Türkiye Görme Engelliler Derneği Batman Şubesi Başkanı Adnan Sapancı, "15 Ekim Dünya Beyaz Baston Güvenlik ve Farkındalık Günü" münasebetiyle yazılı bir açıklama yaparak, engellilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.

Engelli insanların, engelsiz insanlar için tasarlanmış bir toplum içinde kendilerine yer edinmeye çalıştığını belirten Sapancı, "İş, eğitim, ulaşım, rehabilitasyon ve sağlık gibi kurumsal ve ekonomik bir çok alanda engelli bireylerin yaşadığı sıkıntıların ve erişim güçlüklerinin tespit edilerek giderilmesi gerekmektedir. Bu konuda en büyük görev yerel yönetimlere düşmektedir. Fiziki ulaşılabilirlik kapsamında ele alınabilecek olan toplu taşımanın niteliği, yollarda onların geçişini engelleyenler, resmi dairelerin ve okulların üst katlarına ulaşılabilirlik ve bunların iyileştirilmesi kısmına girmeden engelli ve yaşlı bireylerin ulaşılabilirliğinin ne olduğu konusunun tartışılması gerekmektedir." dedi.

"Mimari uygulamalar engelli insanları dışlamaktadır"

Kamu ve fiziki çevrenin engelli vatandaşlara "engel" oluşturduğunu vurgulayan Sapancı, "Ama fiziki çevrenin hiç de engellilerin kısıtlanmadan yaşamlarını sürdürebilmelerine olanak varacak biçimde olmadığı; yani sorumlulukların yerine getirilmediği rahatlıkla görülebilmektedir. Yaşanılan fiziksel çevrenin tüm toplumu düşünerek tasarlanmadığı, yaşanılan konuttan kamusal yaşam alanlarına ve ulaşım araçlarına kadar birçok çevresel unsurun, engellilerin gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Bina düzenlemeleri, mimari uygulamalar engelli insanları dışlamaktadır. Kent mekânları sanki engellilerin hiç bir yere gidememesi için tasarlanmıştır. Engellilerin kentsel mekânlarda hareket özgürlüğünü engelleyen birçok etken bulunmaktadır." diye konuştu.

"Yollar, merdivenler, asansörler, kaldırımlar, rampalar engellilerin gereksinimi karşılayacak biçimde tasarlanmıyor"

Açıklamasının devamında Sapancı şunları söyledi: "Bozuk yollar, kavşaklar, hiç olmayan veya kullanımı mümkün olmayan rampalar, merdivenler, alt-üst geçitler, yüksek bankamatikler, özürlü sandalyesinin sığmadığı asansörler, iyice yükseltilmiş veya işgal edilmiş kaldırımlar. Tüm bunlar ne yazık ki çeşitli engel gruplarının gereksinimlerini karşılayacak biçimde tasarlanıp inşa edilmemiştir. Metro istasyonlarında vatandaşların boşluğa düşmemeleri için konulmuş sarı çizgiler bile görme engellileri düşünerek değil engeli olmayan insanlar için konulmuştur. Kent içi ulaşımda yaygın kullanılan toplu taşıma araçları, engellilerin kolayca inip binecekleri biçimde tasarlanmamıştır. Kentte ulaşım, engelliler için kaygı verici bir sorun haline gelmektedir."

"Engelliler için yap, herkes kullansın"

Yapılan tüm işlerin engellileri düşünülerek yapılması gerektiğine işaret eden Sapancı, "Engelli bireylerin de diğer tüm bireyler gibi sosyal ve fiziki çevreden, eğitim ve sağlık olanaklarından, spor ve eğlence imkânlarından eşit bir şekilde faydalanmasının sağlanması zorunluluğu vardır. Bu bakımdan aslında tüm kamu ve özel sektörün, özellikle belediyelerin yaşanabilir kentin oluşumuna yapacakları katkı, onları geleceğe taşıyacak ve o şehirde yaşayanları mutlu edecektir. Yaşlı ve engelli bireylerin sosyal imkânlara ulaşılabilirlikleri konusunda her şeyden önce şu temel ilkeden söz edilmelidir; engelliler için yap, herkes kullansın. Engellileri izole etmeden ve yapılan işleri onlar için diye ayırmadan tüm işleri engellilere uygun olarak tasarlamak esas olmalıdır." ifadelerini kullandı.(Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)