Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Osman Ayşin, mevcut eğitim sistemiyle ilgili yerel ve ulusal sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kentteki, Şehit İbrahim Karaoğlanoğlu (ŞİKO) Anadolu Lisesi'nin yıkılmasıyla birlikte birçok öğrencinin açıkta kaldığını söyleyen Ayşin, şu anda birçok öğrencinin ŞİKO'nun yanında bulunan Şehit İsmail Öztürkçü Anadolu Lisesi'ne aktarıldığını belirtti.
Bu aktarılan öğrencilerin dışında birçok öğrencinin açıkta kaldığını belirten Ayşin, "Elbette açıkta kalan öğrenciler bizim için kabul edilemez bir olay ama bu öğrenciler anadolu liseleri dışında okul kabul etmedikleri için dışarda kaldı ve bunlar daha sonra açık öğretim lisesine gönderildi. Şuan yapılan ŞİKO lisesinin yapımı tamamlanmak üzere. Tabi iki lisenin yan yana olması da pek uygun değil. Mili Eğitim Müdürlüğümüz tarafından bu okulun tekrar lise değil de imam hatip orta ve ilkokul olması talebi vardı ama o zaman da o bölgede 900 öğrencimiz açıkta kalacak. Ortaokulun tekrar lise olması için gerekli çalışmalar yapılıyor. Tamamlanınca tekrar lise olarak devam edecek. Aynı zamanda şu an Şehit İsmail Öztürkçü Anadolu Lisesine aktarılan öğrencilerle eski öğrenciler aynı sınıf ortamında ve 40 kişi halinde ders görüyorlar. Bu da elbette eğitim ve öğretim konusunda ayrı bir sıkıntı ve ayrı bir mağduriyettir. İnşallah önümüzdeki süreçte bu sıkıntıları da atlatacağız." dedi.
"Öğrencilerin çoğu halen kitaplarını almamış"
Bölgede halen birçok okulda öğrencilerin kitapsız kaldığını ifade eden Ayşin, "şuan evet bölgede birçok okulumuzda kitap sıkıntısı yaşıyoruz. Öğrencilerin çoğu halen kitaplarını almamış ama bunu da o kadar büyük bir sorun olarak görmemek gerek, bugün kitaplarımız Van'da ulaştı inşallah önümüzde ki günlerde bütün kitap almayan çocuklarımız kitaplarına kavuşacak. Öğrencilerin kitap almama sebebi yıkılan ŞİKO Anadolu lisemiz yan tarafında ki okula aktarıldı. Daha önceden okulda kaç öğrenci var, ne kadar kitap lazım, kaç sınıf, kaç derslik var diye rapor veriliyor ona göre bu öğrencilerimizin kitapları geliyor, okullar da iki okulumuzun birleşmesi ve yer kalmadığı için geri kalan öğrencilerin farklı okullara gönderildiği için kitap konusunda da sıkıntı yaşandı. Şuan Türkiye'de bütün okullara kitap dağıtımı yapılıyor ve onda dağıtım arasında böyle eksiklikler normal belki kabul edilemez ki bunu bizde kabul etmiyoruz ve bir bahane olmamalı ama eksiklikleri tamamlamak için gerek öğretmenlerimiz, gerekse de il milli eğitim müdürlüğü konuyla ilgili çalışıyor. "diye konuştu.
Öğretmenlik mesleğinin önemine dikkat çeken Ayşin, "Herkes, her okul okuyan öğretmen olamaz. İnsan sevgisi taşımayan birinin öğretmen olması son derece yanlış bir durumdur. Öğretmenlik dediğimiz zaman aklımıza sevgi gelmeli. Sevgiyle öğrenciye yaklaşması gerekir. Velilere ve okuluna sevgi ile yaklaşmalı. Severek eğitim ve öğretime gönül vermesi gerekir. Maalesef günümüzde işin kolayına kaçan öğretmenler var. Sadece güzel meslek diye eğitim ve öğretimle alakası olmayan insanlar öğretmen oluyor. Öğretmenlikle alakası olmayan insanların, öğretmen olup eğitim vermesinin sonuçları vahim oluyor. Çocuklar okulu sevmek yerine içine nefret bilinci doluyor ve bu da maalesef öğretmenden kaynaklanıyor. Biz sadece akademik anlamda başarı yakalayamayız. Öğretmen; görevini seven, görev aşkı olan biri olduğu zaman elbette verdiği eğitimde de başarı sağlayacak ama bir fakülde mezunu gidip bir öğretmenlik yaptığı zaman vereceği eğitim ne olabilir? Tabi ki hiçbir şey. Bunlarla da ileri düşünülemez."
"Eğitim konusunda acınacak duruma geldik"
Bir öğretmenin sadece sınıfında öğretmen olmaması gerektiğini söyleyen Ayşin, "Öğretmen olarak evlere gitmemiz gerekir. Çocukların velilerine gideceğiz, ailelerle oturacağız, konuşacağız, sohbet edeceğiz. Ancak böyle bir öğretmenlik yaparsak istenilen sonucu elde edebiliriz. Şu an eğitim konusunda acınacak duruma geldik. 2010 yıllarında öğretmenin görev yaptığı yerde kalmama gibi bir durumu yoktu. Bir öğretmen bir mahalle veya köyde eğitim veriyorsa o öğretmenin orada kalması lazım. Öğretmenin gidiş geliş yapmaması lazım. Eğitim verdiği yerde, lojmanda kalması lazım. Lojmanda kalan bir öğretmen o köyün sakinlerinden oluyor. Dolayısıyla öğrenciyle, veli ve çevre ile iletişimi sağlıklı bir hale gelecek." diye konuştu.
"Artık normal eğitime geçmemiz lazım"
Van'da normal eğitime geçemediklerine dikkat çeken Ayşin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Okul dönüşümü olması lazım. Artık normal eğitime geçmemiz lazım. Bir okulda 2 bin öğrenci ders görüyor ama okulun kapasitesi 800 öğrenci. Ortaokul ve ilkokul öğrencisi aynı okulda ders görüyor. Sabah 6 ders, öğleden sonra 8 ders. Böyle bir eğitim ve öğretim sürecinde başarılı olunması mümkün değil. Halen ikili eğitim ile çocuklarımızın geleceğini yıpratıyoruz. Bu, ikili eğitim ile istenilen başarıyı ülke olarak elde etmemiz mümkün değil."
"Karma eğitim sistemi ile eğitim verilemez"
Okulların karma bir şekilde, gerektiği gibi eğitim alamadığına dikkat çeken Ayşin, "Bugün sadece imam hatip lise ve ortaokulları değil; diğer anadolu ve normal olan bütün liselerimiz karma eğitimden çıkıp ayrı sınıflar halinde eğitim görmelidir. İlkokuldan itibaren çocukların kız ve erkek yan yana oturmaları, geçtiğimiz gün Antalya'da yaşanan çocukların yaptığı ahlaki yozlaşma gibi önümüze bin bir farklı felaketler getirecektir. Gerçekten bu ülkede çocuklarımızı düşünüyorsak o zaman eğitim gördükleri yerlerde eğitim alabilecekleri ortamlar hazırlamamız gerekir. Geçtiğimiz günlerde Fransa'da kız çocuklarına dar giysiler yasaklandı ve yerine bol ve uzun kıyafetler giymeleri kuralı getirildi. Sebebi çocuklar kendilerini eğitime veremiyor diye işte bu sistemin Fransa'dan önce ülkemizde olması gerekmekte." şeklinde konuştu. (Yunus Tuğrul- İLKHA)