28 Şubat mağdurlarının adil yargılanma talepleri devam ediyor. Her ayın 28'inde, 28 Şubat mağdurları için yapılan basın açıklamaları dizisi kapsamında bugün Çağlayan Adliyesi önünde bir basın açıklaması yapıldı

Üzerinden 21 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, 28 Şubat Darbesi'nin özellikle cezaevlerinde tutulan Müslüman siyasi mahpuslar ve aileleri için bütün ağırlığıyla devam ettiği vurgulanan basın açıklaması öncesinde konuşan STK temsilcileri, 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için uğraşırken, bu süre içerisinde yeni mağduriyetlerin yaşandığını ifade ettiler.

"Yargı kopyala yapıştır mantığıyla hareket ediyor"

"Yaklaşık 1 yıldır her ayın 28'inde burada toplanarak 28 Şubat sürecinde kumpaslarla cezaevine atılan ve hala cezaevlerinde olan mahkûmların tahliyesi için basın açıklamaları yapıyoruz," diyen Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin, "Her basın açıklamasında 'Bu son olsun' diye çağrıda bulunduk. Ne yazık ki şu ana kadar istediğimiz sonucu alamadık. Bu bir kenara var olan mağduriyet ve cezalara yenileri eklendi. 15 gün önce 2011 yılında FETÖ'nün tescillenmiş hâkim ve savcıları tarafından tutuklanan ve ardından serbest bırakılarak tutuksuz yargılanan Sait Şahin, Mehmet Bahattin Temel ve Fikret Gültekin hakkında verilen ceza onandı. Bu kararı dönemin FETÖ yargısı verdi ve Yargıtay da kopyala yapıştır tekniğiyle cezayı olduğu gibi onadı." dedi.

"Mağduriyete sebep olanlar dışarda mağdurlar hala cezaevinde"

"28 Şubat'ın üzerinden 21 yıldan fazla bir zaman geçti. Son bir yıldır farklı alanlarda 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için kamuoyu oluşturuyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Köklü Değişim Dergisi yetkililerinden Mahmut Kar, yaşanan hukuksuz yargılamalara dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi;

"28 Şubat sanıkları ağır cezalar almasına rağmen tahliye edildiler ve özgür bir şekilde yaşamlarına devam ediyorlar ama 28 Şubat mağdurları hala cezaevinde.  28 Şubat'ın uzantısı olan Ergenekon ve Balyoz sanıkları da aklandı. 28 Şubat sürecinden bu yana Mustazaflar, Hizb-ut Tahrir yargılamalarını yapan FETÖ sanıkları ağır cezalarla suçlanarak cezaevine atıldılar ama yargılayıp cezaevine attıkları mağdur Müslümanlar da hala cezaevinde. Bir taraftan AYM Hizb-ut Tahrir yargılamaları hakkında hak ihlali veriyor, diğer taraftan bazı yerel mahkemeler AYM'nin bu kararını dikkate almayarak yeniden yargılama taleplerini reddediyor.  Öte yandan Yargıtay Mustazaflar Cemiyeti yöneticileri, HÜDA PAR yöneticileri ile ilgili paralel yargının verdiği kararları onaylıyor. Artık siyasi irade, hükümet, yargı 28 Şubat ve sonrası ile alakalı bütün Müslümanlara ve insanlara yönelik yargılamalarla alakalı zulmün ismini koyması lazım. Bunun için artık konuşmaya, kamuoyu oluşturmaya gerek yok. Burada bir hukuksuzluk, bir mağduriyet var. Müslümanların artık mağdur olarak kalmaya tahammülü kalmadı. Hükümetin, yargının ve siyasi iradenin bir an önce bu zulmü durdurması gerekiyor."

"28 Şubat darbesi mağdur aileler için tüm ağırlığıyla devam ediyor"

Basın açıklamasını MAZLUMDER adına Av. Ömer Karataş, "28 Şubat 1997'de teşebbüsün ötesine geçip gerçekleşmiş bir darbe olarak gündemimize oturan 28 Şubat Darbesi halen insan öğütüyor." dedi.

Karataş, "Farkında mıyız? Üzerinden 21 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, 28 Şubat Darbesi özellikle cezaevlerinde tutulan Müslüman siyasi mahpuslar ve aileleri için bütün ağırlığıyla devam etmektedir. Farkında mıyız? Beraat etmesi gerekirken aynı torba dosyaya dahil edildikleri için müebbet hapis cezası verilen; en ağır yorumla bile adli nitelikli süreli hapis cezası alması gerekirken siyasi nitelikli müebbet hapis cezası verilen, delil niteliği tartışmalı olup ABD'de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan, avukatsız, işkenceli ve her türlü aşağılık yöntemle onur kırmaya dönük sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan, toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat mahpusları darbenin gerçek mağdurları olarak halen cezaevlerinde tutuluyorlar." şeklinde konuştu.

"Zulümlerin son bulması öncelikli meselemizdir"

Karataş, yaptığı basın açıklamasında son olarak şunları kaydetti;

"Farkında mıyız? Unutulmamalıdır, farkında olmazsak ve farkında olmamıza rağmen duyarsız kalırsak Allah karşısında verecek hesabımız olmayacaktır. 28 Şubat'ın brifingli yargısının kararlarıyla hapsedilen mazlumların tahliyesi, 28 Şubat'ın tahkim ettiği zemine basarak büyüyen paralel yargının kararlarıyla hapsedilen hemen her çevreden mazlumun tahliyesi, brifingli ve paralel yargı zemininde oluşan önyargılarla oluşturulan içtihatlarla halen devam eden yargı zulümlerinin son bulması öncelikli meselemizdir. MAZLUMDER olarak 28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin! 28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın! Talebimizi bir kez daha vurgularız." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)