Denizli'de bir esnafın, iş yerine astığı, "İran, Suriye, Afgan müşteri bu dükkâna giremez, girerse dayak yer" yazılı afişi tepki çekmiş, esnaf, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.

Irkçı afişe tepki gösteren Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şubesi Tanıtım ve Medya Komisyon Başkanı Ekrem Çetin, ırkçılığın her türlüsünü yasaklamış olan Hazreti Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) veda hutbesini esnafa dağıttı. Irkçı yaklaşımların doğru olmadığını ifade eden esnaf ise veda hutbesini iş yerlerine astı.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Çetin, "Denizli'mizde son zamanlarda ırkçılık fikriyatının giderek artış gösterdiğini görüyoruz. Oysa İslam'da ve Peygamber Efendimizin Veda Hutbesinde ırkçılığın her türlüsü yasaklanmıştır. Denizli Esnaf ve Sanatkârlar Odası, şehrimizdeki esnafı Ahilik konusunda doğru şekilde bilgilendirmelidir. Ecdadımızın İslam'dan ve Kur'an'dan beslenerek oluşturduğu bir ticaret medeniyeti olan Ahilik anlayışının esnafımız tarafından iyi uygulanması gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığının ırkçılık konusundaki uyarıları dikkate alınmalıdır. Esnafımız dükkanlarına ırkçı afişler değil, Peygamber Efendimizin veda hutbesini assın." dedi.

"Ne yazık ki cahiliye adetlerini yaşatmaya ve savunmaya devam ediyorlar"

Hazreti Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) veda hutbesinde geçen ırkçılık ile ilgili, "Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahin da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır." sözlerini aktaran Çetin, şöyle devam etti:

"İslamiyet'ten önce Mekke'de insani ilişkiler asabiyete dayalı devam ederdi. İnsanlar soyları ile övünür ve diğerleri üzerinde baskı kurmaya çalışırlardı. Nesep kabileler arasında övünç kaynağı olarak görülürdü. İslam ırkçılığı yasaklamış ve kişiler arası ilişkilerin merkezine hak ve adaleti koymuştur. Günümüzde küresel güç odaklarının etkisi altında kalan Müslüman toplumlar, kardeşlik ilkelerini hiçe sayarak insani ilişkilerini ırk ya da soy sop üzerinden kuruyorlar. Neredeyse bir asırdır, 'Ne mutlu Türküm diyene' sloganı ile büyüyen dünün çocukları bugünün erişkinleri, kendilerini sahip oldukları ırk üzerinden tanımlıyor, insanları biz ve ötekiler diye ayrıştırıyorlar. Ne yazık ki cahiliye adetlerini yaşatmaya ve savunmaya da devam ediyorlar. Hiçbirimiz doğuştan imtiyazlı değiliz. Hiçbirimiz sahip olduğumuz ırk itibariyle diğerlerinden daha üst bir noktada değiliz. Hiçbirimiz bağlı bulunduğumuz aile ya da kabile itibariyle üstün değiliz. Zira üstünlük ancak iman üzere olmak ve kalmakla mümkün olabilir." (İLKHA)