Mehmet Fatih Akgül ​- BATMAN

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi tarafından Batman İl Kültür Turizm Müdürlüğü konferans salonunda "Cezaevinde Unutulan Hayatlar" konulu panel düzenlendi. Panelde, 90'lardan günümüze çeşitli komplo ve kumpaslarla cezaevine konulan İslami kimlikli mahkûmlar için adalet talebinde bulunup yeniden yargılama yolunun açılması gerektiğine vurgu yapıldı. Yoğun katılımın olduğu panele; HÜDA PAR İl Başkanı Davut Şahin, parti yetkilileri, İTTİHADUL ULEMA üyeleri, kanaat önderleri, STK temsilcileri, cezaevlerinde bulunan mağdur yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla İzzet Oğur'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan panelin moderatörlüğünü Hüseyin Sabaz yaptı. Panelde sırasıyla 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, Eğitimci-Yazar Kenan Çaplık ve Avukat Emin Güneş birer konuşma yaptı. Açılış ve selamlama konuşmasının ardından panel, geçmişten günümüze İslami cemaat ve kesimlere yönelik yapılan zulümlerin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile devam etti. Ardından panelistler birer konuşma yaptı. İlk olarak konuşan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, cezaevinde tutulan Müslümanlara verilen haksız kararların yok sayılıp yeniden yargılama yolunun açılması gerektiğini söyledi.

"NE KADAR ŞER HABİS VARSA BU MÜSLÜMANLARA ŞANTAJ YAPTILAR"

Olam, "28 Şubat ve FETÖ'nün militan kadroları on binlerce Müslümanı takibe aldı. Bunlar bu Müslümanları haksız, hukuksuz bir şekilde yargılayarak çok büyük cezalara çarptırdılar. Hakim ve savcıları var güçleriyle, kurgu ve kumpaslarla sahte deliller üreterek binlerce Müslümanın canını yaktılar. 400 küsur Müslüman cezaevinde çile çekmektedir. Eğer FETÖ'cülerin iftira ve suçlamalarına inanılacaksa bu şer şebekesi Sayın Erdoğan'ı Başbakanlığı döneminde danışmanları üzerinden güya 'Selam Tevhid Örgütüne mensuptur' diye bir iddiada bulunmadı mı? Sözde terör örgütüyle irtibatını kurgulamadı mı? Şimdi bu yalanı kabul edip Cumhurbaşkanı bir terör örgütü mensubudur denilebilir mi? Tabi ki denilemez. İşte bu 28 Şubat'çı, FETÖ'cü, Ergenekon'cu, ne kadar şer habis varsa bu Müslümanlara da aynısını yaptılar, bu suçlamalarda bulundular." dedi.

"YALNIZCA ADALET İSTİYORUZ, KİMSEDEN MERHAMET DİLEMİYORUZ"

Cuntacı ve FETÖ'cü yargının Müslümanlar hakkında verdiği haksız, hukuksuz kararların yok sayılmasını istediklerini belirten Olam, "Bizim talebimiz şudur; birilerinin adına ve talimatlarına göre yargıyı kullanarak verilen tüm kararların iptal edilmesini istiyoruz. Yalnızca adalet istiyoruz, kimseden merhamet dilemiyoruz. Bizim tüm çabamız bu mağduriyetlerin, hukuksuzluğun bir an önce bitmesi içindir." diye konuştu.

"SİYONİST ÇETENİN FİLİSTİNLİLERE YAPTIĞINI 28 ŞUBAT ÇETECİLERİ DE TÜRKİYE'DE MÜSLÜMANLARA YAPTI"

Ardından söz alan Eğitimci-Yazar Kenan Çaplık, 28 Şubat'ta Müslümanlara yaşatılan zulümlere değindi. 28 Şubat darbesinden sonra Türkiye'de inancı doğrultusunda mümince yaşamak isteyenlere yönelik bir karalama, tutuklama, sindirme kampanyası başlatıldığını vurgulayan Çaplık, "5'li çete marifetiyle Türkiye adeta bir kâbusun yaşandığı bir ülke haline getirildi. Bu ülkede özellikle bir kesim hedefe oturtuldu ve bu kesime yönelik karalama kampanyaları, iftiralar, tutuklamalar, cezalandırmalar bugünden sonra başlamış oldu. Siyonist çetenin bugün Filistinli kardeşlerimize yaptıklarının aynısını 28 Şubat çetecileri Türkiye'de Müslümanlara yaptılar. Davasından vazgeçmeyenleri zindanlara attılar. İşte biz bugün zindana atılan Yusufileri konuşuyoruz. Peki, bu Yusufiler ne yaptılar ki zindanlara konuldular? Bu insanlar camilerde ders veriyorlardı, toplumun içindeki Komünist düşüncenin Müslüman çocukların arasında yayılmasını önlemek için bu insanlar gece-gündüz çalışıyordu." ifadelerini kullandı.

