Yargıtay'ın, FETÖ tarafından kurulan kumpas davasında, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Sait Şahin, M. Bahattin Temel ve Gazeteci Fikret Gültekin hakkında mahkûmiyet kararı vererek imza attığı skandal karara tepkiler devam ediyor
Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Cemal Çınar, Yargıtay'ın, FETÖ tarafından kurulan kumpas davasında, HÜDA PAR yetkililerine verilen cezalar hakkında, "Bu ceza sadece 3 kişiye değil adeta tüm topluma verildi." dedi.
Çınar, "Bu şahıslara verilen ceza ile sadece şahıslar değil toplumun barışı için gece gündüz emek sarf eden ve Türkiye kamuoyunun da çok yakından tanıdığı, toplumda karşılığı olan, toplumda birlik ve beraberliği muhafaza etmeye çalışan ve gerektiğinde bunun için bedel ödemeyi ibadet bilecek kadar şuur ve bilinçte olan bu 3 kardeşimizin cezalandırılması üzerinden toplumun birlikteliğine ceza verildiğine inanıyorum." dedi.
"Hükümet sağır sultanı oynuyor"
"Onları yargılayan mahkeme, FETÖ'nün amaçları doğrultusunda bir karar vermiştir. Bu kararın seçim arifesinde verilmesi de siyasidir." diyen Çınar, "Verilen bu gayri insani ve gayri ahlaki kararın hükümet tarafından sessizce geçiştirilmesi de ayrıca ahlaki bir zafiyettir. Eğer verilen bu karar kendi çevrelerine yönelik olsaydı Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı bu konuda devreye girer ve verilen kararın karşısında dururlardı. Fakat bu cezalar mütedeyyin ve inançlı insanlara verilen cezalar olunca hükümetin sağır sultanI oynadığını görüyoruz. Bu durum da ayrıca bir handikaptır." ifadelerini kullandı.
Çınar, "Bu ceza sadece HÜDA PAR'a değil aynı zamanda AK Parti'ye verilen bir cezadır. Hükümetin bu durumu basit kelimelerle geçiştirmesi doğru değildir. Mademki FETÖ ile mücadele ediyorsunuz, işte FETÖ'nün bir işi! Bu iş ortadayken bunun üzerine gidin ve kapatın." şeklinde konuştu.
"Verilen cezalar HÜDA PAR'ı durdurmaya yetmeyecek"
Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesinden sonra Cumhurbaşkanı'nın her alanda yetki sahibi olduğunu hatırlatan Çınar, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı, başkanlık sistemine geçildikten sonra ülkenin bütün kurumları, bakanlıkları üzerinde söz sahibi olan tek insandır. Bu hükümetin şu anda yapamayacağı bir iş değildir. HÜDA PAR camiasının cezalandırılmak suretiyle durdurulmaya çalışılması, bundan 30-40 yıl önce Doğu'da FETÖ ve PKK'nın birleşerek mütedeyyin insanları durdurmaya çalıştıkları projelerin artıklarıdır. Bu proje de tutmayacak. HÜDA PAR bugün kendisini topluma tanıtacak ve anlatacak. Bu 3 insanın cezalandırılması HÜDA PAR'ı durdurmaya yetmeyecek. Bir partinin 2 genel başkan yardımcısının eften püften sebeplerle cezalandırılması doğru değildir. Ben HÜDA PAR'ın bu konuda gerekli tüm girişimleri yapacaklarını tahmin ediyorum."
"Bu karara karşı toplumdan tepki gelmezse, bunun arkası da gelir"
Çınar, son olarak şunları söyledi:
"Biz de STK olarak gerçekten edebiyle, ahlakıyla, kişiliğiyle, güzelliğiyle bilinen bu insanların haklarını savunmak adına üzerimize düşen tüm görevleri yerine getireceğimizi belirtmek istiyorum. Bu konuda basın mensuplarının da üzerine büyük görevler düşüyor. Hatta İslam âlimlerinin bu meseleyi dillendirmesi, uluslararası İslami camiaların bu işi ele almaları lazım. Bu, Mısır'da Sisi'nin artıklarının Türkiye'deki uygulamalarıdır. Eğer bu 3 kişi seçim arifesinde bu şekilde cezalandırılır ve verilen bu karara karşı toplumdan tepki gelmezse, bunun arkasının da geleceği, bütün mütedeyyin insanları susturmaya yönelik olan bu hakaretin karşısında halkın ciddi bir tepki göstermesi gerekir." (Nizamettin Aşkın - İLKHA)