Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP), İstanbul Sultangazi'de "Aileden Topluma Mahremiyet Ölçüleri" konulu seminer düzenledi.
İstanbul Sultangazi Nikâh salonunda gerçekleştirilen seminere konuşmacı olarak Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Meryem Kiraz, tarih boyunca hayânın varlığının tüm peygamberlerin ortak şiarı olduğunu belirtti.
Hayânın, toplumun tasvip ettiği ve saygı duyduğu bir meziyet olduğunu söyleyen Kiraz, "Hayâ; insanı toplumda sevilip sayılmasına, değer verilmesine sebep olur. Hayâsız insan, kadın olsun erkek olsun, toplum tarafından saygı ve sevgiden mahrumdur." dedi.
Hazreti Muhammed'in, "Hayâ imandandır" hadisine atıfta bulunan Kiraz, "Bu hitap bizlere öncelikle çocuklarımızın kalplerine imanı vermemiz, akabinde İslam'ın diğer emirlerini onları büyütürken kazandırmamız gerektiğini gösteriyor. Önce evlatlarımıza Rabbimizin sevgisini vermeli, sonra yasaklarına karşı bilinçli bir şekilde eğitmeliyiz. Çocuk eğitimi anne karnında başlar ve annenin, babanın ve toplumun etkisiyle karakteri oluşur. İslâm âlimleri, pedagoglar ve çocuk gelişim uzmanları çocuğun karakter ve bilişsel gelişiminin 0-6 yaş arasında geliştiğini ifade etmekteler. Anne ve babaya bu yaş esnasında dikkat etmelerini, onların geleceğini etkileyecek söylem ve davranışlardan uzak durmalarını tavsiye ederler. Bizler de çocuklarımıza hayâ ve mahremiyet eğitimini güzel bir şekilde vermeliyiz." ifadelerini kullandı.
Son yıllarda çocuk istismarının çoğaldığına dikkat çeken Kiraz, "Son zamanlarda çocuklara hayâ ve utanma eğitimi verilmedi; bilâkis özgürlük, rahatlık ve özgüven terimleriyle beslendi. Şimdi ise 'mahremiyet eğitimi şart' söylemleriyle bizim daha önce savunduğumuz değerlere dikkat çekiyorlar." şeklinde konuştu.
"Hayâ, içtimai hayatta nasılsa sosyal medyada da öyle olmalıdır"
"Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz." ayetini hatırlatan Kiraz, "Bu ayet ile çocuğun, annesinin babasının yanına girerken bile bir edebinin olması ve dikkat etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Demek ki kadın erkek, namahrem ya da mahrem olsun, içtimai hayatta ve sosyal hayatta her şeyin bir ölçüsü var. Kadın ve erkeklerin bu ölçüte dikkat etmesi gerekiyor. Mahremiyetin sınırları ve ölçüleri en yakınımızdan en uzağımıza değişir ama önemli olan kişinin özeli ve dokunulmazlığı olan alanı ifşa etmemesidir. Çağımızda sosyal medya aile içindeki mahremiyeti zedelemektedir. Anlık paylaşımlar, düğünler, nişanlar, getirilen hediyeler, yediği içtiği yani hayata dair her şeyin paylaşıldığı bir ortam oluşmuştur. Toplumda bu davranışlar kine, nefrete, özentiye, riyaya, hasede ve çekememezliğe sebep olmaktadır. En önemlisi mahrem bir kadın ve erkeğin sosyal medyada çok rahat bir şekilde gezinmesine sebep olmuştur. Tesettür, hayâ ve mahremiyetlik içtimai hayatta nasılsa sosyal medyada da öyle olmalıdır." şeklinde konuştu.
"İffet kadın için de erkek için de aynıdır"
Kiraz, konuşmasına şöyle devam etti: "İffet, kadın olarak Hazreti Meryem misali; erkek olarak Hazreti Yusuf misali olmalıdır. Kadın erkek, iffette Allah katında aynıdır. İkisi de iffetini muhafaza ile yükümlüdür. Mahremiyeti zedeleyen şu üç T'ye dikkat etmeliyiz: Televizyon, telefon ve trafik (karma hayat). Çağımızda toplumu ifsat eden sosyal medya, televizyon ve karma hayata dikkat etmemiz gerekiyor. Tesettüre riayet etmiş olsa dahi bir kadının sosyal medyada fotoğraflarını paylaşması doğru değildir. Kızlarımız, kadınlarımız buna dikkat etmelidir." (Nizamettin Aşkın-İLKHA)