Başkan Donald Trump'ın bölge politikasına bir darbe anlamına gelen, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi senatörlerin destek verdiği tasarı, ilk oylamda 37'ye karşı 63 oy aldı.

Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis, Yemen'deki durumu kötüleştireceği gerekçesiyle senatörlere tasarıya destek vermeme çağrısında bulunmuştu.

Oylama, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin sonrasında yapıldı.

Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğu'nda öldürülmesinden bu yana, ABD'de Riyad yönetimine karşı eleştiriler büyüyor.

Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda kapalı kapılar ardında bir toplantı yapan senatörler ayrıca, CIA Başkanı'nın toplantıya katılmamasını sert bir şekilde eleştirdi.

CIA Başkanı Gina Haspel, Türkiye'nin verdiği cinayete ait ses kayıtlarını dinlemiş ve kanıtları incelemiş bir isim.

Senato'daki oylama, Suudi Arabistan'ı yaşamsal önemdeki bir müttefik olarak tanımlayan ve Suudi lider kadrosuna ambargo çağrılarına direnen 'Başkan Trump'a verilen bir ders' olarak görülüyor.

Trump, geçen hafta CIA'in Kaşıkçı cinayetinden Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın sorumlu olduğu değerlendirmesinde bulunduğu haberlerini reddetmişti.

Senato'daki ilk oylama, gelecek hafta ABD'nin Suudi Arabistan'a verdiği destek konusunun yeniden tartışılması anlamına geliyor.

Ancak uzmanlar, tasarı Senato'daki nihai oylamada geçse bile, Temsilciler Meclisi'nde onaylanma şansının az olduğunu söylüyor.

Senatörler ne dedi?

Senato'daki brifinge Haspel'in katılmamasına öfkelenen sanöterlerden Demokrat Partili Bob Menendez "Senato'nun CIA Başkanı'nı dinlemesinin engellendiğini" belirtti.

Senato Dış İlişkiler Komisyonu'nun Cumhuriyetçi Partili Başkanı Senatör Bob Corker da, brifing odasındaki herkesin, Kaşıkçı cinayetinden Veliaht Prens'in sorumlu olduğunu gördüğünü söyledi.

Corker "Burada bir sorun var. Suudi Arabistan'ın bir müttefik ve yarı-önemli bir ülke olduğunu anlıyoruz. Ama elimizde bir de kontrolden çıkmış bir veliaht prens var" dedi.

Bir başka Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da, CIA cinayetle ilgili olarak senatörlere doğrudan bir brifing verene dek oy kullanmayacağını söyledi.

Washington'daki BBC Muhabiri Barbara Plett, Beyaz Saray'ın Kaşıkçı cinayeti karşısındaki tavrı nedeniyle, Yemen'deki savaşa muhalefetin ivme kazandığını söylüyor.

Pompeo'nun tepkisi ne oldu?

Amerikan Dışişleri Bakanı, Beyaz Saray'ın "Suudi veliaht prensini doğrudan Cemal Kaşıkçı cinayetine bağlayan bir şey olmadığı" görüşünü tekrarladı.

Suudiler, cinayetten söz dinlemeyen istihbarat yetkililerini sorumlu tutuyor.

Pompeo, Washington'ın Suudi Arabistan'a Yemen'de verdiği desteği savundu ve desteği çekmenin, ateşkes çabalarının altını oyacağını iddia etti.

Dışişleri Bakanı ABD'nin savaşan tarafları ateşkes masasına oturtmanın eşiğinde olduğunu söyledi ve desteği çekmenin Husi isyancıları ve İranlı müttefiklerini cesaretlendireceğini ifade etti.

Suudilerin öncülüğündeki koalisyon ve isyancı Husiler arasındaki çatışmalar binlerce kişinin ölümüne yol açarken, milyonlarca Yemenliyi açlığın eşiğine getirdi.

ABD koalisyona istihbarat desteği sağlıyor ve Suudilere Yemen'de kullandıkları silahları satıyor.

Yemen'deki durum ne?

Çatışmalar Husilerin ülkenin kuzeyini ele geçirmeleri ve ardından başkent Sanaa'yı da alıp, cumhurbaşkanını kaçmaya zorlamalarıyla başladı.

Savaş, Mart 2015'te Suudi Arabistan ve sekiz diğer çoğunluğu Arap olan ülkenin, hükümeti yeniden işbaşına getirme amacıyla Husilere karşı hava saldırılarına başlamasıyla daha da büyüdü. Koalisyona ABD, İngilere ve Fransa da destek veriyor.

Son haftalarda Husi liderler, "Suudiler'in öncülüğündeki kalisyon barış istiyorsa" ateşkes görüşmelerine hazır olduklarını söylüyor.

Koalisyon, Kızıldeniz'deki liman kenti Hudayda'ya yönelik saldırılara son verdi. Ayrıca BM'nin öncülüğündeki görüşmelere destek verdikleri belirttiler.

BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, bu yıl sona ermeden önce barış görüşmeleri için toplanılacağını umduğunu söyledi.

Husiler geçen Eylül ayındaki görüşmelere katılmamıştı. 

Kaynak: BBC Türkçe