TEKNOLOJİ SERVİSİ
İstanbul Ticaret`in haberine göre: yenilenebilir enerjide başı ağırlıkla güneş ve rüzgar enerjileri çekiyor. Geleneksel rüzgar türbinlerinden en büyük verim yüzlerini rüzgara döndükleri alanlarda alınıyor. Bu nedenle rüzgar enerjisini elektriğe dönüştüren, genellikle devasa türbinler, rüzgarın sürekli ve süratli estiği açıklık alanlarda kuruluyor. Peki, rüzgar enerjisinden faydalanmak için dağların, tepelerin, geniş ovalar ya da okyanusların üzerinde bulunan bu dev türbinlerden başka bir yol düşünülemez mi? Örneğin şehirlerde, günlük hayatımızda verim alabileceğimiz, apartman dairemizde kendi enerji ihtiyacımızı karşılayacağımız rüzgar türbinleri neden geliştirilmiyor? Şehirlerde rüzgar sayısız binaya çarparak ilerlediği için son derece karmaşık bir hal alıyor. Şehir planlaması, binalar, özellikle de yüksek olanlar, rüzgarın yönünü sürekli olarak değiştiriyor. Aslında şehirlerde de gayet güçlü rüzgarlar olabilir, ancak bunları enerjiye verimli bir şekilde dönüştürmek çok zor.
MARS RÜZGARLARI
James Dyson Tasarım Ödülü`nü kazanan ‘O-Wind Turbine`, aynı yönde dönen, oldukça başarılı bir tasarıma sahip bir rüzgar türbini. Yüksek binaların balkonlarından aşağı sarkıtılmak için geliştirilmiş bir aygıt. NASA`nın Mars rüzgarları için tasarladığı bir araçtan esinlenen O-Wind`in tasarımcıları şehirlerde de rüzgardan elektrik üretmenin mümkün olduğuna inanıyorlar.
RÜZGARIN YÖNÜ FARKETMİYOR
Küreye yakın bir şekli olan türbin, Bernounilli`nin prensiplerine göre hareket ediyor. Rüzgar hangi yönden eserse essin, oluşan basınç farkları kürenin hep aynı yönde, saat yönünde dönmesini sağlıyor. Bu dönüş hareketinden elektrik elde etmek mümkün oluyor. Evinin çatısına güneş paneli koymak ve bu şekilde elektrik elde etmek imkanı uzun zamandır var. Ancak O-Wind ile apartman dairesinde oturanlar balkonlarında rüzgar enerjisi ile elektrik üretme imkanına kavuşmuş olacaklar.