İSTANBUL -Erdoğan, İstanbul İl Özel İdaresince inşa ettirilen Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılışında yaptığı konuşmada, hastanenin Pendik`e ve tüm İstanbullulara hayırlı olmasını, bir sağlık vesilesi olmasını temenni etti.

Burada ortak bir protokolle farklı bir uygulama yapıldığını ve ortaya 600 yataklı bu muhteşem hastanenin çıktığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kısa süre önce Başbakanlık olarak bir genelge yayınladık ve Sağlık Bakanlığı ile üniversitelerin, hastaneleri birlikte kullanma imkanını getirdik. Bunun ilk örneklerini de Rize`de, Ordu`da, Sakarya`da uyguladık. Bugün de İstanbul Pendik`te böyle bir işbirliğinin ürünü olan hastanemizi resmi olarak işletmeye alıyor, sağlık noktasında İstanbulumuza çok büyük bir hastane kazandırıyoruz. İdari anlamda Sağlık Bakanlığımız, nitelikli personel bakımından da Marmara Üniversitemiz imkanlarını birleştirdiler ve böyle bir hastaneyi kazandırdılar."


126 bin 500 metrekare kapalı alanıyla 156 poliklinik odasıyla 600 yatağıyla 259 uzman, 272 pratisyen hekimle en modern imkanlarıyla bu hastanenin bölgede büyük bir boşluğu dolduracağını ifade eden Erdoğan, "Sağ lık, eğitim, adalet ve emniyet, hükümet olarak bizim öncelikli prensiplerimiz arasındaydı. Yola çıkarken ne dedik, `Türkiye`yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz` dedik. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet... Eğitimi birinci sıraya yerleştirdik. Savunma birinci sıradaydı, şimdi savunma altıncı sırada ama eğitim birinci sırada. Olması gereken buydu ve bunu yaptık" diye konuştu.

-EĞİTİM YATIRIMLARI-

Eğitimde yeni bir adım attıklarını, "Akıllı Tahta" projesini hayata geç ireceklerini belirten Erdoğan, "Her derslikte bir akıllı tahta olacak. Dört yılda bütün okullarımızı bunlarla donatacağız. Her öğrencimize bir elektronik kitap vereceğiz. Şu anda ön hazırlıkları tamam, ihale aşamasındayız. İhalesini yapıp, ondan sonra üretimine kazanan firma başlayacak" dedi.
Bunların, modern dünyanın elde ettiği imkanlar olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye`nin çocuklarının da bunları elde etmesi için bu adımlar ı attıklarını belirtti.

-"BAŞINDA BAY KEMAL..."-

Geçmişte devlet hastanelerinin, SSK hastanelerinin, kurum hastanelerinin, vakıf hastanelerinin birbirinden bağımsız olduğunu dile getiren Erdoğan, kendisinin de bir zamanlar sigortalı olduğunu ve sabah erkenden kuyruğa girdiğini, sıra geldiğinde ise doktorun muayenehaneye davet ettiğini kaydetti.


Doktorun yazdığı ilacın yarısının alınabildiğini, alınamayanların da serbest eczanelerden alındığını dile getiren Erdoğan, "Genel müdür kim? Vaka ortada. İflas eden bir SSK, zarar eden bir SSK, başında da Bay Kemal. Görevi devraldığında zararda olan bir SSK yoktu. Her yıl zararı arttı. Ondan sonra da siyasete girmek istedi, rahmetli Ecevit kabul etmedi, aday yapmadı. Sene 1999. Bunların eline inanın on koyun teslim edin, güdemezler. Biz `SSK`yı da devlet hastanesini de diğer kurum hastanelerini de birleştireceğiz` dediğimizde, bu CHP`liler bize `Yapamazsınız, olmaz` dediler. Yaptık mı? `Bal gibi olur` dedik. Oldu mu? Şimdi benim Pendikli kardeşim istediği hastaneye gidiyor mu? İlacını, serbest eczanelerden rahatlıkla alıyor mu? Nasıl oldu bu? Biz bu halkın yoluna revan olmuşuz" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bunların potansiyeli, kapasitesi, her şeyi belli. Bakınız, belediyelerimiz yavrularımıza burs veriyor muydu? Bu bursların verilmemesi için Anayasa Mahkemesine bunu kim götürdü? Bu CHP götürdü, bu Kılıçdaroğlu gibileri götürdü. Şimdi diyor ki `Biz ayda 600 lira vereceğiz`. Belediyelerimiz yavrularımıza burs verirken bunu kestiniz. Hastanelerde neler yaptınız? Şimdi hangi yüzle neyi konuşuyorsunuz? Tutturmuş `12 milyon 700 bin yoksul var Türkiye`de` diyor. Bunları benim halkım yutmaz. Sen belli bir literatür içinde bu rakamı söylüyorsan, aynı literatür içinde ben sana şunu söylerim; 2002`de bu rakam neydi? Aç, TÜİK rakamlarına bak, 19 milyondu. 19 milyondan şimdi buraya geldi ve bizimle geldi.


Modern devlet, şefkatli devlet, sosyal devlet, vatandaşına bu hizmetleri en kaliteli, en yaygın şekilde sunabilen devlettir. Sağlık hizmeti almak eğer bir çileye dönüşmüşse orada devlet-millet dayanışması olmaz. Hastaneye sağlı klı gelenin hasta döndüğü bir sistemde devlet kurulmaz. Kızakların üzerinde doğum için ilçe, il hastanelerine ulaşmaya çalışan kadınların olduğu devlet, kuşatıcı, kucaklayıcı bir devlet olamaz. Ülkemizin 18 noktasında helikopter ambulanslarımız var. Gidip en ücra köşelerden hastalarımızı alıyor. Jet ambulanslarımızla da hastalarımızı taşıyoruz."

AA