M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, güvenlik soruşturmasından geçemeyen sağlık çalışanlarının, özel sağlık kuruluşlarında çalışabileceği kararı alındı. Hukuk herkese lazım dedirten hukuksuz düzenleme kamuoyunda tepkiye karşılandı. KHK ile ihraç edilen doktorların çalışmasına sınır getiren düzenleme komisyonda kabul edildi. Güvenlik soruşturmasından geçemeyen sağlık çalışanlarının özel sağlık kuruluşlarında çalışabileceği kararı alındı. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi kabul edildi. Buna göre, devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu için kamu görevinden çıkarılan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzman olanlar, sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabilecek. Ancak bu şekilde kamu görevinden çıkarılanlar devlet hizmeti süresi kadar müddetle mesleklerini icra edemeyecek. Düzenledikleri raporlar yargı kararlarına ve idari işlemlere esas alınamayacak. Öte yandan komisyona verilen değişiklik önergesiyle, güvenlik soruşturması nedeniyle göreve alınmayan doktorlar, bu düzenlemenin dışında tutuldu ve tüm özel sağlık kuruluşlarında çalışabilmelerinin önü açıldı.

DEVLET KADROLARINDAN DIŞLANDIĞI GİBİ ÖZEL SEKTÖRDEN DE DIŞLANMIŞ OLACAKLAR

Hukuksuz düzenlemeyi gazetemize değerlendiren İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Avukat Mehmet Karadağ,  “Doktorların ve diş hekimlerinin çalışma şartlarıyla ilgili yasaya ek bir madde getirilmiş. Bu düzenlemeyle daha önce ‘terör Örgütleri`yle irtibatı, iltisakı tespit edilen kişiler hakkında özel sektörde çalışmanın önü kesilmiştir. Her ne kadar yasada bazı kurumlarda çalışabileceği ile ilgili bir istisna tutulmuşsa da, çok dar kapsamlı bir istisnadır. Bu yasadan etkilenecek tabipler neredeyse devlet kadrolarından dışlandığı gibi özel sektörden de dışlanmış olacaklar. Bu madde öncelikle insan onuruna, insanların temel haklarına aykırı bir düzenlemedir. İnsanların en temel haklarından biri de çalışma hakkıdır. Her insanın iaşesini temin etme, çalışma imkanlarını oluşturmak devletin göreviyken, devletin bunun önünü tıkaması, buna set koyması ve çalışma hakkını kısıtlaması sadece tabipler açısından değil geçiminden sorumlu olduğu aileleri adına da bir hak ihlalidir. Biz bu maddeyi böyle değerlendiriyoruz.” şeklinde konuştu.

CİDDİ MAĞDURİYETLERE YOL AÇABİLİR

Kararın AYM`ye götürülebileceğini ifade eden Karadağ son olarak şunları söyledi; “Bu yasada hukuk tekniği açısından da çok sakıncalı yönleri vardır. Şayet bu yasa bu haliyle meclisten geçerse, eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği için Anayasa Mahkemesi`ne götürülebilir. Temel insan haklarına aykırı olduğu içinde iptali söz konusu olabilir. Olağanüstü Hal durumundan daha yeni çıkmışken, maalesef OHAL`den daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Çünkü herhangi bir kurum veya mülki amir yetkisini kullanarak ciddi mağduriyetlere yol açabilir. Bu asla kabul edilemez. Yani OHAL`den daha beter hak ihlallerine zemin aralayacak bir yasadır. Tabi komisyondan geçen bu yasanın meclisten geçmemesini umut ediyor ve bu yanlıştan dönüleceğini düşünüyoruz. Aksi halde, her ne kadar yasayı hazırlayanlar ve savunanlar, ‘devletin kendisini korumaya hakkı var` deseler de, biz bunu asla geçerli mazeret veya savunma olarak kabul etmiyoruz. Özellikle bazı kesimleri gerekçe göstererek, ‘biz bunların kamuda görev almasını engellemek için çıkardık` şeklindeki bahaneler de gerçekçi ve mantıklı değil. Şu bir gerecektir ki, bu yasa ileride her kesimi etkileyebilecek, mağdur edebilecek yasadır. Adalet ve hukuk dönemsel olarak ele alınamaz. Sadece bazıları mağdur edilsin diye bir zaman dilimi de seçilemez. Dolaysıyla biz bu yasanın adil olmadığını düşünüyoruz ve bu haliyle meclisten geçtiği takdirde birçok hak ihlaline yol açacağını düşünüyoruz.”