insanların torunlarıyız" diyen Kaya, bugün de Kürdistan`da köy köy, kasaba kasaba, il il gezerek peygamberi anlatan peygamber sevdalıları olduğunu ifade etti. Kaya, daha sonra Hz Muhammed`in (Sav) son nefesinde bile ümmetinin halini düşünerek onları nasıl sevdiğini onlara nasıl düşkün olduğunu ifade ederek bizim de peygambere yakışır ümmet olmamız gerektiğini dile getirdi.
Okunan mevlidi şeriften sonra söz alan Araştırmacı yazar Çetin Tufan, Kürtçe yaptığı konuşmasında, "Neden Peygamberin Kutlu doğumunu kutluyoruz" konulu kısa bir sohbette bulundu.
CANINDAN FAZLA SEVMEDİKÇE
Tufan konuşmasında, "Peygamberin (sav) bir gün hazreti Ömer`e `ya Ömer beni ne kadar seviyorsun` sorusuna karşılık, Hazreti Ömer`in canım hariç seni her şeyden çok seviyorum cevabını verince, Peygamber efendimiz, `Ya Ömer sen beni canından da çok sevmedikçe iman etmiş olamazsın` yanıtını verdi. Bunun üzerine Hz Ömer düşündükten sonra, `Ya Muhammed vallahi ben seni canımda da çok seviyorum` cevabını verdi. `Bunun üzerine Peygamber efendimiz Hz. Ömer`e dönerek `İşte şimdi İman ettin ya Ömer` dedi." şeklinde Hz. Peygamber (sav) ile Hz. Ömer (r.a) arasında geçen konuşmayı aktararak, bizim de kalbimizle Muhammed`i (sav) sevmemiz gerektiğini, dilimizin söylemesinin pek önemi olmadığını ifade etti.
Tufan konuşmasında, "Peygamberin (sav) bir gün hazreti Ömer`e `ya Ömer beni ne kadar seviyorsun` sorusuna karşılık, Hazreti Ömer`in canım hariç seni her şeyden çok seviyorum cevabını verince, Peygamber efendimiz, `Ya Ömer sen beni canından da çok sevmedikçe iman etmiş olamazsın` yanıtını verdi. Bunun üzerine Hz Ömer düşündükten sonra, `Ya Muhammed vallahi ben seni canımda da çok seviyorum` cevabını verdi. `Bunun üzerine Peygamber efendimiz Hz. Ömer`e dönerek `İşte şimdi İman ettin ya Ömer` dedi." şeklinde Hz. Peygamber (sav) ile Hz. Ömer (r.a) arasında geçen konuşmayı aktararak, bizim de kalbimizle Muhammed`i (sav) sevmemiz gerektiğini, dilimizin söylemesinin pek önemi olmadığını ifade etti.
PEYGAMBERİ TANIMADAN YOLUMUZU BULAMAYIZ
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere sahneye Yusuf Hoca geldi. Yusuf hoca da Kürtçe yaptığı sohbetinde, Peygamber efendimizin doğumundan öncesini ve sonrasını kıyaslayarak bugünümüz üzerinde mukayese yaptı. Yusuf hoca, Peygamberden önce hayatın anlamsız olduğunu karanlık ve zulmün kol gezdiğini, Peygamberin bu karanlık ve zulmün sahipleriyle mücadele ettiğini ve hayatın gülistana döndüğünü söyledi.
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere sahneye Yusuf Hoca geldi. Yusuf hoca da Kürtçe yaptığı sohbetinde, Peygamber efendimizin doğumundan öncesini ve sonrasını kıyaslayarak bugünümüz üzerinde mukayese yaptı. Yusuf hoca, Peygamberden önce hayatın anlamsız olduğunu karanlık ve zulmün kol gezdiğini, Peygamberin bu karanlık ve zulmün sahipleriyle mücadele ettiğini ve hayatın gülistana döndüğünü söyledi.
Peygamberi tanımadan yolumuzu bulamayacağımızı ifade eden Yusuf Hoca, Özgürlüğün, hürriyetin ancak onu tanımakla mümkün olacağını söyleyerek sözlerine son verdi.
