Sömürü hırsları, İslamî şuurun duvarına çarpan emperyalistlerin Miladi 20. yüzyıldaki en büyük çabalarından biri, toplumsal istekleri İslamî hareketlerin alanı dışına çıkarmaktır.
Emperyalistler, kendilerine veya kendi güdümlerindeki yönetimlere karşı toplumsal isteklerle çıkan hareketlere “İslam’ı vakanın içine karıştırmazsanız bir noktada buluşabiliriz” diye umut verdiler. Bu umudun peşinde koşan laik-ulusal hareketleri beslediler. Onları zoraki bir şekilde kitlelerin temsilciliğine sürüklediler.
Peygamber sevdasıyla meydanlara dökülenler, emperyalistlerin projelerinin en çok farkında olan ve ona en büyük tepkiyi duyan kitlelerdir.
Bu kitleler, İslam’ı canı sıkılan bireyin rahatlama aracından ya da zulüm gören şahsın teselli duasından ibaret görmüyorlar. İslam’la uyuşmamışlar, uyuşukluk hâlinden uyanmışlar. “…Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver…(Bakara 201)” duasını şuurla yaparlar.