Kobani bahaneli 6-8 Ekim saldırıları unutulmuyor. Ekim ayının gelmesiyle yeniden hafızalarda canlanan o vahşete karşı tepkiler dinmiyor.
Bölgenin savaş alanına çevrildiği, cami ve Kur'an kurslarının ateşe verildiği, Kur'an-ı Kerimlerin yakıldığı, inançlarından dolayı Müslümanların katledildiği, İslami derneklerin konulduğu 6-8 Ekim saldırılarında; devletin halkı savunmadığına dikkat çeken Şehid ve Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Platformu Başkanı Recai Yurdan, bu saldırıların kendiliğinden gelişmediğini, ABD emperyalizminin Türkiye'deki taşeronları tarafından planlı yapılan bir eylem olduğunu söyledi.
"Polisler sadece kendilerini korumaya çalıştılar"
Kolluk kuvvetlerinin sadece kendilerini korumaya çalıştığını hatırlatan Yurdan, "Şehid ve Tutuklu Aileleri olarak, Yasin Börü ve arkadaşlarının davalarını her zaman takip ettik ve onları hiçbir zaman için yalnız bırakmadık. Etkinliklerine de kurban dağıtımlarında da katıldık. Ama şunu söyleyeyim ki 6-8 Ekim saldırıları normal bir saldırı değil, kesinlikle Amerikan emperyalizminin Türkiye'deki taşeronlarının yaptığı bir eylemdir. Maalesef o dönemlerde, Türkiye devleti o insanlara sahip çıkmadı. O evlerden, o kardeşlerimiz, o gencecik kurban eti dağıtan, Allah için kurban eti dağıtıp da kurban olan insanlar; 'İmdat dediler, bizi kurtaran yok mu dediler?' Ama maalesef telefonlar edilmesine rağmen, telefonlar kapatıldı. Alaylar edildi, o insanlar yok sayıldı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi polisler sadece kendilerini korumaya çalıştılar. O insanlara sahip çıkmadılar. Ne zaman sahip çıktılar? Ne zaman ki PKK ile bir şeyler olunca, Türkiye'nin yetkilileri, Yasin Börü'den, 6-8 Ekim saldırılarından bahsetmeye başladılar." dedi.
"Bu vahşeti siyonistlerin zihniyetindeki insanlar yapar"
"Şunu biliyoruz ki bu toprakların insanlarıyız. Bu topraklarda bu şekilde öldürme hiçbir zaman için olmamıştır." diyen Yurdan, yaşanan vahşeti şöyle anlattı:
"Sen bir insanı üçüncü kattan aşağı atacaksın, bıçaklayacaksın, ondan sonra yakacaksın, o da yetmemiş gibi üzerinden arabayla geçeceksin. Bu bizim Kürd halkında olan bir gelenek, yaşanmış bir olay değil. O kadar hırçınlaşmışlar ki, o kadar kurgulamışlar ki ancak bunu İsrail'de eğitim alan, onun zihniyetteki insanlar yapar. Benim Türkiye'deki Kürd halkımın, Kürd milletinin böyle bir şeyi direkt yapacağına asla inanmıyorum. Ama maalesef ki onlar kurgulanmış, Amerika emperyalizminin siyonistlerden aldıkları eğitimlerden dolayı böyle olaylar yaptılar."
"Asıl müsebbipler yargılanmalı"
Cezaevlerinde olan birkaç çapulcunun kullanılan insanlar olduğunu vurgulayan Yurdan, asıl faillerin ABD dönüşünde halkı sokağa çağıranlar olduğunu, mutlaka bu davada bunların yargılanması gerektiğini ifade etti.
Yurdan, "Biz diyoruz ki Yasin Börü ve arkadaşlarının asıl müsebbipleri Amerika'dır. Amerika'ya giden ve Amerika'dan döndükten sonra halkı sokağa döken yetkililerdir. Bu da biliniyor. O yetkililer cezaevine alınmalı. O yöneticiler, Yasin Börü ve arkadaşlarının davasından yargılanmalı. Yoksa içerde yatan 3-5 tane çapulcu değil. Ben o şehidlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine yeniden başsağlığı diliyorum. O kardeşlerimiz, gök kubbede altın harflerle isimleri yazılmış insanlardır. Selam olsun şehidlerimize! Selam olsun onları unutmayanlara! Eğer onları unutursak, Rabbim de kalplerimizi kurutsun. Allah'ın izniyle unutmayacağız." diye konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)