Uluslararası Engelliler Günü 1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından uluslarararası bir gün olarak kabul edilmiştir. Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir. Bu aktiviteler genellikle ücretsiz olup, gönüllülüğe dayanmaktadır. Hükümet desteği ve sivil toplum organizasyonlarıyla birlikte bu günün kutlanması çeşitlilik göstermektedir. 

Engellilerin Talepleri

-Herkesle eşit haklara, fırsat ve olanaklara sahip yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. 
-Nitelikli ve erişilebilir bir eğitim istiyoruz. 
-Haklara, hizmetlere ve bilgiye erişimin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. 
-Herkes için tasarlanmış kentler, sokaklar, konutlar, toplu taşıma araçları, ürünler istiyoruz. 
-Toplumsal yaşamda, bilimde, sanatta ve siyasette etkin olarak yer almak istiyoruz. 
-Temsil organlarında sadece engelli sorunları için değil ülke ve dünya sorunlarının çözümüne katkı sunabileceğimiz için de yer almak istiyoruz. 

Hz Peygamber ve Engelli sahabeler

Rasulullah (sav)`in görme engellilere karşı davranışlarında en güzel örneğini Abdullah b.Ümmi Mektum`a karşı tutumunda görmek mümkündür. Onu Mescid-i Nebevi`de müezzin olarak görevlendirmiştir. Bunun yanında, kendisini kamu görevlerinin en üst kademesinde, kendi yerine vekil, başka bir ifade ile devlet başkanı vekili olarak istihdam etmiştir; Veda Haccında ve Uhud Savaşına gidişi de dahil, çeşitli vesilelerle Medine dışına çıktığında on üç defa Medine`de onu vekil bırakmıştır.

İslam`da engellilerle ilgili çeşitli hükümlerin belirlenmesi, Abdullah Bin Ümmi Mektum vesilesiyle mümkün olmuş; engellilerin vekil bırakılmaları, imamlık yapmaları, savaşa iştirak etmeleri, farz namazlara katılmaları, korunma amacıyla köpek beslemeleri gibi konular açıklık kazanmıştır. Hz. Peygamber (sav) , namazlarda Abdullah Bin Ümmi Mektum ve diğer görme engellilerin imamlık yapmalarına izin vermiştir.

Bir Hadis-i Kudsi`de Yüce Allah; “Herhangi bir kulumu gözlerinden mahrum bırakmak suretiyle imtihana tabii tuttuğumda, sabrederse, gözlerine karşılık ona cenneti veririm” (Buhari, Merda,7) buyuruyor.

Rasulullah (sav) , durumlarına göre engellileri çalışmaktan alıkoymamış, onların ticaret yapmasını kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bununla birlikte, engellileri güç yetiremeyecekleri işlerden de muaf tutmuştur.

Amr Bin Cemuh

Kur`an-ı Kerim`de, sorumluluğun kişinin gücü ile orantılı olduğunu, kişilere güçlerinin üstünde sorumluluk yüklenmeyece- ğini ifade eden genel hükümlü ayetler (Bakara,286; En`am, 152; A`raf,42) yanında, engellilerin mazeretleri sebebiyle bir kısım yükümlülüklerden muaf tutulacaklarını konu edinen özel hükümlü ayetler (Fetih,17; Nur,61) de mevcuttur. Hz. Peygamberin uygulamaları da bu doğrultuda şekillenmiştir. Örneğin; Ensardan Seleme oğullarının başkanı Amr bin Cemuh, yürürken topallıyordu. Bedir Savaşına katılmak istedi; ancak Hz. Peygamber (sav) , onu savaştan muaf tuttu. Daha sonra Uhud Savaşına katılmak istedi; oğulları, Bedir Savaşını örnek göstererek, ona engel olmak istediler. Bunun üzerine Amr, oğullarına; “Siz beni Bedir Seferinde cenneti kazanmaktan alıkoymuştunuz” diyerek, onları Rasulullah (sav)`e şikayet etti. Peygamberimiz, ona, mazereti olduğunu, bu sebeple savaşla yükümlü bulunmadığını bildirdi. Ancak Amr`ın ısrarı üzerine izin verdi. Oğulların da babalarını savaşa gidip gitmemekte serbest bırakmalarını söyledi. Savaşa katılan Amr, sonunda, hep arkasında savaşan ve onu korumaya çalışan oğlu ile birlikte şehid düştü. Rahmet Peygamberi (as) , bir hadisin- de, onun cennette sapasağlam ayaklarla yürüdüğünü haber vermiştir. (İbn Hanbel, Müsned, V, 299)