"Camiler ve Din Görevlileri Haftası" dolayısıyla İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, camilerin İslam'ın sembolü olduğunu ve İslam şehirleşmesinin de en önemli özelliği olduğunu söyledi.

Camilerin sadece ibadet edilen mekânlar olarak görülmemesi gerektiğini belirten Çelik, camilerin aynı zamanda toplumsal kararların alındığı yerler olduğunu, camilerin Müslümanların bir araya geldiği ve bütünleştiği, bir araya topladığı güzel yerler ve mekânlar olduğunu vurguladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın camilerin, din görevlilerinin fonksiyonuna dikkat çekmek ve bir farkındalık oluşturmak için 30 yıl önce "Camiler ve Din Görevlileri Haftası"nı ilan ettiğini hatırlatan Çelik, yıllardır bu haftanın Türkiye'de resmi bir hafta olarak kutlandığını anımsattı.

"Bütün camiler Beytullah'ın bir şubesidir"

Camilerin Kâbe'nin birer şubesi konumunda olduğuna değinen Çelik, "Evvel cami vardı. Hiçbir beyt ve mekan yokken Beytullah vardı. Bütün camiler o Beytullah'ın bir şubesidir. Camiler İslam toplumunun ve şehirlerinin kalbidir. İslam medeniyetine baktığımız zaman şehirlerimiz caminin etrafında şekillenir. Şehirlerimiz camiye göre şekillenmiştir. İslam şehirlerinde tüm yollar camiye çıkacak şekilde planlama yapılmıştır. Camilere 'şehrin kalbi' denilir. Yani hayat sabah namazı ile birlikte camiden başlar. Sabah namazı kılınır 'Ya Fettah ya Rezzak' denilerek de herkes dükkanını açar ve işine gücüne başlardı. Bizim medeniyetimizde camilerin böyle bir fonksiyonu var."dedi.

"Cami birliğimizi beraberliğimizi sağlayan yerlerdir"

Camilerin Müslümanları bir araya getiren, bir arada toplayan, birliğin ve beraberliğin sağlandığı yerler olduğuna dikkat çeken Çelik, "Cami adı üstünde toplayan yerdir. Kur'an-ı Kerim'de mescid diye geçilir. Biz cami olarak değerlendirmişiz. Cami toplayan yerdir. Bir araya getiren yer anlamındadır. Gerçekten bugün cuma günü, bayram günü, diğer özel günlerde ve zamanlarda olsun beş vakit namazlarda olsun insanların menfaatsiz, kimse zorlamadan, kendi gönülleri ile gelip yan yana saf safa durdukları yerdir. Bilinçli ve şuurlu olarak kılınan namazların her bir rüknünün, her bir ritüelinin sosyal hayatta karşılığı vardır. Namazları bu bilinç ve şuurla kıldığımız takdirde caminin fonksiyonunu daha iyi idrak etmiş ve daha iyi hayatımıza yansıtmış oluruz." ifadelerini kullandı.

"Camileri yaşayan ve yaşatan camiler haline getirmek istiyoruz"

Son yıllarda "Cami Çocuk", Cami Gençlik", "Cami Aile" ve "Cami Okul" projeleri ile camileri yaşayan ve yaşatan camiler haline getirmek istediklerini belirten Çelik, "Bugün camilere neden dikkat çekmemiz lazım? Çünkü camiler ev sahipleridir. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da son zamanlarda cami merkezli olarak birtakım 'Cami Çocuk', 'Cami Gençlik', 'Cami Aile' ve 'Cami Okul' projeleri sosyal ve kültürel çalışmaları vardır. Bu projeler, çalışmalar bu düşüncenin ürünüdür. Camiyi yaşayan ve yaşatan camiler haline getirmektir. Bulunduğumuz mahalleyi maneviyatta tutacak, manevi rehberlik veyahut önderlik yapacak bir duruma, seviyeye getirmek. Bunun içinde hocalarımızın bugün bir takım çalışmaları var. İnşallah bu çalışmalar olgunlaştıkça, kemale erdikçe mahallemizde camilerimizin manevi hayatımızı aydınlatacak, yönlendirici, ışıklandırıcı rolleri daha iyi anlaşılacaktır." şeklinde konuştu.