"FETÖ BİR TERÖR ŞEBEKESİYSE VERMİŞ OLDUĞU KARARLAR DA YOK HÜKMÜNDEDİR"

FETÖ yargısının verdiği kararların yok hükmünde olduğunu ve bu kararlara acil bir çözüm getirilmesi gerektiğini vurgulayan Çaplık, şunları kaydetti: "FETÖ nasıl ki Amerika'ya bağlıysa aynı şekilde dindarlara da o şekilde düşmandır, onlara hayat hakkı tanımak istemiyor. İşte bu dindarlar dediğimiz Yusufiler, FETÖ'cü ve 28 Şubatçıların kumpasları neticesinde bugün cezaevindedirler ve ceza çekmektedirler. Eğer bugün 15 Temmuz'dan sonra FETÖ bir ihanet, terör şebekesiyse bu terör şebekesinin daha önce vermiş olduğu kararlar yok hükmündedir. Bugün mevcut iktidarın yok hükmünde olması gereken bu kararlara acil bir çözüm getirerek Yusufilere de yeniden yargılama yolunu açmasını temenni ediyoruz."

"TERÖRİSTLERİN MAĞDUR ETTİKLERİNİN MAĞDURİYETİ BİR AN EVVEL GİDERİLMELİ"

Panelin son konuşmacılarından Avukat Emin Güneş, Yusufilerin terör örgütünün kullandığı mahkeme salonlarında yargılandıklarını, bunun için yaşatılan mağduriyetin son verilmesine yönelik adımların atılması gerektiğini kaydetti. Güneş, "Kardeşlerimiz terör örgütünün kullandığı mahkemelerde yargılanmışlardır. Adına mahkeme, adliye denilen zulmiyelerde zulme maruz kalmışlardır. Buna rağmen meşru, makul, hukuku üstün tutan bir devletten beklenen nedir? Teröristlerin mağdur ettiklerinin mağduriyetini bir an evvel gidermektir. Böyle bir çaba içerisine giriyor mu? Girmiyor. Niye? Çünkü yeri geldiğinde kendisinin de bu asil insanlar tarafından aynı tehlikeye maruz bırakılacağını biliyor. Bu asil insanlar yeryüzünün makamlarına, saltanatlarına iltifat etmiyorlar. Bunun için onların önünde eğilmiyorlar. İzzetlerinden, şereflerinden azıcık bile olsa taviz vermeye yanaşmıyorlar. Ve asli vazifelerinden asla geri durmuyorlar. Bu da insanımızı İslam ile Kur'an ile tanıştırıp toplumu ıslah etmek… Yani onların penceresinden bakıldığı zaman bu Yusufilerin tehlikesi çok nettir. Bunların güçlü olduğu yerlerde bütün ifsat mekânları teker teker kapanıyor, camiler tıklım tıklım dolmaya başlıyor. İşte biz şeytanın partisinin hâkim olduğu sistemin alternatifiyiz. Bunu yıkmaya çalışıyoruz. Bunun yerine Allah`u Teâlâ'nın emirlerinin hayata hâkim olması mücadelesini veriyoruz. Bunun bedellerini de ödemeye hazırız."(İLKHA)

Hizbullah, Sivas, İslami Hareket, Hizbu-t Tahrir, Vasat… Muhammed Şakir, İbrahim Halil Göv, Abdullah Zengin, Ramazan Elaltuntaş, Kadri Can, Naşit Tutar, Haci Bayuncuk, Fırat Nart, Cömert Yorgun, Yakup Taş, Mehmet Özcan, Şeyhmus Alpsoy, Mehmet Emin Alpsoy, Ahmet Turan Kılıç, Bülent Düğenci, Faruk Belkavli, Ömer Faruk Gez, Cafer Soykök… Bu isimler 15-20-25 yıldır haksız yere zindanlara atılan ve unutulan yüzlerce yusufiden sadece bir kaçı… Kumpas ve iftiralar üzerinden hazırlanan dosyalarla bir ömür hapse mahkum edilen Yusufiler adalet bekliyor. Kimi hasta, kimi yaşlı, kimi engelli… dışarda olsalar dahi kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak olan mazlumlar dört duvar arasında unutuldu. İnsanlığın vicdanı, kamuoyunun sesi bu mazlumların bir an önce adalete kavuşması gerektiğini haykırıyor…