Programda Muhammed adında bir çocuğun Peygamber efendimiz üzerine yazılmış Mewluda Muhammedi ilahisini okurken salonda duygulu, bir o kadar da coşkulu anlar yaşandı.
Küçük Muhammed`in ardından günün önem ve ehemmiyeti üzerine konuşmasını yapmak üzere Molla Yahya Yılmaz sahneye davet edildi. Konuşmasını Türkçe yapan Yılmaz, Allah`ın(cc) insanların üzerindeki lütfünden bahsederek Peygamberin insanlara gönderilme sebebini, Allah`ın(cc), `Ya Muhammed sen olmasaydın ben bu kâinatı yaratmazdım` hitabının altını çizerek, nasıl bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu hatırlattı.
BUNA KİMSE İNANMAZDI
Yahya hoca sözlerine hadislerden örnek vererek onu nasıl sevdiğimizi aylardan beri tüm beldelerde O`nu anmak için programlar yapıldığını, bunun Peygambere olan sevgimizin ispatı olduğunu ifade ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bundan yermi otuz sene önce Geislingen`de peygamberi anma programı düzenlenecek deselerdi, buna kimse inanmazdı.
BUNA KİMSE İNANMAZDI
Yahya hoca sözlerine hadislerden örnek vererek onu nasıl sevdiğimizi aylardan beri tüm beldelerde O`nu anmak için programlar yapıldığını, bunun Peygambere olan sevgimizin ispatı olduğunu ifade ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bundan yermi otuz sene önce Geislingen`de peygamberi anma programı düzenlenecek deselerdi, buna kimse inanmazdı.
Ama bugün burada dağların orta yerinde Peygamber sevdalıları Hz Muhammed`e olan sevgilerini dile getirmek üzere program yapıyor.
GÖNÜLLÜ BİR CEMAATİZ
Bizler Mevlana misali, Yunus misali heybelerimizi sırtımıza almış, en zirve köşelerde, kalpleri Peygamber sevgisinden mahrum kalmış, birçok zavallı ve garip insan olan kardeşimizin, gönlüne merhameti, sevgiyi, barışı, huzuru, insanlığı vermek ve sevdayé Muhammedi aşılamak için gönüllü erleriz, Cemaatiz, gönüllü bir hareketiz ve gönül birliği yapmış kardeşleriz. Allah bizi ve sizi bundan mahrum etmesin İnşallah."
GÖNÜLLÜ BİR CEMAATİZ
Bizler Mevlana misali, Yunus misali heybelerimizi sırtımıza almış, en zirve köşelerde, kalpleri Peygamber sevgisinden mahrum kalmış, birçok zavallı ve garip insan olan kardeşimizin, gönlüne merhameti, sevgiyi, barışı, huzuru, insanlığı vermek ve sevdayé Muhammedi aşılamak için gönüllü erleriz, Cemaatiz, gönüllü bir hareketiz ve gönül birliği yapmış kardeşleriz. Allah bizi ve sizi bundan mahrum etmesin İnşallah."
Yahya Hoca`nın konuşması sık sık tekbir ve salâvatlar getirilerek kesintiye uğrasa da ila nihayet tüm davetliler bir ağızdan Allahu ekber sedalarıyla ve Peygambere salâvatlar getirerek programa katkıda bulundu.
Yahya hoca konuşmasının nihayetinde Peygamberimizin ruhaniyetinin zaten aramızda olduğunu ifade ederek konuşmasına son verdi.
Programda Me`şar Hac organizasyonu yanı sıra Yetim-der`in de stant açtığı gözlerden kaçmadı. Davetlilerin yoğun ilgi gösterdikleri stantlarda, sorumlular tarafından bilgilendirildi.
Program Vahdet ilahi grubunun seslendirdiği ilahilerden sonra yine Geislingen çocuk ilahi grubunun okuduğu Esma-ül Hüsna ile program sona erdi.
(Mustafa Sabıreri - İLKHA)