M.ERKAN YAVUZ/DOĞRUHABER

Edirne`de 10 Kasım törenlerinde Atatürk aleyhine slogan attığı iddiasıyla gözaltına alınan üniversite öğrencisi Emine Şahin, “Atatürk`ün hatırasına alenen hakaret” suçlamalarıyla tutuklandı. Emine Şahin ise ifadesinde ‘Bu bir kıyamdır, Allah'ın kanununu bilmiyorsunuz, batılı inançları getirdi, yazılı kanunları kaldırttı` söylemini dile getirdiğini ifade etti. Hukukçuların yanı sıra milyonlar ise hakaret içermeyen bu sözlerin tutuklama sebebi sayılmasına ve yaşanan hukuksuzluğa isyan etti. Öte yandan Atatürk`e hakaret ettiği gerekçesiyle Şahin`in tutuklanmasının altından akıl almaz bir işgüzarlık çıktı. Tutukluluğuna itiraz edilen Şahin`in hiçbir şekilde Atatürk`e yönelik tek kelime etmediği ve meydanda bağırmadığı belirtildi. Törenlerin başladığı esnada yolda yürürken “bu kıyamdır” diye kendi kendine mırıldandığı ve o esnada orada bekleyen polis memurunun müdahale ederek Şahin`le tartıştığı olayın tamamen işgüzar polis memurlarınca tırmandırıldığı öğrenildi.

118 PROVOKATÖR

Polis memurlarının Şahin`in meydanda Atatürk`e yönelik hakaret içeren ifadeler kullanmış gibi tutanak tutmasının ardından 118 avukatın olaya müdahil olarak Şahin`in tutuklanması için çabaladığı belirtildi. Cezaevinde Şahin ile görüşen avukat Hamza Uçan olayın tamamen bir çarpıtma ve provokasyondan ibaret olduğunu söyledi. Polisin olayı çarpıtarak tutanak tuttuğunu, Şahin`in hiç bir şekilde bağırmadığını ve Atatürk`ün ismini dahi anmadığını vurgulayan Uçan, olaydan hemen sonra 118 avukatın Şahin`in tutuklanması için savcılığa koştuğunu söyledi.

5816 SAYILI KANUN TOPLUM ÜZERİNDE SALLANAN KILIÇ

Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Avukat Mehmet Mahmut Doğan, “En son Edirne`de yaşanan olay üzerinden gidilecek olursa, 5816 sayılı kanun bir dönem tek parti vesayetinin toplum üzerinde sallanan kılıcıydı. Edirne`de bir kişi ‘Atatürk`ün hatırasına hakaret` suçlamasıyla gözaltına alınıp daha sonra da tutuklandı. Belirli bir süreye kadar kimsenin olay hakkında doğru bilgi edinmediğini gördük. Medyada inanılmaz bir bilgi kirliliği vardı. Sivil Toplum Kuruluşları üstüne düşen vazifeyi yerine getirmiyor. Bunu yargıda yapamadığı gibi medyada da yapamadı. Dolayısıyla biz ilk saatlerde bu hadisenin ne olduğunu öğrenemedik. Medyada ‘yok şöyle dedi, böyle dedi` diye uzadı gitti.” dedi.

KIZIN SÖYLEDİĞİ TEK ŞEY, ‘BU BİR KIYAMDIR`

Doğan, “Bu hanımefendi öğrenci yurdundan çıkıyor ve saat 09.05`te ayakta duran insanları görüyor, o esnada kendi kendine veya yanındaki birine serzenişte bulunuyor. Bunun üzerine apar topar gözaltına alınıyor. Gözaltına alındıktan sonra ‘Bu bir kıyamdır` diyor, yani namazdaki kıyama benzetiyor. Tek kurduğu cümle bu. Geri kalan diyalog, polislerle arasında geçen diyalog. Ama medya bunu, orada duran halka söylemiş gibi yansıttı. Biz STK`lar olarak her alanda olduğu gibi burada da sınıfta kaldık, basın olarak da sınıfta kaldık. Çünkü gözlerimizin önünde bu hadise yaşandı. Normal şartlarda olay olur olmaz şunu dememiz lazımdı; ‘Ne oluyor ya, Edirne`ye gidip şu olayı bir öğrenelim` diye hareket etmemiz lazımdı.” ifadelerini dile getirdi.