"Cami çocuk ve cami gençlik kulüpleri oluşturuyoruz"

Çelik, Gaziantep'te cami çocuk ve cami gençlik kulüpleri oluşturduklarını anımsatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Önümüzdeki bahar mevsimine kadar şu anda 5-6 tane camimizde gençlik merkezlerimiz oluştu. 10 camimizde gençlik merkezlerini tamamlamayı düşünüyoruz. Caminin herhangi bir yerinde 04-06 yaş grubu çocuklarımıza yönelik Kur'an kursları yapıyoruz. Bugün sayıları 140 civarındadır. Bunları daha da artırmayı amaçlıyoruz. Hatta cami bahçelerine ise arsaların müsait olması durumunda 04-06 yaş grubuna yönelik daha nezih, çocuklarımızın daha rahat orada manevi değerlerini öğrenebilecekleri müstakil çocuk Kur'an kursları yaptırmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde de biz 10 semtimizde 04-06 yaş grubu çocuk Kur'an kursları oluşturma hedefimiz var."

"Camiler manevi duygularımızın zirve yaptığı yerlerdir"

Camilerin bir toplumun edep ve terbiyesinin en üst seviyede yaşandığı ve şekillendiği yerler olduğunu vurgulayan Çelik, "Bu bakımdan da bizim milletimizin çoğalması ve artması ile beraber, yani nüfusumuz ne kadar artıyorsa camimiz de o kadar artıyor. Bu camileri millet kendisi yapıyor, devlet yapmıyor. Elbette devletin katkıda bulunduğu camiler vardır. Fakat bu camileri Allah hepsinden razı olsun hayır sahibi insanlarımız alınlarının teri ile kazandıkları paradan yine gönül rahatlığıyla Allah rızası için harcayarak ümmeti Muhammed'e armağan ettikleri yerlerdir." dedi.

"Camiler kuruluşumuzun da kurtuluşumuzun da başladığı yerlerdir"

"Camiler kuruluşumuzun da kurtuluşumuzun da başladığı yerlerdir." diyen Çelik, "Camiler çocuklarımız ve gençlerimiz ile ailecek buluştuğumuz, bir araya gelerek Rabbimize kulluk ettiğimiz, bizim birliğimizi, dirliğimizi pekiştirdiğimiz yerlerdir. Camiler bayramları başlattığımız yerlerdir ve bunları fark etmeliyiz. Camiler kuruluşumuzun da kurtuluşumuzun da başladığı yerlerdir. Bizler Osmanlı'nın kuruluşunu Şeyh Edebali'nin camisinden, tekkesinden ayrı tutabilir miyiz? Ayrı tutarsak anlamıyoruz demektir. Yine biz TBMM'nin açılışını Hacı Bayram Veli Cami'deki cuma namazından, hatim merasimlerinden ve Buhari hatimlerinden ayrı tutabilir miyiz? Yine bugün Gaziantep'in kurtuluşunu Çınarlı Cami'sinden ayrı izah edebilir miyiz? Kahramanmaraş'ın kurtuluşunu da Ulu Cami'yi hesaba katmadan izah edebilir miyiz? Ona bir mana yükleyebilir miyiz? Onun için camiler kuruluşumuzun da kurtuluşumuzun da başladığı yerlerdir. Hazreti Peygamber, Medine-i Münevver'e geldiğinde ilk sosyal ve inşaat çalışması camii ile başlamıştır. Cami hem misafirhane, hem misafir kabul etme yeridir hem de sosyal ilişkilerin pekiştiği, kararlaştırıldığı yerdir. İnsanlarımızın birbirine dokunduğu, tanıdığı, fark ettiği yerlerdir.  Bugün de biz camilerimizi bu anlamda değerlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.

"15 Temmuz'da camiler ve din görevlileri önemli rol üstlenmiştir"

15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin önlenmesinde ve halkı darbeye karşı direnişte motive etmede en önemli etkenlerden birinin de camilerin olduğunu, camilerde ezan ve sala okuyan imam hatipler ile müezzinler olduğunu vurgulayan Çelik, son olarak şunları aktardı:

"Din görevlileri sabahın şafağından akşamın şafağına kadar bu millete ezanları ile açık tuttuğu camilerle hizmet eden kardeşlerimizdir. Doğumunda da, düğününde de ve ölümünde de duasıyla yanındadır. Hocalarımız ve camiler her zaman bizim kuruluşumuzun da kurtuluşumuzun da lokomotif görevini yapmışlardır. 15 Temmuz'da da bu tekrarlanmıştır. Salalarla darbeler durdurulmuştur. 15 Temmuz darbe girişimine karşı gerçek sorumluluğunun gereği olarak halkın, hakkın ve hukukun yanında yer alabileceğini net bir şekilde gösterdiler." (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)