M. Erkan Yavuz-Muhsin Şenol/DOĞRUHABER

Malum medya organları tarafından linçe uğrayan ve görevinden alındığı algısı oluşturulan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu gazetemize konuşarak uğradığı haksızlığı anlattı. Yaşanan süreçte onurunun kırıldığını söyleyen Emiroğlu, “Kullanmadığım sözler üzerinden linçe uğradım. Eğer mağdur ve haklı durumda olanlar iftirada bulunanlardan daha cesur olmazsa hak da elde edilemez mağduriyetler de devam eder. Değneksiz köyde çobansız dolaşıyorlar. Taşları bağlamışlar saldırganlar ise serbest” ifadelerini kullandı.

''...ANCAK KIRILAN ONURUM VAR''

Haksızlık karşısında duyarlılık gösteren medya kuruluşlarına teşekkür eden Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu “Bir haftadan beridir linç kampanyası altındayım. Çamur atanlar için rezalet olan bu süreç benim değerlerim ve akademik kişiliğim açısından bir onurdur” dedi. Emiroğlu, “İnsan istiyor ki zor süreçte bu karalama kampanyası düzenleyenlerin önünde resmi bir duruş sergilensin. Bir iddia ortaya atıldığında gönül istiyor ki bunun kaynağına inilsin elde ne belge var ne bilgi var bu görülsün. ‘Hocam bu iddialar var siz ne diyorsunuz` diye sorulsun istiyor. Kullanmadığım sözler üzerinden linçe uğradım. Daha sonra ses kayıtlarım ortaya çıktı ve öyle bir şeyler söylemediğim anlaşıldı. Ancak kırılan onurum var ve görevimden alınmışım gibi yayın yapıldı. Halbuki ben Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi müdürlüğünden alındım. Ama buna rağmen psikolojik etkisi oldu ve sanki görevimden alındım algısı oluştu” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE`DE BİR KAOS ÇIKARMAYI HEDEFLİYORLAR”

Bugün bana yarın başkasına olur diyen İbrahim Emiroğlu, “Linç kampanyasını yürütenler tümel yaklaşıyor. Üst başlarına saldırınca tabana kadar itibarsızlaştırmayı hedefliyorlar. Belki de Türkiye`de bir kaos çıkarmayı hedefliyorlar. Yerel seçimler yaklaştığı için siyasi bir hedefleri de olabilir. Ama ben hukuki süreci başlattım. Önce tekzip sonra da manevi tazminat sürecini başlatacağız” şeklinde konuştu.

“MAĞDURU VE MAZLUMU KORUMAK VİCDANİ BİR GÖREVDİR”

Birkaç kişinin dik duruşu ve desteği olmasaydı olay başka yerlere kadar varabilirdi diyen Emiroğlu, “Eğer mağdur ve haklı durumda olanlar iftirada bulunanlardan daha cesur olmazsa hak da elde edilemez mağduriyetler de devam eder. Değneksiz köyde çobansız dolaşıyorlar. Taşları bağlamışlar saldırganlar ise serbest. Mağduru ve mazlumu korumak vicdani bir görevdir. İnsanların böyle haksız bir cürme maruz kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Dik durmak, dik yürümek ve istikamet üzere olmak gerektiğini düşünüyorum. Rüzgâra göre hareket edenler var ama bazen rüzgâr tersten de eser bunu da bilmelerinde yarar var. Destek verenler/olanlar oldu. Duyarlı gazetecilere teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

NE OLMUŞTU?

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu Güzelbahçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Mevlid-i Nebi Etkinliğine katıldı. Orada bir konuşma yapan Emiroğlu`na linç kampanyası da bundan sonra başladı. Birgün, T24, Sözcü gibi ‘itibar celladı` medya organlarında “Kızlar âdet olur, âdet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir. 15 yaşındaki kızlar evlenebilir`, ‘Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar`, ‘LGBTİ masum gibi gösteriliyor, tedavi olmaları lazım`, ‘Laiklik en büyük tehlikedir`” gibi başlıklarla 28 Şubat benzeri bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu kampanyaya İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi de ortak olarak Emiroğlu`nu görevden aldı. Gerçek ise programın ses kayıtlarının ortaya çıkmasından sonra anlaşıldı. Zira programdaki konuşmasında bu konularla ilgili tek bir kelime dahi etmediği ortaya çıktı.