Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İslam Ülkeleri Standartları ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC), İslam Ticareti Geliştirme Merkezi (ICDT) ve Discover Events iş birliğinde gerçekleştirilen "Dünya Helal Zirvesi 2018 ve 6. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Helal Expo Fuarı" Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde başladı.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, helal lokma, helal yeme-içme, helal kazanma ve harcamanın Müslümanların olmazsa olmazı olduğunu vurgulayarak, zirvenin ve fuarın bu amaçla hayata geçirildiğini söyledi.

"Düşüncemizi helale dönüştürmedikçe helal-haram arasındaki farkı anlayamayız"

Bir Hadis-i Şerifte, Müslümanların alışverişte helal ve harama dikkat etmeyecekleri bir zamanın geleceğini ve bu şekilde davrananların davalarını kaybedeceğini, sözlerinin geçerli olmayacağını hatırlatan Nebati, "Biz Müslümanlar doğru kazanmalı, helal kazanmalı, helal içmeli, helal giyinmeli, helal yürüme, helal bakmalı, helal düşünmeliyiz. Biz zihin kodlarımızı, düşüncemizi helale dönüştürmedikçe helal-haram arasındaki farkı anlayamayız. Zihinleri Müslüman bir zihniyete dönüştürmemiz lazım." dedi. 

Dünyada Müslüman nüfusunun 2 milyara yaklaştığını belirten Nebati, "4 trilyon dolara yakın bir pazar var. Tüccar, girişimci, çalışan buyurun size geniş bir alan. Bu alanda ticaret yapın, helalinden kazanın ve helalinden dağıtın. Onun niçin bu fuarlar Müslümanların çokça yararlanacağı ve zihin dünyalarını genişletebilecekleri önemli alanlardır." diye konuştu.

Müslümanların üretimde var olduğunu söyleyen Nebati, "Türkiye'nin 16 yılda 3 kat büyüdü ve zenginleşti. Bu süreçte Müslümanlarla iş birliği ve onlarla dayanışma içerisinde oldu. Nerede acı varsa Türkiye orada oldu. Suriyeliler, Filistinliler baş tacı edildi. İslam dünyasının neresinde acı ve gözyaşı varsa Türkiye oraya yardıma koşuyor." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 16 yıl boyunca Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi çeşitli operasyonlara maruz kaldığını belirten Nebati, Türkiye'yi bölme ve parçalama amaçlı operasyonlar yapıldığını ifade etti.

Nebati, "Daha 3,5 ay öncesinde, yılbaşından itibaren atılmış olan adımlarını hızlandıracak bir şekilde başlayan bir ekonomik operasyon vardı. İşte bugün onu da atlattık. Gerek döviz fiyatlarındaki gevşemeler, gerek bankadaki (faiz) oranların düşmesi ve gerek piyasaların kendisini hızlı bir şekilde regüle etmesiyle bu sıkıntıları atlattık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliği, güçlü bir hükümet, güçlü bir kabine ve milletin devletle el ele hareket etmesi ve ümmetin bu millet için ellerini semaya açıp dua etmesi ile bu sıkıntıları atlattık. Bugün geldiğimiz nokta Türkiye'nin dünya ülkeleri içerisindeki liderliğini pekiştiren bir durum. Türkiye güçleniyor, zenginleşiyor ve özellikle İslam dünyası için elzem olan helal kazanma ve helal yaşama konusundaki bu gibi programları da inşa ediyor." diye konuştu.

"Müslümanca yaşayıp Müslümanca kazanmalıyız"

Müslüman iş adamları ve Müslüman yöneticilere çok büyük iş düştüğünü söyleyen Nebati, son olarak şunları kaydetti:

"Müslümanca yaşayıp Müslümanca kazanmalıyız. Kazancını da tam manasıyla temizlemek için de zekâtını ve sadakasını dağıtarak hareket etmelidir. Böylelikle kazancımıza kazanç ve en önemlisi bereket koyarken, bu bereketin İslam dünyasındaki mazlumlara dağıtılmasında da önemli bir aracılık yapmış olurlar."

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur ise program açılışında yaptığı konuşmada, helal olgusunun ticaret hayatında çok önemli bir noktaya geldiğini vurguladı.

Uluslararası alanda kabul görmüş standartların önemine dikkati çeken Batur, şunları kaydetti:

"Bu standartlar sayesinde küresel düzeyde ticaret ilişkilerinin kuralları tanımlanıyor. Bu ilişkiler kolaylaşıyor, yeni pazarlara giriş fırsatları ortaya çıkıyor. Üretim seviyesi geliştiriliyor. Sürekli iyileşmeye dayalı kalite altyapıları kuruluyor. Teknoloji kullanımı hayatımızın her noktasına giriyor. Çevreyi ve sağlığı koruyan bir dil ortaya konulmuş oluyor. İşte bu noktada helal ürün ve hizmetler konusunda ortak standartların belirlenmesi, bu standarlara göre ürünlere helal belgesinin verilmesi, belgelendirmelerin akredite edilerek bu akreditasyonun da ülkelerimiz arasında tanınması zorunlu hale geliyor. Bu zorunluluk helal hizmetler noktasında büyük bir potansiyel olması dolayısıyla karşımızda."

Ticaret Bakanlığının ilgili kurumu Helal Akreditasyon Kurumu'nun (HAK) kısa zaman önce kurduklarını anımsatan Batur, HAK'ın Türkiye'de helal akreditasyonda sorumlu tek kurum olacağını ifade etti. (Nizamettin Aşkın- İLKHA)