ANKARA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ATO Congresium'da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nda yaptığı konuşmada, verimlilik konusunun, sektörel anlamda böyle geniş katılımlı bir fuarda ele alınmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.

Toplumda verimlilik kültürünün geliştirilmesi ve verimliliği artırma projelerinin teşvik edilmesine yönelik çalışmalar yapan Türkiye Verimlilik Vakfı'nın çalışmalarını bu bağlamda çok önemsediğini vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vakfın gayretlerinin somut tezahürü olan Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nın birçok farklı sektörde verimliliğin artmasına katkı sağlayan teknolojik ürünleri vatandaşlarla buluşturması önem teşkil etmektedir. İnanıyorum ki verimliliğin artırılması alanındaki çalışmalar, bu fuar vesilesiyle geniş kitlelere ulaşma imkanı bulacaktır. Özellikle fuar alanında bulunan "start-up" sokağının genç girişimci ve mucitlere ayrılmış olması, yarınlarımız açısından umut veren bir yaklaşımdır. Böylece yeni mucit ve girişimcilerin yeni sektörlere erişimi kolaylaşacak, toplumun farklı kesimlerinde verimlilik olgusuna ilişkin farkındalık artacaktır. Ekonomik büyümede istikrarın korunması, teknolojik ilerlemeye ve sürdürülebilir verimlilik artışlarına bağlıdır. Verimliliğin artırılmasında doğru sistemi kurgulamak, sistemin gerektirdiği doğru yöntem, metodoloji ve teknolojilere sahip olmak ve bunu sürdürülebilir kılmak önem arz etmektedir. Tüm sektörlerde verimlilik artışı neticesinde elde edilen kazanımlar sistemin iyileştirilmesi ve yeni teknolojik gelişmelere yön vermektedir. Akıllı fabrikalar, yapay zeka uygulamaları ve bilginin otomasyonu ve sanal gerçeklik bu yönde gelişen alanlardan bir kaçıdır."

 Ar-Ge yatırımları

Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:

"2002'den bu yana, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülkelerin gerçek anlamda bağımsız sayılacağının bilinciyle Ar-Ge yatırımları desteklenmiş ve desteklenmeye devam etmektedir. Bu çerçevede, 2002 yılında 1,8 milyar lira olan Ar-Ge harcamaları 2017 yılında 10 milyar 710 milyon liraya ulaşmıştır. Kamu yatırım programları kapsamında Ar-Ge ve yenilik alanına ayrılan kaynaklar ise 2002 yılında 114 milyon lira iken 2017 yılında 2,8 milyar liraya yükselmiştir. Teknogirişim Sermayesi Desteği ile yüksek teknoloji üreticileri desteklenmektedir. Geçtiğimiz 16 yılda 2 bine yakın işletmeye destek verilmiştir."

"Hedefimiz hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil teknolojiyi tasarlamak ve geliştirmek. Teknolojinin yalnızca yararlanıcısı, kullanıcısı olamayız, olmamalıyız." diyen Oktay, ithal edilen teknolojinin bir süre sonra geçerliliğini kaybettiğinde bu alanda rekabet imkanının da kaybedildiğini aktardı.

Yerli patent

Milli teknoloji hamlesi doğrultusundaki çalışmaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde, ilgili tüm kurumlarla desteklemekte kararlı olduklarına dikkati çeken Oktay, şunları söyledi:

"Savunma sanayi alanında askerimizin kullanacağı piyade tüfeğini bile üretemeyen Türkiye'den, milli helikopterini, milli gemisini, İHA'sını, SİHA'sını üreten, insanlı ve insansız milli savaş uçağını geliştirmek için gecesini gündüzüne katan bir Türkiye`ye geldik. Savunma sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 15'lerden, yüzde 65'lere kadar çıkardık. Bugüne kadar çeşitli sektörlerden toplam yerli patent başvuru sayısı 60 bine ulaşmıştır. 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde tescil edilen yerli patent sayısında yüzde 38,8'lik artış gerçekleşmiştir. Ayrıca Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından yayımlanan rapora göre Türkiye, yerli patent başvuru sıralamasında 2017 yılı verilerine göre dünyada 13. sırada yer almıştır. Ancak bu seviyeyi de yeterli görmüyoruz. Sanayi üretiminde yerlilik ve millilik oranını daha yukarılara çıkarmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Teknoloji üreten bir topluma dönüştüğümüz takdirde milli teknoloji hamlemiz başarıya ulaşacaktır. Bu amaçla çalışmalarımıza durmaksızın devam ediyoruz."

AA