İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince yazımı tamamlanan 124 sayfalık gerekçeli kararda, Brunson'ın "FETÖ ile zaman içinde iletişim ve etkileşime geçtiği, bu örgütle ortak menfaatler bileşkesinde yardımlaşma ve dayanışma sergilediğine" kanaat getirildiği kaydedildi.

Gerekçeli kararda, sanığın, diplomatik olarak yaşadığı sorunları FETÖ'nün sıkça vurgu yaptığı "dinler arası diyalog" maskesi altında örgüt aracılığıyla çözme eğiliminde olduğu ve örgütün sözde Ege Bölgesi imamı firari Bekir Baz'dan destek aldığı aktarıldı. 

Brunson'ın, yargılama aşamasında firari Baz ile bağlantısını inkar ettiği ancak "Dua" kod adlı gizli tanık ve açık kimlikleriyle tanık olarak beyanda bulunan A.D. ve G.D'nin bu ilişkiye dikkati çektiği vurgulanan kararda, bu nedenle sanığın inkara yönelik savunmasına itibar edilmediği belirtildi.

Sanığın savunmasının tamamında FETÖ ve mensuplarıyla irtibatını reddettiği kaydedilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Sanık, yalnızca FETÖ ile değil, başka İslami hareketle iş birliği yapmasının söz konusu olmayacağını, mezhebinin de bunu kabul etmeyeceğini, dinler arası diyalog toplantılarına hiç gitmediğini savunmuştur. Sanığın FETÖ'nün sözde Ege Bölgesi imamı Bekir Baz ile irtibatını ortaya koyan mezkur (zikredilen) tanık ifadeleri, inkara yönelik savunmasını çürütmüştür. Brunson'ın sadece Baz ile değil, Baz'ın yardımcısı Murat Safa, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'le doğrudan temas kurabilen kapatılan KAGİAD Genel Sekreteri Oğuzhan Türkkan, FETÖ şüphelileri Halil Baysal ve Ömer Karagöz'le bağlantılı olduğu tanık ifadeleriyle tespit edilmiştir."

- Brunson'ın Güneydoğu'daki nüfuzlu bağlantıları

İzmir'de faaliyet gösteren küçük bir kilisenin pastörünün yoğun terör saldırılarının gerçekleştiği zamanda, arttırılan güvenlik önlemleri ve denetimine rağmen resmi sıfatı olmadan yerel yöneticilerle irtibat kurmasının ancak birtakım nüfuzlu bağlantıların desteğiyle mümkün olabileceği vurgulanan kararda, "FETÖ'nün firari şüphelilerin konjonktür olarak bu nüfuzu temin edebilecek kilit kişiler olduğu yadsınamaz bir gerçek." değerlendirmesinde bulunuldu. 

- Brunson'ın inkara yönelik savunması

Gerekçeli kararda şunlar kaydedildi:

"Sanık, bölgede ev tutacak kadar yoğun alaka göstermiş ve mesai harcamıştır. Sanığın birlikte hareket ettiği aktörlerin devlet içindeki kadroları eliyle ve sivil mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse varan cüretleri böylesi bir kargaşa ortamında bölgede bulunmalarının, hümanist bir inisiyatif almaktan öte amaçlar taşıdığı, 1 Ocak 2014'te Hatay'da ve 19 Ocak 2014'te Adana'da yaşanan Suriye'ye insani yardım götüren MİT tırlarının durdurulması olayında ortaya çıkmış bir gerçektir.

Bölgede bulunan bütün FETÖ hücrelerinin buna benzer gayeyi güttüklerinden bu yolda faaliyet gösterdiklerinden şüphe yoktur. Bu durum 15 Temmuz 2016'dan sonra adli ve idari makamlarca başlatılan soruşturmalar sonucu ortaya konulmuş bir gerçektir. Sanığın pozitif hukukumuz açısından masum görülebilecek misyonerlik faaliyetleri altında FETÖ unsurlarıyla iş birliği yaptığına yönelik inkarı, mezkur tanık ifadeleri karşısında kabul edilebilir bulunmamıştır, ayrıca Brunson'ın FETÖ mensuplarıyla bağlantısını ortaya koyan tanık A.D'nin Diriliş Kilisesi ile bir bağlantısı olmadığı gibi sanıkla da arasında bir husumeti de yoktur."

Terör örgütleri FETÖ ile PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla 35 yıla kadar hapsi istenen ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson, 12 Ekim'de 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış, hakkındaki adli kontrol hükümleri kaldırılarak serbest bırakılmıştı.