Toplumun ilahi değerlerden uzaklaşmasıyla hayvanlara yönelik kötü muamele ve işkence, vicdanları sızlatır boyutlara ulaştı. Modern toplum gün geçtikçe daha vahşi ve acımasız bir hal alıyor. Televizyon haberlerinde, gazete sayfalarında, sosyal medya ortamlarında hayvanlara yönelik kötü muameleyle ilgili paylaşılan haberlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Peki, İslam kültür ve medeniyetinde hayvan haklarına nasıl bakılıyor? İslam dini hayvanlara kötü muamele konusunda ne düşünüyor? Ve en önemlisi İslam kültürünün, İslam medeniyetinin hâkim olduğu dönemlerde Müslüman toplumlar hayvanlara nasıl davranıyordu? Hayvanlara kötü muamele o dönemde var mıydı?
Tüm bu soruları, bu konuda merak edilenleri İslam âlimlerine ve konunun uzmanlarına sorduk.
İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, İslam'ın hayvan haklarına çok önem verdiğini, bunun Peygamberimizin yaşantısında hayvanlara gösterdiği şefkat ve merhamet ile mevcut olduğunu söyledi.
Hayvanların zevk için kesinlikle avlanılmaması, kesildiklerinde bile onlara eziyet edilmemesi gerektiğini aktaran Şimşek, İslam'ın hayvanlara zulüm etmeyi haram kıldığını ifade etti.
"İnsanlar yaratılanlara karşı istediği şekilde davranma yetkisine sahip değildir"
Dinimiz İslam'ın yeryüzünde bütün varlıkların, mahlûkların hakkını tespit ettiğini söyleyen Şimşek, "Dünyada var olan her şey hak ve hukukuyla yaratılmıştır. Dolayısıyla insan kadar hayvanların da, nebatatların da, ağaçların da hakkı vardır ve onlara nasıl davranılması gerektiği hususunda Allah u Teâlâ elbette bir sınır tespit etmiştir. Şunu unutmayalım ki, öncelikle dünya ve dünyanın içindekiler insan için yaratılmıştır. Dolayısıyla insana hizmet için vardır; fakat insan istediği şekilde bu yaratılanlara karşı istediği şekilde davranma yetkisine sahip değildir. Ancak Allah'ın kendisi için koymuş olduğu çerçeve içerisinde onlara muamele etmesi lazım. Hayvanlar da bu tür mahlûklardandır." dedi.
"İslam hayvan haklarına çok önem vermiştir"
Hayvanlara merhametle davranılması gerektiğini belirten Şimşek, "İnsanların birbirlerine nasıl merhametle, şefkatle davranması gerekiyorsa hayvanlara da şefkatle ve merhametle davranması gerektiği Kur'an ve sünnet ile sabittir. Buna örnek vermek gerekiyorsa Peygamber efendimizin hayatında, uygulamalarında defaten hayvanlara nasıl davranılması gerektiği ile ilgili pek çok hadisi şerifler vardır. Örneğin bir insan var ki sırf susuz bir köpeğe su içirdiği için bütün günahlarına rağmen cennete girdiği, aynı şekilde belki bir abit durumunda olan kadının bile bir kediyi aç ve susuz bir şekilde hapsettiği için cehenneme girdiği hakikati hepimizin malumudur. Bu örnek bile tek başına İslam'ın hayvan haklarına ne kadar önem verdiğini bize gösteriyor." diye konuştu.
"Peygamberimiz hayvanlara şefkatle muamele edilmesini emrediyor"
Konuşmasının devamında Şimşek, şunları söyledi: "Aynı şekilde Peygamberimiz Mekke'nin fethi sırasında ordusuyla Mekke'ye doğru yol alırken rivayetlere göre, ordu yavrusuyla birlikte bulunan bir köpekle karşılaşıyor. Dişi köpek yavrularını muhafaza altına almak için çabalıyor. Bunu gören Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o köpeğe ve yavrularına zarar gelmemesi için oraya bir sahabeyi bekçi olarak koyuyor, ta ki ordu bütünüyle gidinceye kadar. Peygamberimiz o hayvanlara şefkatle muamele ediyor. Bunun gibi pek çok örnekler var. Dinimiz İslam bütün mahlûklara nasıl şefkatle yaklaştıysa bütün hayvanlara da o şefkatle yaklaşmamızı emretmiştir."
