Diyarbakır'da, Hazreti Muhammed'in veladetinin yıldönümü dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi.
Kayapınar ilçesinde Hazreti Ali Camii'nin konferans salonunda gerçekleştirilen etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Öğrencilerin mevlit okumalarının ardından Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Seyfettin Ay, açılış konuşması yaptı.
19 Kasım'da düzenlemeyi düşündükleri bu etkinliği bazı sebeplerle bugün gerçekleştirdiklerini söyleyen Ay, okullarında bir hafta boyunca Hazreti Peygamber'le ilgili programlar gerçekleştireceklerini belirtti.
Ay, "Bizler, iyiyi kötüden ayırt etmeyi, birbirimizi sevmeyi, paylaşma ve yardımlaşmayı, doğruluk ve dürüstlüğü, insana saygı göstermeyi, şefkat ve merhameti, adaletin en güzel uygulamasını, birbirimizden emin olmayı rahmet peygamberimizin tebliğ, tavsiye ve uygulamalarından öğrendik. O, bizi hayat verecek şeylere çağırmıştır. Cahiliye toplumundan bir medeniyeti inkişaf ettirecek bir ümmet olmanın yol haritasını bize göstermiştir. Birbirine düşman olan kabileleri kardeş yapmış, kin ve nefretin yerine sevgi, barış ve hoşgörüyü getirmişti." dedi.
Daha sonra katılımcılara hitap eden Araştırmacı-Yazar Abdullah Yıldız, namazın Müslümanlar açısından önemine değindi.
"Mümin ile kâfir arasındaki perde namazdır"
Mümin ile kâfir arasındaki perdenin namaz olduğunu dile getiren Yıldız, şunları söyledi: "Müslüman, incelikleri gözeten, centilmen, efendi, saygın ve hak ile hukuk gözeten insandır. Mümin ile kâfir arasındaki perde namazdır. Namaz perdesi kalkarsa o mümin küfre düşer. Allah'ın Resulünü konuşuyoruz burada. Onu iyi anlamamız lazım. Onun, gözümün nuru dediği namazı konuşmadan efendimizi konuşmuş olmayız. Onun, dinin direği dediği namazı konuşmadan din binasını ayakta tutamayız. Ahirette, 'Sizi sakar ateşine sokan nedir?' diye sorulunca 'Biz, namaz kılanlardan değildik' derler."
"Gücünüz ne kadar yetiyorsa Allah için kullanın"
Müslümanların, bütün gücünü Allah için kullanmaları gerektiğini anlatan Yıldız, "Duanın da içini boşalttık. Dua, 'Yan gelip yatayım, tembel tembel oturayım, üzerime düşen görevleri yapmayayım, elimi açayım ve Allah, benim yerime düşmanları kahretsin, benim yerime Afrika'daki ve Yemen'deki açları Allah doyursun.' demek değildir. Allah, benim elimle oradaki açları doyurmak istiyor. 'Allah, benim elimle İslam'ı duyurmak ve İslam düşmanlarını kahretmek istiyor.' demeliyiz. Tembellik etmek, yorulup pes etmek yok. Gücünüz ne kadar yetiyorsa ve imkânınız ne kadar varsa Allah için kullanın. Allah yolunda sonuna kadar mücadele edin, takvalı olun, emrettiklerini yapın ve yasakladıklarından kaçının. Takvanın da içini boşalttık. Allah'tan korkmaya kadar indirgedik. Oysa takva Allah'ın tüm emirlerini yapmaya, yasaklarından kaçmaya çalışma ve sorumluluklarımızın bilincinde olma çabasıdır." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Mevlid-i Nebi etkinliği, yapılan duayla sona erdi. (Hamza Adiyaman, Muhammed Said Aksoy - İLKHA)