İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, son zamanlarda artan mantar zehirlenmelerine karşı bilgilendirdi.
Mantar zehirlenmelerinin, mantarın yenmesini takiben 2 saat içinde sersemlik, uyku hali, tansiyon düşüklüğü, bulanık görme, yüzde ve boyunda kızarma, ağızda metal tat duyusu, bulantı, kusma, terleme gibi belirtiler ile ortaya çıktığını belirten Özgüneş, "Altı saat sonra ise bulantı, kusma, ishal, ateş, çarpıntı, karın ağrısı, karaciğer-böbrek fonksiyon bozuklukları gibi hastalık belirtileri yenilen mantarın türüne göre ortaya çıkar. Yabandaki zehirli ve zehirsiz türleri ayırt etmek oldukça bilgili kişiler için bile zordur. Hastalar tanımlanamayan bir mantarı yemişlerse, türlerin tanımlanması spesifik tedavinin belirlenmesine yardımcı olabilir. Yenmemiş mantardan veya hastanın kusmuğundan alınan bir örnek varsa, analiz için bir mantar bilimi (mikoloji) uzmanına gönderilebilir. Tüm zehirli mantarlar kusma ve karın ağrısına neden olur; diğer tezahürler mantar tipine göre önemli ölçüde değişir. Genellikle, semptomlara erken (2 saat içinde) neden olan mantarlar, daha sonra (genellikle 6 saat sonra) semptomlara neden olanlardan daha az tehlikelidir." dedi.
Özgüneş, "En zehirli Amanita mantarı, mantar zehirlenmesi ölümlerinin yüzde 95'ini oluşturan Amanita Phalloides'tir. Yemeden 6 ila 12 saat sonra ortaya çıkabilen ilk gastroenterit ciddi olabilir; hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) oluşabilir. İlk belirtiler birkaç gün boyunca sürüp kaybolurken, daha sonra karaciğer yetmezliği ve bazen böbrek yetmezliği gelişir. İlk bakım, hipoglisemi ve muhtemelen tekrarlanan aktif kömür dozları için yakın izlemeyi içerir. Karaciğer yetmezliğinin tedavisi karaciğer nakli gerektirebilir; diğer spesifik tedaviler onaylanmamıştır." ifadelerini kullandı.
Mantar zehirlenmesinde ilk yardım nasıl olmalıdır?
Özgüneş, mantar zehirlenmesinde ilk yardım nasıl olması gerektiği konusunda şu bilgileri verdi:
"Kişide, bulantı, kusma, ishal gibi genel şikâyetler varsa kendisine son saatler ve günlerde mantar yiyip, yemediğini evde veya çevresinde aynı şekilde mantar yiyen ve benzer bireylerin olup olmadığını sorgulamamız gerekir. İlk yardım olarak uygulayacağımız noktaları şu şekilde sıralayabiliriz:
-Sakin olalım, hastayı sakinleştirelim.
-Kişiyi asla kusturmayalım.
-Kişiye asla ağızdan sıvı/katı gıda vermeyelim çünkü yoğurt, su gibi gıdalar da hastayı kusturur.
-Eğer kişi baygın durumda ve kusuyorsa, pozisyon verelim ki kusmuğu ciğerine kaçmasın.
-Ambulansı arayarak kişinin en yakın acil servise gitmesini sağlayalım."
Tedavide bazen yatıştırıcının gerekebileceğini belirten Özgüneş, çoğu mantar zehirlenmesi için tedavinin, semptomatik ve destekleyici olduğunu söyledi.
Aktif kömürün, emilimi sınırlamak için yararlı olabileceğini ifade eden Özgüneş, amanita türleri için çok sayıda antidot tedavisi denendiğini ama olumlu olmadığına dikkat çekti.
Özgüneş "Özetle; mantar zehirlenmesi, ülkemizde ciddi sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Her zaman önerildiği gibi, en etkin tedavi yöntemi korunmaktır. Mutlaka yememiz gerekiyorsa, o zaman ambalajında kültür mantarı yazanları alalım ki bunlarda bile, nadiren de olsa zehirlenmeler görülebilmektedir. Önerimiz, çarşıda, pazarda, satılan mantara dikkat etmek ve şüpheyle yaklaşmaktır. Çok sayıda mantar türü, yutulduğunda toksisiteye (zehirlenmeye) neden olur. Belirtiler türlere göre değişir. Belirli türlerin tanımlanması zordur, bu nedenle tedavi genellikle semptomlara göre yönlendirilir." şeklinde konuştu. (İLKHA)