İSTANBUL
Elektrikli ve sıfır emisyonlu yenilenmiş uçak geliştiricisi Ampaire`in kurucusu Kevin Noertker, bu yıl ilk kez Türkiye Finalleri'nin dahil edildiği dünyanın en kapsamlı uluslararası Ar-Ge girişimcilik yarışmasını yapan Hello Tomorrow Etkinliği için geldiği İstanbul'da, değerlendirmelerde bulundu.
Elektrikli uçak öncüsü Ampaire'ın hikayesini ve planlarını anlatan Noertker, 2015 yılında şirketinin kurucu ortağı Cory Combs'un kendisine "elektrikli uçak tasarlayacağız" dediğinde inanamadığını söyledi.
Noertker, arkadaşına ilk tepki olarak "bu mümkün mü?" sorusunu yönelttiğini dile getirerek, "Aslında hem mümkün hem de merak uyandıran, güçlü bir iş oldu." ifadesini kullandı.
Şu anda biri teknoloji bakımından yenilenmiş olmak üzere üç elektrikli uçakları bulunduğunu belirten Noertker, tasarladıkları TailWind-E uçağının tamamen batarya ile çalıştığını, TailWind-H uçağının ise hibrit olduğunu aktardı. Noertker, bu uçakların 300 kilometre uçuş yapabildiklerini ve test aşamasında olduklarını da vurguladı.
Test aşamasının 2-3 yıl kadar sürdüğünü ifade eden Noertker, "Test aşaması süresince bazı gösteri uçuşları yapacağız. Bunlardan birisi 2019'un ilk aylarında Hawai'de olacak. Bu uçaklar son derece güvenli. Batarya ile çalışıyorlar ve biz bu uçaklarda yavaş şarj edilen bataryaları kullanıyoruz ki kullanım süresi daha uzun olsun. Teknolojisini yenileyerek elektrikliye dönüştürdüğümüz uçakta 6 koltuk vardı, şu an hedefimiz 19 koltuğa çıkmak." diye konuştu.
''UCUZLUK BİRAZ DA HAVA YOLU ŞİRKETLERİNE BAĞLI''
Noertker, elektrikli uçakların ekonomik açıdan hava yolu şirketlerine çok büyük katkı sağlayacağını belirterek, şöyle devem etti:
''Hava yolu şirketlerinin operasyon maliyetlerinin üçte birini yakıt oluşturuyor. Elektrikli uçaklarla yakıt maliyetleri yüzde 90, bakım maliyetleri ise yüzde 50 azalıyor. Toplamda tüm operasyon maliyetlerine baktığımızda normal bir uçağa göre yüzde 80'e kadar tasarruf sağlanabilir. Bu gelişme uçak bileti fiyatlarını da düşürebilecek bir durum, tabii ne kadar düşeceği biraz da hava yolu şirketine bağlı. Aynı zamanda, sonuçta artık petrol kullanmıyorsunuz ve uçağın bataryasını şarj etmek için ihtiyaç olan elektriği her yerde bulabiliyorsunuz. Bu durum, şirketlerin uçuşlarını sıklaştırmasına imkan sağlarken, daha fazla havaalanının da kullanımını artırıyor. Böylece hem uçuşlar hem de havaalanları artacağından hava yolu taşımacılığı insanlar için daha cazip hale gelebilir.''
''İSTANBUL - BURSA 20 DAKİKA''
Ampaire'ın uçuşları konusunda İstanbul-Bursa arasını değerlendirdiklerini anlatan Noertker, "Türkiye'de İstanbul-Bursa arasını düşünürsek, Osmangazi Köprüsü'nden iki şehir arası karayoluyla yaklaşık 1,5 saat, daha önce yaklaşık 4 saatti. Bu mesafede hiçbir havayolu uçmaz ama Ampaire'ın yaptığı gibi 300 kilometrelik uçuşlarla iki şehir arası 20 dakikaya düşer. O yüzden, her anlamda daha fazla katkısı var. Biz Ampaire olarak Türkiye ile de bu alanda iş birliği yapmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Noertker, şu an dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan karbon emisyonları açısından düşünüldüğünde de elektrikli uçakların önemli bir katkı sağlayabileceğine dikkati çekerek, dünyada havacılıktan kaynaklı karbon emisyonu miktarının 800 milyon ton seviyesinde olduğunu hatırlattı.
Bunun toplam karbon emisyonlarının yüzde 3'üne denk geldiğini vurgulayan Noertker, artık petrol şirketlerinin de iklimsel endişelerini göz önünde bulundurarak bir dönüşüm yaşadığını ve bir "enerji" şirketi olma yolunda evrildiklerini sözlerine ekledi.
AA