100`ÜN ÜZERİNDE AVUKAT ‘TUTUKLANSIN` DİYE MAHKEMEYE BASKI KURDU

Edirne`de yüzün üzerinde avukatın oluşturduğu baskıya dikkat çeken Doğan, “Çünkü aynı saatlerde biz hiç bir şey yapmazken 100`den fazla avukat kız öğrencinin tutuklanması için Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı`na baskı yapmışlar. Bu avukatlar imza toplayarak başsavcılığa gidiyor, başsavcılık da bunun üzerine tutuklama kararı veriyor. Hiçbir aklı başında savcı veya hakim, böyle bir suçlamadan dolayı tutuklama yapmaz. Çünkü burada tutuklanmayı gerektirecek görüntü veya deliller de söz konusu değil. Tamamen avukatların imza toplayıp baskı kurmaları sonucunda tutuklanma meydana gelmiştir. Bizler de bir grup avukat arkadaş ile beraber, Edirne cezaevinde olan mağdur Emine Şahin`i ziyaret edip aynı zamanda Cumhuriyet Başsavcılığı`na da itirazda bulunduk. Başsavcılık bize ‘Tamam hukuku işletelim ama adliyeye toplu girip çıkmayalım. Aman karşılıklı bir şeyler yaşanmasın`  işte başımıza ne geldiyse bu korkaklıktan geliyor. Başsavcılık suç dahi olmayan bir fiilden dolayı bir kızı tutuklarken, başsavcılığın dert ettiği şey, ‘Aman adliyeden avukatlar toplu giriş çıkış yapmasın` bunun derdine düşmüştü. İtirazımızı yaptık, mağdurun tahliyesini bekliyoruz. Eğer tahliye edilmezse avukatlar, toplu olarak nasıl adliyeye girip mazlumlara sahip çıktığımızı görürler.” şeklinde konuştu.

BU İNSANLAR TAHLİYE EDİLMELİ

“5816 sayılı kanun tutuklamaya müsait değildir.” diye konuşan Doğan son olarak şunları söyledi; “Bu kanundan dolayı ne kadar tutuklu olan varsa hepsinin tahliye olması gerekir. Çünkü ceza alsalar dahi infazı yoktur. Önce bu insanlar tahliye edilmeli, ondan sonra da takkeyi önümüze koyup oturup konuşalım bu kanunu. Konuşalım ki, bu kanunun birilerinin üzerinde denetim mekanizması olması devam mı edecek, bu içindeki muğlak ifadeler netleştirilecek mi, yoksa tümden mi kaldırılacak? O daha geniş, kapsamlı bir çalışmanın konusu. Bugün için öncelikli hedef, bu kanun kapsamında tutuklu olan herkesin tahliye olmasıdır.”


HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük

HÜDA PAR EDİRNE`DE: DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, GİK üyesi Meryem Kiraz, İstanbul Kadın Kolları Başkanı Münevver Aktaş ve bir grup HÜDA PAR'lı avukat Edirne'de tutuklu bulunan Emine Şahin'i Cezaevinde ziyaret ettiler.

“DÜŞÜNCELER HAKARET İÇERMEDİĞİ SÜRECE SUÇ TEŞKİL ETMEZ”

Emine Şahin`in İslami hassasiyetinden ötürü bir saldırı veya bir hakaret olmadan bir görüş beyan etiğini belirterek konuşmasına başlayan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, “Bu, düşünce hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir mesele. Burada avukat hanım gidip kendisiyle görüştü. Önceki gün bir kısım avukatlar yine kendilerini gelip ziyaret etmişti. Emine Hanım`ın avukat arkadaşlara söylediği şey şudur: ‘Ben puta tapıyorsunuz gibi bir şey söylemedim. Onların duruşlarının doğru olmadığını ve sadece Allah`ın huzurunda bu şekilde kıyama durulabileceğini ifade ettim.” Bu durum ülkemiz ve Edirne`miz açısından üzücüdür. Daha güzel şeylerle gündeme gelmesi gerekirken bu tür haberle gündeme gelmesi üzücüdür. Bunu ifade etmem gerekir ki biz toplumu kutuplaştıran bütün söylemlerin karşısındayız. En fazla birlik beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde ülkemizin zor bir dönemden geçtiği günlerde içerde daha dikkatli olunması gerektiğini söylüyoruz. Düşünceler hakaret içermediği sürece bir suç teşkil etmediğini düşünüyoruz. Emine Hanım`ın sözlerinin bir suç teşkil etmediğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

“BU DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Yargıya duyulan güvenin en az olduğu bir dönemden geçildiğini ifade eden Elibüyük, “Bu tür kararlara imza atan hakimlerin ve savcıların ülkemizde olması da bizi ayrıca üzüyor. Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül`e çağrımızdır, bu tür kararlara imza atarak ülkede iç karışıklığa neden olacak kararlar alanlar hakkında çalışma başlatılmalıdır. Biz bu davanın takipçisi olacağız. İnşallah tutukluluğu devam etmez. Biz gerekli desteği kendisine vereceğiz.” dedi.