"Hayvan kesildiğinde bile ona eziyet edilmemeli"
İnsanların hayvanlara eziyet etmekten kaçınması gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Ayrıca Peygamberimize şikâyete gelen bir deve meselesi vardır. O deve sahibini şikâyet ediyor, kendisini aç, susuz bıraktığını, sahibinin gücünden fazla yük yüklediği şikâyetinde bulunuyor. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bu devenin sahibine bunu yapmaması gerektiğini söylüyor. Bir serçe kuş bile eğer haksız bir şekilde avlanırsa kıyamet gününde bu kuş bağıra bağıra o insan hakkında davacı oluyor. Bir insan gereksiz bir şekilde bir serçe kuşunu avladığı için bile Allah o hakkı insandan istiyor. Örneğin yemek için bir hayvanı kesmek helal olmasına rağmen Peygamberimiz, o hayvan kesildiğinde bile ona eziyet edilmemesini buyuruyor. Aynı şekilde bir hayvanın yeminin, suyunun verilmesi, gereksiz yükle yüklenmemesi, işkence edilmemesine yönelik pek çok hadisi şerifler vardır. Peygamber efendimiz, hayvanlara ancak merhametle davranılabileceğini bize gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Zevk için hayvanlar avlanılmamalıdır"
Allah'ın hayvanları insanların menfaati için yarattığını kaydeden Şimşek, avcıların dikkat etmesi gereken hususları şöyle aktardı:
"Ancak avlanma yapılırken zamanına dikkat etmemiz gerekir. Bir zevk olarak avlanılmaması gerekiyor. Hatta Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir gün birkaç tane gencin bir hayvanı bir yere koyup ona ok attıklarına şahitlik ediyor ve buna tepki gösteriyor. Aynı şekilde yumurtası üzerinde bulunan bir kuşun veya tavuğun ürkütülmemesi, korkutulmaması, onlara tedbir alınması ile ilgili hadisi şerifler var. Özellikle yumurtlama, yavrulama döneminde, yavruların bakıma muhtaç bir zamanında annelerinden ayrılmasına sebebiyet verecek olan avlara dikkat etmek gerekir. Merhamet her şeye gösterilmelidir. Bu tür zamanlar hayvanların en çok merhamet duyduğu dönemlerdir. Av yapan insanların özellikle bunu zevk için yapmamaları, ihtiyaç halinde bunu yapmaları, yaparken de bu tür dönemlere dikkat etmeleri gerekir. Avlanmanın yavrulanma, yavruların küçükken ki döneme denk gelmemesi gerektiği İslam'ın kaynaklarında mevcuttur. Buna dikkat etmemiz gerekir."
"Zevkimiz, keyfimiz için onlara zulüm edemeyiz"
Hiç kimsenin zevki için hayvanlara zulüm etmemesi gerektiğini aktaran Şimşek, "Hiçbir canlının avlanamadığı yer haram bölgesi, emin beldedir. Burada değil hayvanlar aynı şekilde bir ota, yaprağa bile koparma hususunda bir ceza vardır. İhramlıyken Müslümanlar böyle bir şey yapamıyorlar. Çünkü her şeyin güvende olduğu bir mekân yeridir. Böyle bir zaman ve mekânda avlanma yapılmaz. Onun dışındaki yerlerde insanlar söylediğimiz şeylere riayet etmek ve hayvanlara merhametle davranmak şartıyla hayvanlardan istifade etmek için Allah bunu helal kılmış. Çünkü Peygamberimiz, 'Yeryüzündekilere siz merhamet edin ki Allah da size merhamet etsin' buyuruyor. Bizler birbirimize nasıl merhamet etmemiz gerekiyorsa bizim hizmetimize sunulan hayvanlara da aynı şekilde merhametle davranmamız ve onlardan istifade etmemiz gerekir. Zevkimiz, keyfimiz için onlara zulüm edemeyiz." şeklinde konuştu.
"İslam hayvanlara zulüm etmeyi haram kılmıştır"
Tüm hayvanların hikmete binaen yaratıldıklarını, bu yüzden kâinatın düzenine zarar verilmemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Şimşek, "Bugün Avrupa ülkelerinde maalesef deve güreşleri, horoz döğüşleri, boğa yarışları gibi spor etkinlikleri altında hayvanlara ne tür muamelenin yapıldığı hepimizin malumudur. İslam bütün bunları haram kılmıştır. Dünya bir düzen üzerine kurulmuştur. Hiçbir yaratık boşuna yaratılmamış, hikmetle yaratılmıştır. Helal olsun haram olsun bütün hayvanlar bir hikmete binaen yaratılmıştır. Buna dikkat etmediğimiz takdirde kâinatın düzenine zarar vermiş oluruz. Bunlardan istifade etme hakkımız olmakla beraber hayvanlara da zulüm etmeden onlardan istifade etmemiz gerektiği dinimizin emir ve talimatlarındandır." dedi.
"Hayvanlara yemek yiyip su içebilecekleri ortamlar oluşturalım"
Hayvanların da insanlar gibi bir can taşıdıklarını ifade eden Veteriner Hekim Eşref Kaya, hayvanlara eziyet edilmemesi gerektiğini belirtti.
Kaya, "Dışarda bir kedi, köpek gördüğümüz zaman onları da bizler bir canlı olarak görelim. Sonuçta onlar da bir can taşıyor. Onların da yemeğe, içmeye ihtiyaçları var. İnsanlara nasıl davranıyorsak, onlara da aynı şekilde davranmaya dikkat edelim. Eğer imkânımız varsa onlara yemek yiyip su içebilecekleri ortamlar oluşturalım. Çünkü kış mevsimindeyiz, git gide koşullarda zorlaşıyor. Hayvanların kışın yiyecek ve su bulma şansları azalıyor. Buna dikkat edelim." dedi.
"Bizim gibi onlar da acı hissediyor"
Hayvanlar için barınakların yapılması gerektiğine işaret eden Kaya, "Kedi ve köpekler hediye olarak alınıyor ve belli bir süre bunlar beslenilip sokağa atılıyor. İçerde beslenen kedi veya köpek dışardaki ortama atıldığı zaman dışarıyı garipsiyor. Bu kez hayvan ölümle baş başa kalıyor. Dışardaki hayvanlar için hayvan barınaklarının yapılması gerekir. Hayvanlara şiddet olaylarını tasvip etmiyoruz. Biri nasıl bize zarar verdiği zaman acı hissediyorsak onlarda aynı şekilde acı hissediyor. Fakat dilleri olmadığı için acılarını dile getiremiyorlar. Bu konuda insanların daha duyarlı olması lazım." diye konuştu.(Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)