Muş'ta "Modern Dünyada Tesettür" temasıyla bir panel düzenlendi. Muş Öğretmenevi konferans salonunda gerçekleşen panelin koordinatörlüğünü Zeliha Kartal yaparken Zeynep-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat ile Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Hülya Şekerci de programa konuşmacı olarak katıldı.
Programda ilk olarak konuşan Zeynep-Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat, farklı fıkhi ölçüleri olsa da tesettürün hem kadına hem de erkeğe emredildiğini aktararak, tesettür denilince yalnızca kadının düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
Son gelen mesaja baktığımızda evrensel özelliği ile bütün çağları kuşatıcı ve cevap verici bir özellikte olduğunun görüldüğünü belirten Alpat, "Kur'an-ı Kerim, Allah'ın son mesajı olması hasebiyle tüm ırklara, coğrafyalara ve çağlara hitap edecek şekilde gönderilmiştir. Bizim modern çağda yaşamamız, ilahi mesajları eğip bükmemize sebep değildir. Çünkü bu çağın adı modern çağ değil de başka bir şey olursa da inananlar olarak bizler Allah'ın gönderdiği emirleri yine onun istediği şekilde ifa etmekle mükellefiz." dedi.
"Tesettür hem kadına hem de erkeğe emredilmiştir"
Tesettürün kadına da erkeğe de emredildiğini aktaran Alpat, "Kime dokunsanız günah işliyor. 'Neden tesettür ruhu bu kadar yara aldı?' diyerek oturup düşünmemiz gerekiyor. Tesettür deyince lütfen aklınıza sadece kadınlar gelmesin. Çünkü tesettür bir kimliktir ve bir ruhu vardır, mesajı vardır. Tesettür hem kadın hem erkeğe emredilmiştir. Fıkıh ölçüleri farklıdır lakin tesettürden erkekler muaf değildir. İffet hem kadın hem de erkek için emredilmiştir. Dolayısıyla tesettür denilince sadece kadın akla geliyor. Tesettürün erkek ve kadın için giyim noktasında farklı fıkıh ölçüleri vardır. Sadece giyim olmadığı için tesettür kadını da erkeği de ilgilendiren önemli ve gerçekten sosyal hayatın temiz olması adına, kirlenmemesi adına çok önemli bir emirdir." diye belirtti.
"Rabbimiz takva elbisesinin daha hayırlı olduğunu söylüyor"
Tesettürün sadece giyim olmadığını, giyimin sadece bir parçası olduğunu vurgulayan Alpat, "Tesettür giyime indirgendiği zaman gerçekten Allah'ın emrettiği tesettür algısı çok fazla yarım kalır. Bunun için giyim sadece bir parçasıdır. Bizim üzerimizde isterse 9 kat çarşaf 9 kat peçe olsun gerçekten konuşmalarımızda da tesettür yoksa, bakışlarımızda da tesettür yoksa bu elbise bizi nasıl koruyacak? Koruyamayacak. Bunun için Rabbimiz takva elbisesinin daha hayırlı olduğunu söylüyor. Bunun için konuşmak kesinlikle tesettürün bir parçasıdır, yürümek tesettürün bir parçasıdır, ahlakıdır. Dikkat edin âlimler; 'Kadının el ve yüzü hariç bütün bedeni ziynettir.' diyor. Cezbedici pozisyon daha fazla olduğu için bize emredilen tesettür ilkelerinin fıkıh boyutları erkeklerinkinden biraz daha geniştir. Bu da olması gereken olduğu için Allah emretmiştir. Zaten Allah'ın emirlerini beğenmeyen bir kimse Müslüman olabilir mi? 'Allah'ım sen emrettin ama kusura bakma ben o kadarını yapamam. Modern ölçüler bana daha uygun.' diyemeyiz. Biz Allah'ın gönderdiği emirleri onun istediği anlam içerisinde, onun istediği ruh içerisinde, mesaj içerisinde ifa etmezsek Allah bizden razı olmaz ki." şeklinde konuştu.
"Giyinmenin herhangi bir şekli yoktur"
Giyinmenin herhangi bir şeklinin olmadığını söyleyen Alpat, "Ancak unutmayalım ki onun bir usulü vardır. Şekli yoktur ama tamamen de modernizmin ölçülerine kurban edilemez. Onun bir ölçüsü vardır. Senin Cazibeni kapatacak, dışarıya karşı dişiliğini değil kişiliğini ele verecek. Dişiliğini değil kişiliğini ortaya koyacak bir vakarlı kıyafet içinde olmak gerekir. Kaldı ki biz mümin insanlar Allah bize 'Çuval giy' deseydi gönül rahatlığıyla giymeliydik." İfadelerini kullandı.
"Asgari koşullarda örtülerek nasıl Müslüman kalabilirimin yollarını arıyorlar"
Daha sonra bir konuşma yapan Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Hülya Şekerci ise genç neslin asgari şartlarda nasıl Müslüman kalabilirimin yollarını aradığını belirterek, şöyle konuştu: "Nasıl daha iyi örtünebiliriz, daha fazla nasıl takva sahibi bir örtüye sahip olabiliriz değil de daha asgari koşullarda örtülerek nasıl Müslüman kalabilirimin yollarını arıyorlar. Emperyalizm sadece bizim sınırlarımızı, topraklarımızı işgal etmekle kalmadı. Evet, emperyalizm topraklarımızı aldı ancak aynı zamanda bizim zihinlerimizi işgal etti, bizim psikolojilerimizi, kalplerimizi işgal etti. Gençler düşünürken, düşüncelerimizi değerlendirirken aslında o kadar çok emperyalist veri ile düşünüyor ki. Gençlerimizde o kadar çok özenti var ki bu özenti bir şekilde patlak veriyor. Bu en çok da tesettür üzerinden algılanıyor. Bu sadece kıyafet üzerinde değil bizim yaşam tarzlarımız üzerinde, erkeklerimizde de kadınlarımızda da yaşlılarımızda da hatta gençlerimizde de emperyalistlerin topraklarımızda ektiği tohumların yansımalarını görüyoruz."
Panel soru-cevap faslının ardından son buldu. (Ayetullah Tarhan - İLKHA)